20.11.2018 - 11:59 | Son Güncellenme:
AA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nın ardından milletvekilleriyle yaklaşık 1,5 saat süren görüşmesi sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Yarın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yapacağı görüşme hatırlatılarak, "Görüşme sonrası yerelde yeniden Cumhur İttifakı gündeme gelir mi?" sorusu üzerine Erdoğan, "Cumhur İttifakı konusunda her iki tarafın açıklamalarını zaten duyuyorsunuz. O konuda herhangi bir sorun yok. Seçim ittifakıyla ilgili konuyu da öyle zannediyorum ki her iki lider şöyle bir masaya yatırma fırsatını bulacağız. Ne olabilir, ne yapılabilir, bunları aramızda görüşeceğiz. Temenni ederim ki her iki taraf için de iyi olabilecek bir sonuca varırız. Bu, bana göre tabanların da beklentisidir diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
ANKARA VE İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ADAYLARI
"Temayül yoklaması sonrası özellikle Ankara ve İstanbul için karar verildi mi? İsimler belli mi?" sorusunu yanıtlayan Erdoğan, Ankara ve İstanbul ile ilgili temayülde çıkan neticelerin henüz önüne gelmediğini, sonuçları yalnızca Genel Başkan yardımcıları Ali İhsan Yavuz ile Mehmet Özhaseki'nin bildiğini belirtti. Erdoğan, çalışmalarını bu akşamdan itibaren Genel Merkez'de yapacaklarını aktararak, "Bu çalışmalarla birlikte önce büyükşehirler olmak üzere tüm illeri göreceğiz. Bugün, yarın, perşembe, üç gün yoğun bir çalışmam var." diye konuştu.
Adayların ne zaman açıklanacağına ilişkin soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumartesi olabilir, ilk takvim." karşılığını verdi.
"KARŞI HAMLEMİZİ YAPAR, İŞİ BİTİRİRİZ"
AİHM'nin Selahattin Demirtaş ile ilgili kararının sorulması üzerine Erdoğan, "AİHM'nin verdiği kararlar bizi bağlamaz. AİHM'nin bugüne kadar biliyorsunuz terör örgütüyle ilgili verdiği birçok karar var. Hepsi de aleyhedir. Onun karşılığında bizim de yapabileceğimiz birçok şeyler vardır. Biz karşı hamlemizi yaparız, işi bitiririz. Terörü gelip de Türkiye'de dizginleyen hiçbir zaman AİHM olmadı. Terör devam etti. Yine aynı şekilde şu anda terör devam ediyor. Faturasını, bedelini ödeyen Türk halkı." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaz aylarında ekonomide yaşanan dalgalanmanın ardından son iki ayda Türk lirasının yüzde 20'ye yakın değer kazandığı hatırlatılarak, "Sizin faizlerle ilgili duruşunuzu biliyoruz. Gelinen noktada bu konuda söyleyecekleriniz var mı?" sorusu üzerine, "Görüldüğü gibi faizlerde düşüşler devam ediyor. Faizlerdeki düşüşün de olumlu yansımasını görüyoruz." dedi.
"STOKÇULARI AFFETMEYECEĞİZ"
Hazine ve Maliye Bakanlığının, piyasaları kontrol altına alma gayretini tüm ekipleriyle devam ettirdiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bazı suiistimaller var. Özellikle stokçular, şunlar bunlar... Bunların üzerine bakanlıklarımız kararlılıkla gidiyor. Birçok depo baskınlarında nasıl stoklar yaptıklarını görüyoruz. Kararlılıkla buna devam edeceğiz. Buralarda asla taviz yok. Öyle patates, soğan stokçuluğu, öbür tarafta birçok sebze, meyvede bu tür stoklar yapmak... Bunların bedelini ödeyecekler. Öbür tarafta havlu kağıttı, taharet kağıtlarıydı, vesaire bunlarla ilgili birçok depolama, stok çalışmaları, buna benzer ne varsa hepsinin üzerine gideceğiz. Bu konuda bakanlıklarımız yoğun bir çalışma içindeler. Bu stokçulara da aynen ben de söylüyorum; bu yaptığınız stoklarla sizi affetmeyeceğiz. Sonuna kadar ne gerekiyorsa cezai müeyyideler, para, öbür taraftan diğer yönleriyle bu konuyu da kovalayacağız."
