04.11.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Mert İnan / İstanbul
Türkiye Gençlik STK’ları Platformu’nun (TGSP) düzenlediği “Türkiye Gençlik Zirvesi”nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay’ın öğrenci andı kararını bir kez daha çok sert sözlerle eleştirdi. Erdoğan, “Danıştay’ın öğrenci andı kararını iyi niyetli görmüyorum. Bu metin ezanı Türkçe okutmak isteyenlerin metnidir. Bizim andımız İstiklal Marşımızdır, ondan daha güçlü bir ant olabilir mi?” dedi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Türkiye Gençlik Zirvesi”nin açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, şu anda 81 şehrin tamamında üniversite olduğunu, yurt yatak kapasitesinin 663 bine çıktığını söyledi. Erdoğan, “16 yıl önce 45 liracık burs veriliyordu. Şimdi biz bunu ne yaptık? Ocak’tan itibaren lisans öğrencilerine 500, yüksek lisans öğrencilerine bin, doktora öğrencileri ise bin 500 TL alacak. Burs alan sayısı artıyor. İsteyene kredi, burs veriyoruz. Ama gençlerimiz istemiyor. Ya neden istemiyorsun? Faizsiz geri ödüyorsun. Her müracaat edene burs veya kredi veriliyor” dedi.
En büyük kütüphane
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “218 kütüphaneyi modernize ediyoruz. Rami Kışlası bir tarihtir. Şimdi orayı, Türkiye’nin en büyük kütüphanelerinden biri haline getiriyoruz. Rami Kışlası’ndaki oluşacak yapı da, herhalde Ankara Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi’nden geri kalmayacak, sayı orada da 5 milyon cildin üzerinde olacak. Hızla şu anda inşaatı devam ediyor. Ankara’da da Cumhurbaşkanlığı Külliyemize 24 saat aralıksız hizmet verecek, 5 milyon cilt kitabın yer alacağı, yeni Türkiye’nin gurur abidesi niteliğindeki bir eseri gençlerin hizmetine sunuyoruz. İnşallah 2019’un ortalarında açacağız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Andımız” kararı üzerinden sert eleştirilerde bulunarak şöyle devam etti: “Vesayet özlemiyle yanıp tutuşanların eskiden olduğu gibi belli kavramları, belli figürleri istismar etmesine müsaade etmeyeceğiz. Danıştay’ın ‘Andımız’ kararı sonrasında gerek sosyal medyada gerekse de kimi yayın organlarında şahit olduğumuz manzaralar, açık söylüyorum, bu konudaki kararlılığımızı daha da artırmıştır. Çünkü bu metin, bu ülkede ezanı Türkçe okumak, okutmak isteyenlerin eseridir. Bu bir. Metne baktığın zaman, bu metin içerik itibarıyla bu milletin kendisini, bu milletin kültür, medeniyet anlayışını ortaya koyan bir metin değil. Bizim andımız, İstiklal Marşımızdır ve İstiklal Marşımızla beraber yolumuzla devam ediyoruz. İstiklal Marşımızdan daha güzel, daha güçlü bir ant olabilir mi? Yok ama bunlar işte böyle çıkarmışlar, her şeyi birbirine karıştıran, saçma sapan bir şeyle gençliği yönlendirmenin gayreti içerisindeler.”
‘Baskıcı ideolojiler’
“Kimse Türklüğünü inkar etmiyor ki? Ben Türk’üm ama Türkçü değilim. Böyle yaparsak dinimiz İslam ile çatışırız. İslam ırkçılığı reddediyor, ırkı reddetmiyor. Bu kararı kimi çevreler baskıcı ideolojilerine yakılmış bir yeşil ışık gibi algıladılar. Milletimize tepeden bakan, milletimizi kömürcü makarnacı diye aşağılayanlar uzun zaman sonra yeniden piyasaya çıktılar. Gazeteci kılıklı provokatörler ekranlarda, yıllardır biriktirdikleri kin ve nefreti kusmaya başladı. Hatta cübbelerini kiraya veren sözde hukukçuların Türkçe ezan zulmünü tekrar dillendirdiklerini şahit oldum.
