24.05.2017 - 16:48 | Son Güncellenme:
AA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belçika'nın başkenti Brüksel'e hareketi öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi.
Beraberindeki heyetle NATO'nun yeni karargahının açılışı nedeniyle gerçekleştirilecek mini zirveye katılmak için Belçika'ya gittiğini söyleyen Erdoğan, devlet ve hükümet başkanlarının da katılacağı liderler zirvesi düzenleneceğini ifade etti.
Brüksel toplantısının, özellikle küresel belirsizliklerin arttığı, uluslararası güvenliğin kırılgan hale geldiği bir döneme rastladığını paylaşan Erdoğan, klasik tehditlerin yanı sıra bir tarafta mülteci krizi, göç hareketleri, siber saldırılar, salgın hastalıklar gibi sorunların bütün dünyayı kasıp kavurduğu bir dönemin yaşandığını belirtti. Erdoğan, tüm bu asimetrik tehditlerin gerek ulusal gerekse uluslararası düzlemde Türkiye'nin de güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiğini vurguladı.
Terörün, bu tehditler arasında şu anda en önceliklisi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Bütün bu sorunların üstesinden gelebilmek için kararlı, ilkeli ve tutarlı bir duruş sergilenmesi de şart. Bilhassa NATO müttefiklerinin tam bir dayanışma ve iş birliği içerisinde olması zorunludur. Son aylarda gerek St. Petersburg, Stockholm, Paris ve Manchester'da yaşanan terör saldırıları bize, terörün bölgesel bir mesele olmadığını göstermiştir. Bu vesileyle bir kez daha 22 Mayıs'ta İngiltere'de gerçekleştirilen saldırı başta olmak üzere terör eylemlerinde hayatını kaybedenlere taziyelerimi sunuyorum." ifadelerini kullandı.
İngiltere'nin terörle mücadelesine verilen desteğin sürdürüleceğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu gerçeği artık herkesin kabul etmesi gerekiyor; terörizm, bugün tek bir ülkenin değil tüm dünyanın sorunudur. Küresel meseleler ancak küresel boyutta bir iş birliğiyle çözüme kavuşturulmalıdır. Hala 'benim teröristim, senin teröristin' ayrıcalığının, ayrılığının yapılması görüyoruz ki bazı yerlerde devam ediyor. Bunlardan sıyrılmamız şart. Küresel meseleler, küresel boyutta ele alındığı sürece çözüme kavuşabilir. Terörün panzehiri ise kesinlikle dayanışmadır. Anlık paylaşım istihbaratta şarttır. Bu ortamda NATO'nun daha faal olması, bilhassa terörle mücadelede müttefiklere daha fazla destek vermesi gerekiyor. Avrupa-Atlantik bölgesinde istikrarın ve güç dengesinin devamı için NATO'nun dayanışmasını devam ettirmesi, caydırıcılığını da terörle mücadele dahil güçlendirmesi, tahkim etmesi gerekiyor. Bunun için de müttefiklerin 2014 Galler Zirvesi'nde kabul edildiği üzere gayrisafi milli hasılalarının asgari yüzde 2'sini savunma harcamalarına ayırmaları gerekmektedir. 2024 yılına kadar bu taahhüdü yerine getirme noktasında kararlıyız. Brüksel Zirvesi'nde temelde bu iki konuyu ele alacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve kapsamında bazı devlet ve hükümet başkanlarıyla ikili görüşmeler yaparak hem NATO konularını hem de ikili gündemdeki meseleleri istişare edeceklerini dile getirdi. Erdoğan, zirveden önce AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile ortak görüşme yapacağını bildirdi.
Görüşmede, Türkiye-AB ilişkilerindeki son durumu ve ileriye dönük atılacak adımları ele almayı öngördüklerini belirten Erdoğan, ayrıca ziyaret vesilesiyle Avrupa'da yaşayan vatandaşlarla da bir araya gelip hasret gidereceklerini kaydetti.
"Tüm bakanlardan yol haritası isteyeceğim"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel seyahatinden sonra AK Parti Merkez Yürütme Kurulunu (MYK) belirleyeceklerini belirterek, "Sonra da geleceğe yönelik ne gibi adımlar atılacak ve bununla ilgili, kongre kapanışındaki teşekkür konuşmamda da ifade ettiğim gibi, bütün bakan arkadaşlarımızdan şöyle altıncı ayın sonuna kadar, yıl sonuna kadar devam edecek bir yol haritasını isteyeceğim." dedi.
Bir basın mensubunun, "Partide ilk olarak sizi ne zaman göreceğiz? A takımı ne zaman belirlenecek? Kabine değişikliği olacak mı?" sorusuna Erdoğan, "Bizim A takımı, B takımı yok. Bu seçilenlerin hepsi A takımıdır. Hiçbir ayrım yok. İnşallah seyahatten sonra değerlendirmelerimizi yapıp Merkez Yürütme Kurulumuzu belirlemiş olacağız ve Merkez Yürütme Kurulunu belirledikten sonra da geleceğe yönelik ne gibi adımlar atılacak ve bununla ilgili kongre kapanışındaki teşekkür konuşmamda da ifade ettiğim gibi, bütün bakan arkadaşlarımızdan şöyle altıncı ayın sonuna kadar, yıl sonuna kadar devam edecek bir yol haritasını isteyeceğim." cevabını verdi.
Erdoğan, tüm Bakanlıkların yıl sonuna kadar neler yapacağı konusundaki yol haritasını belirleyeceğini, yol haritasının 6 aylık olmayacağını, 2019'a kadar devam edeceğini söyledi.
