04.08.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
MERT İNAN İstanbul
Erdoğan Köşk seçimi öncesi Maltepe’de deniz doldurularak oluşturulan 1 milyon 250 bin metrekarelik meydanda halka seslendi. Maltepe sahilinde bulunan miting alanına metro ve karayolunun yanı sıra denizden de ulaşım sağlandı. Onbinlerce vatandaş, gemilere ve teknelere binerek miting için Maltepe sahiline geldi. Başbakan'ın konuşmasını yapması için yaklaşık 5 metre yükseklikte, iki tarafında Erdoğan'ın fotoğrafı ve cumhurbaşkanı seçimi için kullandığı amblemin bulunduğu, üzerinde "Milletin Adamı" yazan dev pankart ve ekranın yer aldığı platform oluşturuldu. 171 futbol sahası büyüklüğündeki deniz doldurularak inşa edilen 120 hektarlık Maltepe Meydanı'nda ilk kez miting düzenleyen Başbakan Erdoğan'ı dinlemek için meydanı dolduran binlerce İstanbullu havadan da görüntülendi. Erdoğan, “Bugün İstanbul’a, sizlere veda etmiyorum. Allah takdir ederse doğduğum bu şehirde vefat etmek, hiç olmazsa bu şehre defnedilmek benim en büyük arzum ve en büyük vasiyetimdir” dedi. Saat 18.00’de başlayacağı duyurulan mitingte 18.40’ta sahneye çıkan Erdoğan, konuşmasına İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını okuyarak başladı.
Bir saatten fazla süren konuşmasında Erdoğan, özetle şunları söyledi:
ARİ IRK PEŞİNDELER: Ağır ağır, karış karış sürerek, öldürerek, zulmederek Filistinlilerin o topraklarda yaşam haklarını ellerinden aldılar. Şu anda orada hayata tutunmaya çalışan Filistinlilere de tahümmülü yok, onlar da ölsün, onlar da sürgüne gitsin istiyorlar, onlar da evlerini, vatanlarını, yurtlarını terk etsin istiyorlar. Şimdi rahatsız eden bir cümleyi söylüyorum. Hitler, Almanya’da nasıl ari bir ırk oluşturmaya çalıştıysa İsrail devleti de şu anda orada aynı hedefin peşinden koşuyor
MİTÇİLERİ DÖVDÜLER: Adana’da, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Suriye’deki Türkmen kardeşlerimize insani yardım götüren o TIR’larını kim çevirdi? Pensilvanya. Emniyetiyle maalesef silahlı kuvvetlerin içerisindeki grup, paralel yargı, el ele verdiler, MİT mensuplarını yerlerde süründürerek dövdüler. Bunların hepsinin kayıtları bizde. Bunlar olurken bu CHP’nin sesini duydunuz mu? Bu Bahçeli’nin sesini duydunuz mu? Bu yardımlar Türkmenlere gidiyordu. Niye sesiniz çıkmadı, niye konuşmadınız?”
HİKÂYE BUGÜNKÜ GİBİ: Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de kara kara düşünüyor. ‘Demokrat Parti’nin önünü nasıl keserim’ diye hesaplar yapıyor. Kılıçdaroğlu da ondan öğrenmiş herhalde. Sonra da aklına bir fikir geliyor. ‘Dindar insanı başbakan yapayım, seçimlere girsin, Demokrat Parti’nin oylarını alayım.’ Çok ilginç. Hikâye aynen bugünküne benziyor. Şemsettin Günaltay’ı buluyor. Kimdir bu Şemsettin Günaltay? Bir, merhum Mehmet Akif’in arkadaşı. İki, o da profesör. Üç, ilahiyatçı, tarihçi. Dört, 3 dil biliyor. Aynen bugünkü gibi. Hiç fark yok. Sonuç ne oluyor? CHP ve Şemsettin Günaltay ağır yenilgi alıyor. Demokrat Parti ezici bir zafer kazanıyor. CHP bugün de aynısını yaptı. Gitti dışarıdan aday ithal etti, MHP’yi de yanına aldı. Zaten vagon. Vagonu da arkasına taktı, bir monşeri aday gösterdi. Neymiş, profesörmüş. Neymiş, üç dil biliyormuş. Tercüman mı bu? Biz tercüman mı arıyoruz, yoksa ülkeyi yönetecek adam mı arıyoruz? İstiklal Marşı’nı bilmeyen bir monşer. Sadece monşer değil, CHP’nin genel müdürü gibi bu da çarkçı. Çarkçı Kemaliniz vardı şimdi bir de çarkçı Ekmelimiz var.”
ÇEKOSLAVAKYA MI KALDI: Dünyayı ne kadar tanıdığını, uluslararası ilişkilerde ne kadar usta olduğunu övüne övüne anlatıyor. ‘Çekoslavakya devlet başkanı arkadaşım’ diyor. Ya Ekmel, Çekoslavakya, diye bir devlet mi kaldı ya. Artık Çek Cumhuriyeti var. Sen nasıl tanıyorsun? Çekoslavakya iki ayrı devlet oldu. 21 sene oldu. CHP genel müdürü, CHP genel başkanı milleti eğlendiriyordu, şimdi yanlarına bir kafadar daha buldular. Hisseli harikalar kampanyası. Ey Kılıçdaroğlu, senin gidecek yerin var mı? Ey Bahçeli senin gidecek yerin var mı? Şimdi yanınıza bir tane de sipariş, ithal bir monşer aldınız, üçlü bir koalisyon. Ama ne diyorlar ‘10 tane parti beni destekliyor.’ 40 çürük yumurtadan, bir sağlam yumurta etmez.”
İNLERİNE GİRDİK: Fatih gemileri karadan yürüttü, biz de insanımızı denizin altından yürüttük Marmaray’la. Çıkmış bu Ekmel ne diyor biliyor musunuz? ‘Marmaray’ı Süleyman Bey başlattı, Bülent Bey başlattı.’ Eline diline dursun. Dersini çalış da gel. Utanmasa Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü de onlar başlattı diyecek. Çözüm süreci sayesinde iki yıldır terör şehitleri gelmiyor. Devletin içinde paralel devlet olmaz. Ben size ne dedim, ‘İnlerine gireceğiz’ dedim. Girdik mi? Daha bitmedi, daha çok çözülecek işler var. Beni dinlediler, bakanlarımı dinlediler. Hiçbir hâkim savcı bir başbakanın uluslararası görüşmelerini dinleme hakkına sahip değildir.
Başbakan Erdoğan platformla torunlarıyla birlikte çıktı.
Yola sizlerle birlikte çıktık
Öyle tahmin ediyorum ki bu Başbakan olarak İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz belki de son miting olacak. Bu yola İstanbul’da sizlerle birlikte çıktık. Ne yaptıysak, neyi başardıysak sizlerle birlikteydik. Ben bugün İstanbul’a, sizlere veda etmiyorum. Allah takdir ederse doğduğum, bugünlere kadar yaşadığım bu şehre defnedilmek benim vasiyetimdir. Biz nereye geldiğinden daha ziyade nereden geldiğini önemseyen bir kültürün mensuplarıyız. sizin karşınızda başbakan değil, cumhurbaşkanı adayı değil, Kasımpaşalı Recep Tayyip Erdoğan var. Bu son değil, bir bitiş, nihayet değil. İstanbul’da besmele çektik, Fatiha okuduk. Yola devam ettik. Kitabın son sayfasını kapattık. Yeniden ilk sayfasını açtık, yeniden besmele çektik, Fatiha okuduk. Bugün İstanbul’da bir sayfayı kapatıyoruz. Yeni bir sayfa açıyoruz.