01.04.2011 - 12:16 | Son Güncellenme:
CHP İzmir Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi Ahmet Ersin, eski özel timci Ayhan Çarkın’ın açıklamalarının ardından Çarkın’ın komisyona çağrılarak dinlenmesi için başvurduklarını ancak Komisyon Başkanı Zafer Üskül’ün hiçbir girişimde bulunmadığını kaydetti. Ersin "Komisyon başkanı binin üzerinde insan öldürdüm diyen şahsı dinleme gereği duymamıştır. Komisyon böyle bir olayın üzerine gitmeyecek de ne yapacak? Üç maymunu oynayacaksın sonra komisyon başkanıyım diyeceksin, kimseye yutturamazsın. Susurluk defterinin yeniden açılması lazım" dedi.
CHP İzmir Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi Ahmet Ersin, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, eski özel timci Ayhan Çarkın’ın, Komisyona çağrılarak dinlenmesi konusunda CHP’li üyeler olarak yaptıkları başvuru hakkında bilgi verdi. Türkiye’nin 3 Kasım 1996 gecesi, Susurluk’ta meydana gelen kazayla birlikte siyasetçi-mafya-polis ilişkileriyle tanıştığını, bu olay ve sonrasındaki süreçte eski özel timci Ayhan Çarkın’ın isminin sık sık gündeme geldiğini kaydeden Ersin, Çarkın’ın son günlerde devletin kurumlarını ve o dönemdeki yöneticileri kapsayan çok çarpıcı ve insanın kanını donduran açıklamalar yaptığını söyledi. Çarkın’ın yaptığı açıklamalar nedeniyle İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınıp, Özel Yetkili Savcılıkça sorgulandıktan sonra tutuklama talebiyle Özel Yetkili 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiğini ifade eden Ersin "Mahkeme tutuksuz yargılanmasına karar vermiş ve Çarkın’ı serbest bırakmıştır. Gazeteci Ahmet Şık’ın henüz basılmayan kitap taslağı hakkında toplama kararını veren Ağır Ceza Mahkemesi’nin, emir ve talimatlar gereği cinayetler işlediğini açıklayan Ayhan Çarkın’ı serbest bırakması ilginçtir" dedi.
-"SUSURLUK DEFTERİNİN YENİDEN AÇILMASI LAZIM"-
Gelişmeler üzerine 28 Mart’ta CHP’li üyeler olarak İnsan Hakları Komisyonu’na başvurduklarını ve Çarkın’ın Susurluk süreciyle ilgili dinlenilmesini ve alt komisyon kurulmasını talep ettiklerini ifade eden Ersin "İnsanların armut gibi avlandığı bir dönemle ilgili açıklama yapan, suçlu olduğunu itiraf eden bir kişinin komisyona çağrılmasını istedik. Komisyon Başkanı ile bizzat görüştüm, olayın ne kadar önemli bir süreci başlatabileceğini söyledim. Ama sonuç alamadım. Komisyon Başkanı binin üzerinden insan öldürdüm diyen bir şahsı dinleme gereği duymamış, bu gelişmeyi başlatmayı göze alamamıştır" diye konuştu.
-"SÜRECİN ANASI BABASI DIŞARDA GEZİYOR SÜREÇ 4-5 ÖZEL TİMCİNİN ÜZERİNE YIKILMIŞTIR"-
İbrahim Şahin’in de son günlerde bazı açıklamalar yaptığına dikkat çeken Ersin "Susurluk defterinin yeniden açılması lazım. Bir dönem baskılar ya da başka nedenlerle gerçekleri gizlemiş olan kişiler şimdi pişmanlık ya da başka nedenlerle konuşuyorlar. Susurluk Çetesi’nin Türkiye’de yaptığı olumsuzlukları söylüyorlar. O müthiş çeteleşme olayı 4-5 özel timcinin üzerine yıkılmıştır. Sürecin anası babası dışarıda geziyor. 4-5 özel temci süreci sırtlanmak zorunda kalıyor. Onlara talimatları kim verdi, Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun bunları bulması lazım. Komisyon böyle bir olayın üzerine gitmeyecek de ne yapacak? Üç maymunu oynayacaksın sonra komisyon başkanıyım, üyesiyim diyeceksin, bunu kimseye yutturamazsın. Komisyon Başkanını kamuoyuna şikayet ediyorum, demokrasinin önünü açacak çok önemli bir süreci komisyon heba etmektedir. Bu süreci aydınlığa kavuşturma, özel timci Ayhan Çarkın’ı kim kullandı ortaya çıkarma şansımız var. Susurluk defterinin yeniden açılması şarttır" diye konuştu.
-"BAŞBAKAN’IN SEÇİMLERDEN ÇOK UMUDUNUN OLMADIĞINI GÖSTERİYOR"-
Ersin gazetecilerin sorusu üzerine Başbakan Erdoğan’ın Başkanlık Sistemiyle ilgili seçimlerden sonra referanduma gidilebileceğine ilişkin sözlerini değerlendirdi. Ersin "Başbakan’ın seçimlerden çok umudunun olmadığını gösteriyor. Türkiye’de parlamenter sistem var, bu varken bile tek adam diktatörlüğünden söz ediliyor. Türkiye’de demokrasi bilincinin çok gelişmiş olduğunu söyleyemeyiz. Hala insanlar bir torba pirinç, kömür için oy veriyor. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi bile doğru değil. Ayrıca Türkiye’de etnik tartışmalar var. Kimi İmralı’ya kimi Pensilvanya’ya selam gönderecek. Böyle tartışmaların olduğu bir Türkiye’de kolaylıkla diktatörlüğü gidebilecek Başkanlık Sistemini gündeme getirmek akıllıca değil. Başbakan Türkiye’yi sevsin. Seviyorsa böyle tartışmaları hiç başlatmaması lazım" diye konuştu.