Ana muhalefet partisi de iyice şirazeden çıktı. Çıkmış televizyon kanallarından bir tanesinde diyor ki ‘O diyor, İstiklal Marşını bile bilmez.’ Bunu meydanlarda sürekli okudum. Çok zavallı bunlar. Şimdi biz değerlerimiz noktasında ne Akif’i bunlarla paylaşırız, ne İstiklal Marşımızı. Ülkemizde zamana değişime, hayata ve dünyanın gerçeklerine karşı direnmeyi çağdaşlık zanneden fosilleşmiş bir zihniyet vardır. Bugün de var.”
‘Resmi kaldıran İnönü’
“Atatürk’ün resmini kaldıran kim? İnönü. Posta pulları üzerinden Atatürk’ün resmini kaldıranlar yine bunlar. Okullarda Atatürk posterini kaldıran yine bunlar. Bay Kemal sen bunları bilmiyor musun yahu? Öğren bunları öğren. Hele hele Kemalistim diye geçinen gençler var ya bunları bilmeleri lazım. Madem Kemalistsiniz gelin bu işe sahip çıkın. Geçenlerde köşe başı kalemşörlerinden bir bayan, onlara bir şeyler anlatıyor. ‘Camileri ahır yapmışız’ Yapmadınız mı ya? Sadece şu Fatih Suriçi’nde yüzlerce mescidi kapatarak bunlar ahır haline getirmişlerdir.
Koca koca adamlar siyah önlükler giyip, koca koca kadınlar yarım yamalak ezberleriyle ant okumaya yeltenip milletin karşısında kendilerini rezil kepaze ettiler. Hepsi birbirinden utanç verici bu hadiselerin çoğunun siyasetin değil psikiyatrinin konusu olduğunu düşünüyorum.”
Kaynana zırıltısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede yaptığı konuşmada imam hatipte okuduğu yıllara ait bir anısı üzerinden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na şöyle yüklendi:
“Liseler arası bir şiir okuma yarışması oldu. O zaman, rahmetli edebiyat hocam Osman Öztürk, ‘Oğlum sen ‘Asım’ın Nesli’nden bir bölüm oku. Ben de o zaman oradan her zaman okuduğumuz ‘Bu zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem’ diye başlayan Asım’ın Nesli’ni tanımlayan o bölümle yarışmaya katıldım. Birinci oldum o yarışmada. İlginçtir o zaman da kaynana zırıltısı diye bir şey vardı, çevirirlerdi. Mithatpaşa Kız Meslek Lisesi’nin salonunda bu yarışma yapılıyor. Orada bana şiiri okutmamak için başladılar onları çevirip sabote etmeye.
Jüri de güçlü isimler. Şimdi aklımda kalanlar Prof. Dr. Faruk Kadri Timurtaş, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş hocamız filan. Türkiye Teknik Ressamlar Cemiyeti düzenliyor bu yarışmayı. Girdik ve yarışmada bütün bunlara rağmen baktım ki bunlar durmuyor. Ben de mikrofonu yere bıraktım. Mikrofonsuz olarak şiiri okumaya başladım. Tabii o kaynana zırıltıları sustu, bir anda salon değişti. Şiir bitti, salon durmuyor. Alkışlar, alkışlar devam ediyor. Hamdolsun biz buralardan geldik Bay Kemal. Onun için buralarda kalkıp bizi kendinle mukayese etmeye yönelme. Bizim aldığımız terbiye bu. Böyle yetiştik.”
‘Göremiyorum, ne yazıyor?’
- Erdoğan’ın konuşması sırasında dinleyicilerden biri elinde bulunan defteri havaya doğru kaldırdı. Erdoğan, bu kişiye “Sahneden göremiyorum, ne yazıyor?” diye seslenirken not kağını gösteren dinleyici, “Nereden Nereye!” yazdım cevabını verdi.
- Cumhurbaşkanı Edoğan’dan önce kürsüye çıkan Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ise “İmkanlarımızı bu ülkenin çocukları için seferber edeceğiz. Üretmek isteyen, fikri, söyleyecek sözü, gerçekleştirecek projesi olan bütün gençlere, istedikleri her konuda imkan ve fırsat sağlamaya devam edeceğiz” dedi.