31.08.2022 - 17:56 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tuzla’da Milli Savunma Üniversitesi Deniz ve Hava Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Törenine katıldı. Programa aynı zamanda TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu ve mezun olan öğrenciler katıldı. 19’u yabancı dost ülkelerden, 274 deniz harp okulu, 286 hava harp okulu olmak üzere toplamda 560 öğrenci mezun oldu.
“Üzüntü verici gidiş eski Türkiye'nin ruhumuzu yaralayan lekelerinden biri olarak tamamen geçmişte kalmıştır”
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milli Savunma Üniversitemiz faaliyete başladığı günden itibaren hem 15 Temmuz'un yol açtığı zafiyetleri giderme hem de eğitim öğretim kalitesini günün ihtiyaçlarına göre yükseltme bakımından çok önemli başarılara imza atmıştır. Denizcilerimiz Barbaros'un izinde Akdeniz'de, Ege'de, Karadeniz’de ve kendilerine görev verilen her yerde ülkemizin çıkarlarını korumakta, milletin emanetini en yüksekte tutmaktadır. Aynı şekilde 15 Temmuz ihanetinden en büyük yarayı alan Hava Kuvvetlerimiz de kısa sürede kendini toparlayarak gökyüzündeki hakimiyetimizi pekiştirdiler.
Milli Savunma Üniversitemiz bugüne kadar 111 F16 pilotu yetiştirdi. Hali hazırda yüzden fazla mezunumuz da pilotluk eğitimlerini tamamlamak üzeredir. Birilerinin sırf ordumuzun insan gücü temin ve eğitim kapasitesine darbe vurmak için çıkardığı fitnelerin nasıl boş olduğunun ispatı işte burada karşımızdaki manzaradır. Harp okullarının eğitim sürelerini 4 yıldan 5 yıla çıkartarak eğitim kapsamını genişleterek ve kalitesini artırarak ülkemizin hedeflerine uygun nitelikli askeri personel yetiştiriyoruz. Dünyanın ve ülkemizin yaşadığı gelişmelerin gerisinde kalan değil önünde giden bir eğitim sistemiyle kendimizle birlikte dostlarımızın da ihtiyaçlarını karşılıyoruz” dedi.
“Ne zaman ki ordumuz bu vasıflarından uzaklaştırılmışsa işte o vakit bizim için alarm zilleri çalmaya başlamıştır”
“Bizim devlet geleneğimizde ordu milletin değerleriyle teçhiz edilmiş, devletin temel taşı ve ülkenin bekasının teminatı olan bir kurumdur” diyen Erdoğan, “Ne zaman ki ordumuz bu vasıflarından uzaklaştırılmışsa işte o vakit bizim için alarm zilleri çalmaya başlamıştır. Osmanlı'nın kara sınıfını oluşturan Yeniçeriler Bektaşi Ocağı'nda yetişiyor ve yoğruluyor. Tarihte olduğu gibi bugün de karacılarımız her kazaya besmele, hamdele eşliğinde çıkmakta, Allah Allah nidalarıyla düşmanın üzerine yıldırım gibi inmektedir. Bin yılı aşkın süredir kanlarıyla toprağı sulayan, gül bahçesine girer gibi şehadete yürüyen bir orduya başka türlüsü zaten yakışmazdı. Denizcilerimizle Akdeniz'i bir Türk gölü haline getiren namlı reislerimizin izinde gemilerimizdeki bayrağın üstünde yer alan Kur’an-ı Kerim'in gölgesinde her işlerine ‘Bismillah’ diyerek başlayan cengaverlerdir.
Havacılarımız da dünyayı kuş bakışı görmeye imkan veren işleri sayesinde Rabb'imizin verdiği nimetlere ve güzelliklere en çok hamdeden sınıf olsa gerektir. Maalesef bir dönem ordumuzun gücünü aldığı bu kadim köklerinden koparma gayretleri hat safhaya çıkmıştı. Kışla camilerinin kapatılması ve asker ailelerine sergilenen ayrımcılık başta olmak üzere bu üzüntü verici gidiş hamdolsun eski Türkiye'nin ruhumuzu yaralayan lekelerinden biri olarak tamamen geçmişte kalmıştır.