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
KENDİ KARANLIKLARINDA KAYBOLUP GİDECEKLERDİR
Milleti yıllarca kendi değerleri, kültürü ve geçmişi dışında mecralara koşturmaya çalışanların oyunlarına artık herkesin karnının tok olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık her adımını, devlet ve millet düşmanlarıyla birlikte atanlar, ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar siyasette yeniden inşallah hortlayamayacaklardır. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı'ndan başlayarak tüm şahsiyetlerine ve kurumlarına saldıran, hatta hızını alamayıp doğrudan milletin kendisine hakaret eden bu CHP kafası, 31 Mart'ta bir kez daha hak ettiği dersi inşallah sandıkta alacaktır. Türkiye'yi eski karanlık günlerine döndürmek isteyenler, kendi karanlıklarında kaybolup gideceklerdir. Darbelerle, cuntalarla, vesayetle ve bunların aracı olarak kullandıkları medyadan, yargıya pek çok araçla ülke yönetmeye alışmış olanlara, demokrasinin, milli iradenin hakimiyeti zor geliyor. Kaybettikleri mevzileri tekrar kazanmak için yeni senaryolar, yeni taktikler üretebilecek kadar kabiliyetleri, gayretleri olmayanlar eski usul yöntemleri tedavüle sokuyorlar. Halbuki ecdat 'kem alat ile kemalat olmaz' diyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasete başladıkları günden beri yaptıkları gibi yine millete ram ve teslim olacaklarını belirterek, milletin hizmetine talip olduklarını, bu yolda gece gündüz çalışacaklarını söyledi. Varsa noksanları tamamlayacaklarını, yanlışlarını düzelteceklerini, yolunu şaşıranları ya ıslah ya tasfiye edeceklerini vurgulayan Erdoğan, daha çok proje üreteceklerini, yatırım yapacaklarını ve her hane ve kişiyle daha çok hemhal olacaklarını kaydetti.
"MİLLETİN GÖNLÜNE GİRMEYİ AMAÇLADIK"
İşte bunlar başarıldığında, seçim sonuçlarının zaten kendiliğinden şekilleneceği dile getiren Erdoğan, bugüne kadar aslında sandıktan çıkmayı değil milletin gönlüne girmeyi amaçladıkları için başarılı olduklarını ifade etti. Erdoğan, seçimde de aynı şekilde hedeflerine ulaşmayı umduğunu aktararak, genel başkanından mahalle ve köy temsilcilerine kadar AK Parti kadroları için siyasetin her kademesinin hizmet vasıtası olduğunu vurguladı.
Seçim dönemlerindeki, adaylık mücadelesi sürecinin de bu hizmeti kimin daha iyi yapacağı yarışı ve takdirinden ibaret olduğunun altını çizen Erdoğan, bir göreve kimi zaman 2, kimi zaman 12 veya daha fazla kişinin talip olacağını, sonuçta ise bir kişinin o işi üstlendiğini dile getirdi.
