24.05.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
CHPde 30lar Hareketinin sözcüsü İzmir Milletvekili Hakkı Akalın: DERYA SAZAK AKALIN: Siyasete üniversite öğretim üyelerine yasal izin verildikten sonra CHPde, Sayın Deniz Baykalın yeniden genel başkan olduğu 30 Eylül kurultayı ertesinde girdim. O zaman anketlerde CHPnin oyu yüzde 5lerde görünüyordu. 2001 ekonomik krizi patlamıştı. Türkiyenin geleceği tartışılır hale gelmişti. Toplumca endişeliydik, "Nereye gidiyoruz?" diye. 30 yıllık üniversite yaşantımı noktaladım. Ben 50 yaşından sonra siyasete girdim. 2001 Haziran kurultayında Parti Meclisine seçildim. 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde milletvekili oldum. Siyasete girdiğim için mutsuz değilim ama CHP bünyesindeki monologa dayalı yapı bizleri rahatsız ediyor. SAZAK: 28 Mart seçimleri ardından CHPde sular durulmuyor, yenilgiye tepki olarak Parti Meclisinden istifa ettiniz. 30 milletvekili, seçimli kurultay istiyorsunuz. Sizi ve 30ları tanıyabilir miyiz? Kesinlikle bu bir avantaj, olayları bir yurttaş gözüyle görebiliyorum. Daha objektif bakabiliyorum. Siyasetin örgüt ve halkla olan ilişkisini önemsiyor ve uğraş veriyorum. Yorgun fakat mutlu bir eve dönüş oluyor her zaman. Ancak partinin yüksek siyaset bölümünde rahatsızlıklar var. Bunlar bizi şu an içinde bulunduğumuz çalışmalar içerisine sokuyor. Profesyonel siyasetçi kuşağından olmamanız belki de bir avantaj, kardiyoloji profesörü iken üniversiteyi bırakıp Meclise girmenin de kimi avantajları, heyecanı olmalı. 3 Kasım 2002 seçimleri öncesinde Doğu ve Güneydoğuya gittim. AKP daha siyasal bir kurum değilken Tayyip Erdoğanın ismi vardı. CHPnin de halkla sorunu yok. Sorun, yönetim anlayışı ve onu temsil eden kişilerle. İzmirden milletvekili seçildim. Genel Başkanımız o zaman bir A takımı oluşturdu, vitrine yeni arkadaşlarımızı çıkardı, ne yazık ki CHPyi bir seçim başarısına, iktidara taşıyamadı. Çünkü parti, 2001 krizinden bunalmış topluma sol bir reçete sunamadı. CHP kimliğini de yansıtan sol çözümler öneremedi. 3 Kasım seçimlerinde de benzer sorunu yaşamadık mı? Laiklik ve Atatürkçülük söylemiyle yetindik. Halk, öncelikle ekonomik sorunlarına çözüm bekliyor. 3 Kasımda 10 milyon seçmen sandığa gitmedi. 28 Martta 13 milyon oldu oy kullanmayan sayısı. Bunların büyük çoğunluğunun sol taban, CHP seçmeni olduğunu düşünüyorum. 30lar neden rahatsız? CHPnin muhalefette güç kaybetmesinden mi? CHPnin ideolojik bir sorunu yok. Temel sorun, CHPnin Türkiyenin sorunlarına sosyal demokrat çözümler üretemeyişinde. Türkiyenin bir numaralı sorunu, işsizlik ve yoksulluk; BM kriterlerine göre açlık sınırında yaşayan milyonlarca insan var, bir sol parti bu çevrelerin temsilcisi olmalı. Açın haritaya bakın, 28 Mart seçimlerinden sonra Anadolu yeşile boyandı. Sürekli muhalefette kalmak CHPye özgü bir başarı! AKP, kurulduktan 15 ay sonra iktidara geldi. CHPnin sorunu ideolojik değil mi? Temel duruşumuz, CHPdir. CHPnin tarihsel bir kimliği var. 6 okla belirlenen 1965lerde ortanın soluna açılan, çağdaş bir parti çizgisini, solun evrensel değerlerini savunuyoruz. Çağdaş sosyal demokrasiyi kaldırırsanız, Atatürkçü bir dernek gibi kalır. Atatürkçülükten vazgeçerseniz sosyal demokrat bir parti ortaya çıkar ama CHP olmaz. Çağdaş sosyal demokrasinin tüm söylemine sahip çıkmak zorundayız. CHPnin 1993 programı çok ilerici. Onu güncelleştirebiliriz. Sorun ideolojik değilse, siyasal olaylar karşısındaki duruşunda mı zaaf var? Örgüt isteği, olağanüstü kurultaydır. Parti üst yönetiminin güvenoyuna gitmesi amaçlanıyor. Biz buna aracı oluyoruz çünkü kararı verecek kurultay delegesidir. Devam veya hayır diyecek o yapıdır. Olağanüstü kurultay için düğmeye bastınız ama 651 delegenin imzası gerekiyor. CHP sosyal demokrat bir parti ama tüzük antidemokratik. Parti içi iktidarı elde edenin gitmemesi üzerine kurgulanmış. 