Deniz Harp Okulumuzun Heybeliada’daki ilk yerleşkesinde bulunan cami Tuzla'daki yeni yerine geçtikten sonra ihmal edilmişti. Milli Savunma Üniversitemiz işte bu eksiği giderdi. Deniz Harp Okulu camimizin bugün aynı zamanda açılışını yapıyoruz. Kara ve harp okullarımızda inşaatına başlanan camilerimizi de inşallah en kısa sürede tamamlıyoruz” dedi.
“Doğu Akdeniz’de ülkemizin çıkarlarını baltalamak için kopartılan gürültülerin gerisindeki karın ağrılarının gayet iyi farkındayız”
“Ülkemizin yaklaşık 40 yılına mal olan terör saldırılarında sadece milletimizin değerlerine ve varlığına düşman teröristlerle değil, onları üzerimize salanlarla da mücadele ettik” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
Ege'de her fırsatta tacizleri ve terbiyesizlikleriyle huzursuzluk çıkartanların sadece maşa olduğunu, asıl mücadeleyi onların gerisindekilerle verdiğini biliyoruz. Doğu Akdeniz’de ülkemizin çıkarlarını baltalamak için kopartılan gürültülerin gerisindeki karın ağrılarının gayet iyi farkındayız
Neredeyse 60 yıldır kapısında bekletildiğimiz Avrupa Birliği'nin bizimle ne demokratik, ne ekonomik standartları mukayese edilemeyecek ülkeleri üye yaparken Türkiye'yi dışarıda bırakmasının sebebini de çok iyi biliyoruz.
Ülkemize yönelik tehditlerin zirveye çıktığı bir dönemde ihtiyacımız olan desteği vermeyen NATO'nun, çok daha hafif gerekçelerle, nerelere güç aktardığını elbette görüyoruz. DEAŞ bahanesiyle bölgemiz kana ve ateşe bulanırken, bu örgütle gerçek ve en etkin mücadeleyi yürüten Türkiye'ye gözlerini ve kulaklarını tıkayanların riyakarlığının en yakın şahidi biziz. Dünyanın dört bir yanında ve özellikle de sınırlarımız dibinde teröristlere bilabedel yağdırılan silahları bize parasıyla satmayanların niyetlerinden hiç şüphesiz haberdarız. Bir asır önce Osmanlı'yı adeta lime lime edenlerin yıkıcı güçlerini, milli mücadelemizi yürütür ve Cumhuriyetimizi kurarken diplomasinin inceliklerini kullanarak kendimizden uzak tutmuştuk.
Bugün de, geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız altyapının üzerinde 2023 hedeflerimizi gerçekleştiriyor ve 2053 vizyonumuzu oluşturuyorken aynı sabrı sergiliyoruz. Milli mücadeleyi nasıl kendi ülkelerine ve milletlerine güvenleri olmayan bu manda sevdalılarına rağmen kazandıysak, bugün de aynı zihniyettekilere rağmen Türkiye'yi hedeflerine ulaştıracağız” dedi.
“Biz artık İHA'larımızla varız, SİHA'larımızla varız, Akıncı’larımızla varız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Göreve geldiğimizde yerli silahlanmamız yüzde 20 idi. Şimdi yüzde 80. Biz artık İHA'larımızla varız, SİHA'larımızla varız. Akıncı’larımızla varız. Şimdi Gök beylerimizle varız. Ve bütün bu silahlarımızla dünyada bize düşman olanların korkulu belasıyız. Artık ekonomisi küçük oyunlarla prangaya alınıp kolayca sömürülen bir ülke değiliz. Artık biz dünyadaki hiçbir ülkeye sahip olduğu imkanlar sebebiyle hayranlıkla bakan bir ülke de değiliz. Onlar geçti. Onlar tarih oldu. Çünkü artık Türkiye gerçekleştirdiği atılımlar sayesinde siyasi ve ekonomik olarak özgürleşmiş, kendi menfaatlerini savunabilecek seviyeye gelmiş, kendi hedeflerine kararlılıkla yürüyen bir ülkedir. Milletler, geçmişten aldıkları güçle geleceklerini inşa ederler.
Türk milleti dünyanın en zengin medeniyet birikimlerinden birine sahiptir. Küresel gelişmeler Türkiye'nin önüne altın bir fırsat getirmiştir. Bu tarihi fırsatı değerlendirmenin yolu birliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkmamıza bağlıdır” dedi.