Aday belli olduğunda, diğer herkesin o adayın yanında saf tuttuğunu ve seçim gününe kadar tıpkı kendisi aday olmuş gibi canla başla çalıştığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Her kim ki 'ben aday gösterilmedim' diyerek partimize sırtını dönüyor hatta gidip kendine başka mecralar arıyorsa o kişi zaten hiçbir zaman AK Parti'li olamamış demektir. Her kim ki aynı şekilde 'benim istediğim kişi aday gösterilmedi' diye benzer tavırlara giriyorsa, zaten yanlış yerdedir. Veya ben niye 'şuradan aday gösterilmedim de buradan gösterildim' diyorsa o da kusura bakmasın önce bir nefis muhasebesine kendisini çeksin. Biz bir davayız, teşkilatız, bizde kesinlikle, malum bunu özel toplantılarımızda hep görüşmüşüzdür, değerlendirmeler yapılır, istişare yapılır, bunun sonunda da 'sen filanca yerden adaysın denildiğinde' o da 'evelallah' der, orada çalışmaya başlar. Onu da geçelim. '3 dönemden fazla olmayacak ancak başarılı gördüğümüz arkadaşları bizler daha farklı yerlerde istihdam edebiliriz' dedik.
Peki, ben de başarılıydım ama ben niye istihdam edilmedim' havasına girenler varsa, senin değer noktasındaki skalan ile merkezin skalası farklı olabilir. Aday olurken, 3 dönem orada görev yaparken veya iki dönem görev yaparken her şey iyi, güzel de aday yapılmadığın zaman niye bozuluyorsun, niye o zaman sana bir şeyler oluyor? Bu hareketin, kendine has ilkelerinin olması ve bu ilkelere de tüm arkadaşlarımızın sadakatle sarılması şüphesiz ki bizim görevimizdir."
"HER KİM BEN ADAY GÖSTERİLMEDİM DİYORSA..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her kim ki 'ben aday gösterilmedim' diyerek partimize sırtını dönüyor hatta gidip kendine başka mecralar arıyorsa o kişi zaten hiçbir zaman AK Parti'li olamamıştır. Her kim ki 'benim istediğim kişi aday gösterilmedi' diye benzer tavırlara giriyorsa, zaten yanlış yerdedir." ifadelerini kullandı.
"Türkiye'yi eski karanlık günlerine döndürmek isteyenler kendi karanlıklarında kaybolup gideceklerdir." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Darbelerle, cuntalarla, vesayetlerle ve bunların aracı olarak kullandıkları medyadan yargıya pek çok araçla ülke yönetmeye alışmış olanlara demokrasinin, milli iradenin hakimiyeti zor geliyor." şeklinde konuştu.
TÜRKAKIM DOĞAL GAZ BORU HATTI
Erdoğan, konuşmasında dün, TürkAkım doğal gaz boru hattının, Karadeniz'den Türkiye topraklarına ulaşması münasebetiyle düzenlenen törene katıldığını dile getirerek, söz konusu projenin önemine dikkati çekti. "Konuşacaksak, gelin bunları konuşalım. Sizin bunlarla hiç alakanız, ilginiz yok mu?" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Karadeniz'in bir ucundan diğer ucuna, 2 bin metre derinlikten böyle bir yatırım gerçekleşiyor ve ülkemize yeni bir doğal gaz imkanı doğuyor, hem ülkemiz için hem Avrupa için bir kaynak, bir tedarik oluşuyor; bu gündeminizde değil. Gündemlerinde ne var? Hala 'Biz Türkiye'yi nasıl karıştırırız.' Bu var. Fakat ülkemizi karıştıramayacaksınız. Ülkemizi bölemeyeceksiniz. Bunu böyle bilin."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondaki partililerin bir sloganı üzerine, 31 Mart'taki Mahalli İdareler Seçimleri'ne 4 ay kaldığını anımsatarak, "31 Mart'ta benim aziz milletim, bu ülkenin düşmanlarına en büyük dersi sandıkta verecektir, ben buna inanıyorum. Milliyetperver, vatansever bir topluluk olarak inşallah sandıkta milletimizle bütünleşmemiz, 31 Mart'ta bir başka olacak. İnşallah 1 Nisan itibarıyla da adeta yeni bir dönem başlayacaktır." açıklamasını yaptı.