651 üyeyle toplayabiliyorsunuz seçimli kurultayı. Son tüzük değişikliğiyle işiniz çok zor. Oligarşik yapının değişmesi gerek İşte oligarşik yapı dediğimiz budur. Değiştirilmesi gereken anlayış budur. Siyasette insanlar birbirlerine saygı duyacaklar ve her insan diğerinden alabileceği bir şey olduğuna inanacak. Parti kurulları çalışacak. MYK, Parti Meclisi, grup. Hepsi işlevsel olmalı. Siyaset üretmeliler. Şimdi bunların hepsinin adan zye, CHPnin dipten doruğa değişime uğraması lazım. Çözümlerin üretilmesi lazım. CHP Grubunda Türkiye sorunları yeterince tartışılıyor mu? Genel Başkanın salı günleri kendi konuşması dışında milletvekillerini dinlemediğinden şikâyet ediliyor. Olağanüstü kurultay eğer seçim maddesiyle toplanırsa, delegelerimiz Sayın Genel Başkanın ve üst yönetimin partiyi başarısızlığa sürüklediğine kanaat getirirlerse bu değişim olur. Ben bu değişimin gerçekleşeceğine inanıyorum. Merkez sol, CHPnin kimlik ve kişiliğinde yeniden iktidar olacaktır. Yeni bir lider çıkaramazsak, CHP gelecek seçimde baraj altında kalabilir. Sayın Baykalı değiştirecek gücünüz var mı? Partiyi kadın ve gençlere açacağız Tüzükte ön seçim koşulu getireceğiz. Partiye oy kaybettiren genel başkan görevinden otomatik olarak ayrılacak ve bir daha genel başkan adayı olamayacak. Demokratik katılım da çok önemli. CHP kitle partisidir diyoruz. Nerede bunun organik bağları, soyut bir laf. Kimse inanmaz. Sol partiysek, o zaman emek temsilcilerinin, sendika ve demokratik kitle örgütleri yöneticilerinin partinin üst karar organlarında yer alması lazım. Bunu tüzük maddesi haline getiriyoruz. Siyasetteki bilge kişileri de Meclise taşıyacağız. Partiyi kadın ve gençlere açacağız. CHPde yönetim değişirse, parti içi demokrasi işleyecek mi,ön seçim değişecek mi, seçim kaybeden lider gidecek mi? Tarihsel buluşmayı gerçekleştiriyoruz Çalışıyoruz. Bu bir taban hareketidir. CHP içinde bir kenara itilmiş, dışlanmış ne kadar arkadaşımız varsa hepsiyle büyük, tarihsel buluşmayı gerçekleştiriyoruz. Buna muhalif yapı demiyoruz. Partiyi iktidar yapacak bir kadro va anlayış diyoruz. Kurultayı toplayabilecek misiniz? Herkes eşit bir çizgide, hiç kimse bir adım önde ya da geride olmayacak. Bu anlayışla olağanüstü kurultayı gerçekleştireceğiz. Partinin şu anda bir genel başkanı var, kurultay toplanmadan, bugünkü yönetime duyulan güvensizliği örgütün vicdani süzgecinden geçirmeden bir aday çıkarmak etik olmaz. 30ların lideri var mı? Haziranda çağrı yapılırsa, en geç ağustosta toplanır. Kurultay ne zaman toplanır? Baykal güvenoyu istesin Bugünlerde bu sorunları gündeme getirmemizin temel nedeni şudur: Partide bir özeleştiri yapılmalı. 28 Mart seçimleri ardından ben Parti Meclisinden istifa ettim. Sayın Genel Başkanın 1991de sizinle yaptığı bir röportajı tekrar okudum. CHP sosyal demokrat parti ama kendi içinde demokratik değil. SHP döneminde İnönüye karşı Sayın Baykal şunları söylemiş: İstanbulda yokuz, Zonguldakta yokuz. Kocaelinde yokuz. Buralar sanayi bölgeleri. Biz sol partiyiz. Sanki üzerimizden TIR geçmiş. Bunun sebebi bugünkü yönetimdir. Derhal değişmelidir, güvenoyu istemelidir.1991 seçimlerinden sonra Deniz Beyin beyanatı Milliyette sizin köşenizde çıkmış. 28 Mart gecesi Sayın Baykal konuşmadı, evine çekildi, 24 saat bekledi. Daha sonra bu seçimlerin başarısızlık olmadığını ilan etti. Ne demiş Deniz Bey? Sanmıyorum. 18,3 rakamı Genel Başkan için bir başarısızlık olarak değerlendirilmedi ve özeleştiri yapılmadı. Ben sonucu yenilgi olarak görüyorum. Parti Meclisinden istifa ettim. Sonra 9 milletvekili arkadaşımla ortak açıklama yaptık. Bu grup şimdi 30u buldu. Kurultaya gidelim Genel Başkan güvenoyu istesin. Son sözü CHP örgütleri söylesin. İstifayı falan mı düşündü? Şüphesiz, her ikisi de... Seçimdeki başarısızlıktan Sayın Genel Başkanla beraber parti üst yönetimi sorumlu olmalıdır.Bir yurttaş, milletvekili olarak örgüte gittiğinizde partideki yorgunluğu görüyorsunuz. CHP iktidar olamamasına rağmen yıllardır işçiler, öğretmenler, emekliler sınırlı bütçelerinden 5er 10ar milyon lira vererek Anadoluda partinin elektrik, kira giderlerini karşılıyorlar. İnanılmaz özverili bir kadro var ve hala ayaktalar. Partinin önünün açılması, iktidar olması için küçücük bir çaba, Anadoluda yakılacak bir çoban ateşi CHPnin üzerindeki yorgunluğu, yılgınlığı, ölü toprağını atacaktır. Hedef yönetim mi, Genel Başkan mı? Prof. Dr. Hakkı Akalın 1949da Ankarada doğdu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. Genel Cerrahi ve Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanı olan Akalın, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyeliğinin yanı sıra, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği kurucusu ve anabilim dalı başkanı, Türkiye Kalp ve Damar Cerrahisi Vakfı başkanı, Sağlık Bakanlığı Organ Nakli Merkez Kurulu üyesi, Galatasaray Spor Kulübü Kongre üyesi olarak görev yaptı. Evli ve iki çocuk babası Akalın İngilizce biliyor. Akalın kimdir?