Her bakan ve Bakanlığın neler yapacağını altındaki tüm çalışma arkadaşlarıyla paylaşacağını, Cumhurbaşkanlığında ve AK Parti'de oluşturacağı ekiple yol haritasını yakın takibe alacaklarını söyledi.
Hazırlanan takvimin çalışıp çalışmadığını, bütün Bakanlıkların bu görevleri yürütüp yürütmediğini yakından izleyeceklerini anlatan Erdoğan, 2019 sürecinin Türkiye ve millet için çok önemli olduğunu kaydetti.
AK Parti Genel Başkan Vekili olarak Binali Yıldırım ile de bu konuları değerlendireceklerini dile getiren Erdoğan, olması ve yapılması gerekenlerin kararlaştırılarak adımların atılacağını ifade etti.
"Hatta oralarda haftalık konuşmalarımızı da yaparız"
Erdoğan, "Genel Başkanlık koltuğunu tekrar devraldınız. Önümüzdeki süreçte partinizin grup toplantılarına Parlamentoya gidecek misiniz?" sorusuna, Parlamentoya gideceğini, grup toplantısı odasında bulunabileceğini belirterek, "Ama tabii ki Meclis salonuna girmek gibi bir durumumuz olmaz. Şu anda benim böyle bir konumum yok. Ama diğer boyutlarıyla bütün grup toplantıları olsun, grup salonu olsun buralardaki çalışmalara katılıp hatta oralarda haftalık konuşmalarımızı da yaparız. Ona mani bir hal yok." karşılığını verdi.
"AB 'Türkiye kendisi çekilsin' havasında"
"Brüksel'de AB'nin önemli isimleriyle bir araya geleceksiniz. Bu toplantıda Türkiye'nin AB'den temel beklentileri nelerdir?" sorusu üzerine de Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu süreç içerisinde, iki ayağımız var. Dışişleri, Avrupa Birliğinden sorumlu bakan ayağımız. İki arkadaşımız da burayı takip ediyor. Biz elimizden gelen her şeyi A'dan Z'ye yapıyoruz. Ne gerekiyorsa müktesebat içerisinde bunları yerine getirmeye çalışıyoruz. Ama karşılığında da tabii bunun karşılığını bekliyoruz. Bunları arkadaşlarımız kovalamaya devam edecekler. Bizim Avrupa Birliğinden kopmak diye bir derdimiz yok ama Avrupa Birliğinin de kendi üzerine düşen görevi herhalde yerine getirmesi gerekir.
Avrupa Birliği, Türkiye'yi kendi kapısında adeta dilenci mesabesinde göremez, böyle bir hakkı da yok. Bizim onlara anlatacağımız bu. Yani 'Siz Türkiye'den ne bekliyorsunuz, ne istiyorsunuz? 54 yıl oldu hala neyi bekliyorsunuz?' Ben şunu biliyorum, Avrupa Birliği, 'Türkiye kendisi çekilsin', bunu bekliyor, havasında. Biz de 'Böyle bir şey varsa kararı siz verin, kararı siz verirseniz işinizi zorlaştırmayız' diyoruz. Olay bu. Şimdi bu görüşmelerde de bunlar gündeme gelince bunu söyleyeceğiz. 'Siz ne bekliyor, ne istiyorsunuz?' Bunu konuşacağız. Bizim de olmazsa olmazımız da değil, onu da bilmemiz lazım."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, Avusturya'nın NATO ülkeleriyle ortak eğitim programlarına katılmasını veto edeceği yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine de "Bloke eden bloke olur, olay bu kadar basit." ifadesini kullandı.
"Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir"
"Siyasette FETÖ temizliği yapılmadığı" iddiaları ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın tahliye kararına ilişkin ise Erdoğan, şunları kaydetti:
"Siyasette bu temizliğin yapılmadığını iddia eden bunu somut olarak ortaya koyması lazım. Hep söyleriz, hukukta bir kaide var, 'Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir.' Kimse bu söyle. Kalkıp İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın damadını söylüyorsan, tamam bu konu yargıyla alakalı bir konu. Yargı bu arada şu anda denetimli serbestlik kararı vermiş, bunun beraatine karar vermemiş. Yargılama süreci devam ediyor ve denetimli serbestlikle bırakılmış vaziyette. Dolayısıyla bu yargıyla alakalı bir sorun. Bunu kalkıp da şu anda siyasi partinin içerisinde herhangi bir konumu, görevi, yeri olmadığı halde bu şekilde, yani AK Parti'ye fatura kesmeye kalkmak kimsenin haddine değil. Önce bunlar kendi içlerindeki işleriyle uğraşsınlar, onları temizlesinler."
"Alışmış onlar teröristleri kabule"
FETÖ'cü 10 subayın Almanya'ya siyasi sığınma talebinde bulunması ve Alman askerlerinin İncirlik Üssü'nden çekilmesi tartışmalarına ilişkin de Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu konuyla alakalı bize gelmiş bir şey yok. 'Biz Ürdün'e gidiyoruz, gitmiyoruz', buna benzer bize ulaşmış herhangi bir şey yok. Hatta geçenlerde gündemlerinde böyle bir şey olmadığına dair Alman yetkililerin açıklaması var. Böyle bir şey de eğer yapacak olurlarsa bizim için çok da böyle önemli bir sorun değil bu. Giderlerse biz 'güle güle' deriz, başka bir şey değil." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'cü subaylar konusunun ise Almanya'nın sorunu olduğunu belirterek, "Almanya böyle şeyler yapmaya devam ederse... Zaten alışmış onlar teröristleri kabule, 10 terörist daha kabul etmiş olur. Biz de tabii kovalamaya devam ederiz." dedi.