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bu aşamaya gelmesini temin ettikleri TürkAkım'ın, Türkiye için önemli ve stratejik bir enerji projesi olduğunun altını çizen Erdoğan, gelecek yıl, 2019'un sonunda TürkAkım'ın çalışmalarının tamamıyla biteceğini ve tedarikin başlayacağını aktardı.
MAHALLİ İDARELER SEÇİMLERİ'NE HAZIRLIKLAR
Buldukları her fırsatta 31 Mart 2019'daki Mahalli İdareler Seçimleri'ne hazırlıklar için çalıştıklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Aday tespitleri noktasında gerek büyükşehirlerde, gerek illerde sık sık bir araya geldik. İlçelere de inmeye başladık. Geçtiğimiz pazar günü, önceden belirlediğimiz yerlerde temayül yoklamaları da yapıldı. Partimizin tüm kademeleri, aday belirleme ve seçim hazırlıkları konusunda kesintisiz mesai halindeler. Siyasetin ve teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak, titiz bir araştırmayla, soruşturmayla, analizle adaylarımızı netleştirmenin gayreti içindeyiz. İnşallah tüm bu hazırlıklarımızdan tamamlanmış olanları, yakında milletimizle paylaşacağız."
Son dönemde Türkiye'nin, "eski Türkiye"de bırakıldığı düşünülen birtakım tartışmaların, polemiklerin, tartışmaların içine yeniden çekilmeye çalışıldığının görüldüğünü söyleyen Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Dünyanın kendini artık 21'inci yüzyılın ikinci yarısına hazırlamaya başladığı bir dönemde, birilerinin ısrarla 1940'ların, 1960'ların, 1970'lerin, 1990'ların baskı ve tedhiş iklimine taşımaya çalışıyor olması manidardır. Yapılmaya çalışılan işe illa bir isim verilecekse; bunun adı gericiliktir, irticacılıktır, mürteciliktir, çağ dışılıktır. Türkiye'nin geldiği yer itibarıyla hala tek parti dönemini, onun siyasi, sosyal ve ekonomik zulüm düzenini özleyenlere, o günlere geri dönülmesini talep edenlere söylenecek başka ne söz olabilir?" değerlendirmesinde bulundu.
"ŞEHRİN MUSLUKLARI HARİÇ, HER YERİ AKIYORDU"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin, kendi vicdanında, tek parti dönemini hak ettiği yere çoktan oturttuğunu vurgulayarak, şu anekdotu paylaştı:
"Büyük Hiciv şairimiz Eşref, cumhuriyet öncesi dönemde bir ilçede kaymakamlık yaparken, merkezden bir telgraf gelir. Telgrafta, 'Kaymakamlık binasının ihtiyaçlarını bildirin stop.' yazmaktadır. Eşref, bu telgrafa, 'Binanın muhtelif yerleri akıyor stop.' şeklinde bir cevap gönderir. Merkezden gelen ikinci telgrafta, 'Binanın nereleri akıyor, ayrı ayrı yazıp gönderin stop.' Bu ifade yer almaktadır. Bunun üzerine Eşref, o hışımla telgrafhaneye iner ve telgrafçıya, yaz oğlum der: Binanın muslukları hariç her yerleri akıyor stop."
CHP'nin memleketi yönettiği, tasallut altına aldığı dönemi tam bu şekilde tarif etmenin mümkün olduğunu bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz bunun, CHP'den devraldığımız İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden, 2002'de hükümete geldiğimizde devraldığımız kurumlardan bizzat şahidiyiz, gayet iyi biliriz. İstanbul Büyükşehir Belediyesini devraldığımızda, tam da şair Eşref'in hicvinde olduğu gibi şehrin muslukları hariç, her yeri akıyordu. Sokaklardan çöp suları akıyordu. Haliç'ten lağım akıyordu. Şehrin dört bir yanından yokluk, yoksulluk, sefalet akıyordu. Sadece iş bilmez değil, aynı zamanda rüşvet, yolsuzluk, mezhepçilik, meşrepçilik paçalardan akıyordu. Su derseniz, o zaten hiç akmıyordu. Tankerlerin, eskilerden kalma çeşmelerin önünde bidon kuyrukları alıp başını gitmişti. CHP'nin tahribatını tamir etmek, enkazını kaldırmak, İstanbul'un suya hasretini gidermek, hamdolsun bize nasip oldu."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Istranca Dağları'nı delerek 180 kilometreden İstanbul'a suyu kendilerinin getirdiğini ifade ederek, o gün bu gün İstanbul'un su sıkıntısını giderdiklerini kaydetti.
MEVLİT KANDİLİ'Nİ TEBRİK ETTİ
Erdoğan, dün idrak edilen Mevlit Kandili'ni tebrik ederek, Hazreti Muhammed'in yeryüzüne teşrifinin yıldönümü olan bu gece dolayısıyla tutulan oruçların, yapılan ibadetlerin, edilen duaların kabul olmasını diledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Allah'ın yardımı ve inayetinin Kudüs ve Filistin toprakları başta olmak üzere, dünyanın neresinde zulüm gören bir Müslüman, bir mazlum varsa hepsinin üzerinde olmasını niyaz ediyorum. Dünyada kutlaması sadece bize mahsus olan bu güzel gün ve gece, milletimizin Peygamber Efendimize (aleyhissalatu vesselam) olan sevgisinin en bariz örneğidir. Öyle ki şairlerimiz peygamber efendimizi, doğumdan vefatına kadar anlatmak için mevlit, anmak için naat dediğimiz özel bir şiir tarzı ortaya çıkarmışlardır."
Erdoğan, Mevlit Kandili gecesini Arif Nihat Asya'nın Naat'ından bir bölüm okuyarak tebrik etti.
ÖĞRENCİLER ADINA 10 MİLYON FİDAN
Erdoğan, son grup toplantısından bugüne kadar geçen iki haftalık sürede hem Türkiye hem de partisi bakımından önemli çalışmalara imza attıklarını anlattı.
Grup toplantısından hemen sonra Tarım ve Orman Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğünde düzenlenen "Fidanlar fidan ile büyüyor projesi"nin tanıtım toplantısına katıldıklarını anımsatan Erdoğan, bu projeyle 81 ilin tamamında 10 milyon fidanı öğrenciler adına toprakla buluşturduklarını söyledi.
Erdoğan, toprağa dikilen her fidanın okula başlayan her öğrenciyle birlikte büyüyeceğini, gelişeceğini ifade ederek her bir öğrencinin eğitimini tamamlayıp hayata atıldığında adına dikilen fidanın da 15- 20 yıllık koskoca bir ağaca dönüşeceğini dile getirdi. Erdoğan, bu anlamlı projede emeği geçenleri tebrik etti.
"BÖYLE DÖNEMLER İMTİHAN DÖNEMLERİDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Kasım'da önce Sağlık Bilimleri Üniversitesinin akademik yıl açılışına katıldığını, ardından Cumhurbaşkanı kabinesinin 7. toplantısını gerçekleştirdiklerini belirtti. Erdoğan, Sağlık Bilimleri Üniversitesinde Türkiye'nin en büyük ve başarılı reformlara imza attığı alanların başında gelen sağlıkta yeni dönemdeki hedeflerinin, ilacından tıbbi cihazına kadar her alanda yerli ve milli bir altyapıyı kurmak olduğunu bir kez daha tekrarladıklarını aktardı.
Kabine toplantılarında mutat güvenlik konuları yanında önemli gördükleri projeleri, istişare etmeleri gereken her hususu gündemlerine aldıklarına işaret eden Erdoğan, pek çok ülkenin oldukça uzun zaman ve enerji harcayarak gerçekleştirdiği bir dönüşümü, neredeyse birkaç ay içinde büyük ölçüde tamamladıklarını vurguladı. Erdoğan, "Bakanlıklarımızda sistemin henüz tam oturtulamamış olmasından kaynaklanan bazı sıkıntılar olduğunu ve bürokraside bundan kaynaklanan atalet, rehavet ve tıkanıklar yaşandığını biliyoruz. İnşallah bunları da en kısa sürede aşacağız. Böyle dönemler imtihan dönemleridir. İmtihanları başarıyla verenler, milletimizin gönlündeki yerlerini alacaklar, veremeyenler ise nöbeti devredeceklerdir." dedi.
"PARİS'TEKİ ETKİNLİKTEN BİR ŞEY ÇIKARMA GAYRETİNE GİRMEK BOŞUNA"
Erdoğan, 8 Kasım'da AK Parti'nin 81 il teşkilatında görev yapan çevre, şehir ve kültür başkanlarıyla bir araya geldiklerini, bu alandaki politikaları ve seçim hazırlıklarını değerlendirdiklerini anlattı. Birinci Dünya Savaşı'nın bitişinin 100. yılı dolayısıyla Paris'te yapılan etkinlik vesilesiyle çok sayıda liderle görüşme, fikir alışverişinde bulunma imkanı bulduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
"Türkiye olarak bizim yakın tarihte en çok ders çıkarmamız gereken hadiselerden biri de öncesiyle ve sonrasıyla Birinci Dünya Savaşı'dır. Bu tür yerlerdeki ziyaretlerimiz, şu iyi bilinmelidir ki dünya liderleriyle bir araya gelme ve bu ziyaretlerle bu buluşmaları fırsata dönüştürmedir. Buralardan bir şey çıkarma gayretine girmek ise boşunadır. Geçtiğimiz bir asrı ve bizim arayış dönemi olarak ifade ettiğimiz ondan önceki asrı birlikte değerlendirip, gereken dersleri çıkarmadan, geleceğimize güvenle bakamayız."
"LAFLA ÇEVRECİLİK OLMUYOR"
Erdoğan, geçen haftayı önümüzdeki yoğun gündeme hazırlanmak için kendi özel çalışmalarına ayırdıklarını, cumartesi günü İstanbul'da 5 ayrı millet bahçesi ve 3 caminin toplu açılış törenine katıldıklarını dile getirdi.
Hizmete açtıkları 5 millet bahçesinin toplam büyüklüğünün 1,5 milyon metrekareyi bulduğunu bildiren Erdoğan, sadece bu projelerle İstanbul'da kişi başına düşen yeşil alan miktarını yüzde 10 artırdıklarını vurguladı. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Açılış töreninde de ifade ettiğim gibi çevrecilik adına yakıp yıkanlar, sokakları ateşe verenler, ülkenin hayrına her işin karşısına dikilenler, gelip bu millet bahçelerine bakarak gerçek çevrecilik nedir görsünler. Öyle lafla çevrecilik olmuyor. Gezi Parkı olaylarında bu olayları yapanların finansörü konumunda olan ve şu anda cezaevinde olan bu kişiyle iltisaklı birçok malum kişi, bunların içerisinde akademisyenler de var, geçenlerde gözaltına alındı. Malum çevreler, hatta hatta Batı dünyasından birileri de açıklamalar yapıyor. Dünyada bu işlerin finansörü durumda olan kişiler olduğu gibi Türkiye'de de bu işlerin finansörü durumunda olan kişiler var. Bu içeri alınınca niye rahatsız oluyorsunuz? Kendi ülkenizde bunlara benzer şeyler olduğu zaman feryadı figan, Türkiye'de olduğu zaman diyorsunuz ki 'Bu akademisyenlerin finansörüdür, onlara her türlü desteği veren kişidir, vesaire.' Gelin siz bunları bizim külahımıza anlatın. Biz bütün bunlarla beraber bir şeyi yapmanın gayreti içindeyiz. Nedir o? Bizim varımız yoğumuz, her şeyimiz insanımız için ülkemiz için. Biz buna gayret ediyoruz."
"AK PARTİ 'BEN' PARTİSİ DEĞİL, 'BİZ' PARTİSİDİR"
Erdoğan, demokrasi içinde siyaset yapmanın, ideallerle mümkünleri, olabildiği kadar birbirine yaklaştırmaya çalıştırmak olduğunu söyledi.
Yaklaşık 11 milyon üyesi olan, 24 Haziran seçimlerinde 26 milyon 330 bin oy almış bir partide hiç kimsenin "ben" deme hakkının bulunmadığını belirten Erdoğan, "Biz enaniyetten Allah'a sığınan bir medeniyetin mensuplarız. Bunun için AK Parti 'ben' partisi değil, 'biz' partisidir, bu da böyle bilinmelidir." ifadelerini kullandı.
"KENDİSİ ÇEVRESİNE DERT OLAN, MİLLETİN DERDİNE NASIL DERMAN OLACAK?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini 'biz' kavramı içerisinde hisseden herkese AK Parti'de düşecek bir görevin mutlaka olacağının altını çizerek, AK Parti kimliği ile ortaya çıkanların, her hareketiyle örnek olma sorumluluğunu da üstlenmeyi kabul ettiklerini dile getirdi.
Bireysel olarak gaflete düşme, yanlışa sapma iradesinin kişiye ait olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"AK Parti davasının neferi olarak böyle bir lüksünüz kesinlikle yoktur. Üzerinde en küçük bir şaibe olan, kimseden ikaz beklemeden kapının dışına çıkmalıdır. Gönül yapmak yerine gönül kıran da yanlış yerde olduğunu bilmelidir. Siyaset gönül işidir, gönüllülük işidir. Biz gönül dünyamıza 3 kıta, 7 iklimdeki tüm mazlum kardeşlerimizi sığdırmışken kendi ilçesinde, ilinde alicenap olmayı başaramayanlar, çatımıza ancak zarar verir. AK Parti'de görev almak demek milletin derdi ile dertlenmek, geleceğine ışık tutmak demektir. Kendisi çevresine dert olan, milletin derdine nasıl derman olacak? AK Parti teşkilatlarının kendilerini bu zaviyelerden gözden geçirmelerini istiyorum.
Herkes kendi durumunu elbette en iyi kendi bilir. Ölçümüzün, 'Acaba millet bana ne der' olduğunun da bilinmesini istiyorum. Kuruluşunu ilan ettiğimiz 14 Ağustos 2001 tarihinden beri AK Parti'de bu şuura sahip arkadaşlarımızla yol yürüdük. Arada elbette yorulanlar, yolda kalanlar, yolunu kaybedenler olmuştur. Buna rağmen Türkiye'yi 16 yılda 3 kat büyütmeyi, bölgesinde ve dünyada söz sahibi yapmayı, AK Parti'nin her kademesinde görev almış yoldaşlarımızla, dava ve kader arkadaşlarımızla beraber başardık. İnşallah 2023 hedeflerimize de sizlerle birlikte ulaşacağız. Çocuklarımız, kendilerine emanet edeceğimiz 2053 ve 2071 vizyonlarımızı bu güçlü temel üzerinde yükselteceklerdir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Dünya Çocuk Hakları Günü olduğunu, 81 ilden katılan çocukların Ulusal Çocuk Forumu'nda bir araya geldiğini anımsattı.
Forum çerçevesinde grupta da iki çocuğun bulunduğunu ifade eden Erdoğan, yanına davet ettiği çocuklarla hatıra fotoğrafı çektirdi. Çocuklar Erdoğan'a, 19. Ulusal Çocuk Forumu'nun kapanış toplantısında açıklanan çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik bildiriyi sundular.
Erdoğan, geçirdiği rahatsızlık nedeniyle yaşamını yitiren CHP Edirne Milletvekili Erdin Bircan'a da Allah'tan rahmet diledi.