SiyasetBaykal'dan Erdoğan'a 'suçlu kedi' benzetmesi

Baykal'dan Erdoğan'a 'suçlu kedi' benzetmesi

14.10.2008 - 14:33 | Son Güncellenme:

Baykal, Erdoğan'a yüklenirken Hülya Avşar'ın 'kedi gibi' sözünü siyasi literatüre geçirdi...

Baykaldan Erdoğana suçlu kedi benzetmesi

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında milletvekillerine hitap etti.

Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Baykal’a cevap vermeyeceğim. Onu ademe mahkum ettik" sözlerini, "Başbakan, cevap mı vermiyor, cevap mı veremiyor, yoksa kaçıyor mu? Kaçan, suçlu kedidir" diye yanıtladı. Baykal, partisinin TBMM grubundaki konuşmasında, "yolsuzluk konusunun, dramatik bir şekilde ortaya çıktığını, Erdoğan ve arkadaşlarının, yolsuzluk konusunu gündemden çıkarma gayretinde olduğunu" savundu.
Başbakan Erdoğan’a, "televizyonda tartışalım" çağrısında bulunduğunu, ancak buna olumlu yanıt alamadığını bildiren Baykal, daha sonra dokunulmazlıklarının kaldırılması önerisine de "hayır" yanıtı geldiğini söyledi.
Baykal, "Eğer Başbakanın dokunulmazlığını kaldırmaya cesaret edemiyorsanız, benim dokunulmazlığımı kaldırın" teklifinde de bulunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Dokunulmazlık nasıl kaldırılırmış, mahkemede nasıl hesap verilirmiş bir gösterivereyim. Ancak buna da ’hayır’ dediler. ’Sen milletvekili dokunulmazlığını kaldırmayı göze alıyorsan, bürokrasinin dokunulmazlığını kaldırma nlayışın
varsa, teklifini getir onları da destekleyeceğiz’ dedik. Kimin dokunulmazlığı kalksın dersen, kaldıralım. Ben, kendime dokunulmazlık istemiyorum. Başkası için dokunulmazlık istemeye mecbur değilim. Bize şantaj mı yapıyorsun, kiminkini kaldıracaksan getir destekliyoruz. Buna da cevap yok."

Haberin Devamı

"CEVAP VERMEDİĞİ İÇİN ÜZÜLEYİM Mİ?"

Başbakan Erdoğan’ın, "Sayın Baykal ile seçim kampanyalarına kadar bu defteri kapattım. Hiç cevap bile vermeyeceğim. Onu ademe mahkum ettik" sözlerine işaret eden Baykal, "Cevap alamayan gençler, kendilerini nasıl hissettiler bilmiyorum. Ana muhalefet partisi meydan okuyor, dokunulmazlığı kaldır diyor, benimkini kaldır diyor, cevap yok. Tabandaki gençler ise ’cevap’ ver diyor" görüşünü dile getirdi. Baykal, "Erdoğan’ın ’Cevap vermeyeceğim’ sözüne, sevineyim mi üzüleyim mi? Başbakan bana niye cevap vermiyor? Beni önemsemediği için mi cevap vermiyor?" diye sordu. Baykal, soruyu, Erdoğan’ı önemsediği için değil, demokrasi görevi olduğu için sorduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Onun için de cevap vermek, demokrasi görevidir. Cevap vermediği için
kırılayım mı üzüleyim mi, karşılaştığımda elini sıkayım mı yoksa sevineyim mi? Başbakan niye cevap vermiyor, cevap mı vermiyor, cevap mı veremiyor. Cevabı var da mı vermiyor, yoksa büyük bir alicenaplık göstererek, siyasi ortamı gerginliğe sürüklememek için, ’cevabım var ama tut kendini’ mi diyor? Acaba neden cevap vermiyor? Başbakan cevap mı vermiyor, yoksa kaçıyor mu? Ortada çok önemli konular var. Başbakan, bütün bunlara topyekun tavırla cevap verme yükümlülüğünden sıyrılabilir mi? Kaçan, suçlu kedidir." Ekonomideki gelişmeleri de değerlendiren Baykal, Erdoğan’ın kriz korkusu, kaygısı, telaşında olduğunu savundu. Baykal, Türkiye’nin bu yılın başından itibaren kriz tablosuna girdiğini belirterek, "Kriz, ne borsanın inişiyle ortaya çıkar ne borsanın yükselişiyle ortadan kalkar" dedi.


ANKARA'NIN BAŞKENT İLAN EDİLİŞİ

Ankara'nın başkent ilan edilişinin 85.inci yılını kutlayan Baykal,"Ankara'yı nedense birileri bir türlü içine sindirememiştir.Ellerine geçen her fırsatta yok Merkez Bankası, yok bankacılık diyerek Ankara'yı İstanbul'a taşıma özlemleri ortaya çıkmaktadır.Herkes bilmelidirki, Türkiye'de artık geriye dönüş yoktur."dedi.

BELEDİYELERLE İLGİLİ DÜZENLEME
Belediyelerle ilgili düzenlemeleri tekrar gündeme getiren CHP lideri Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü;

"Kapatılan belediyeler ile ilgili geçerli gerekçeler ortaya konulamamıştır.Masraf oluyor dediler ama bu geçerli bir mazeret değildir.Çünkü mali yönden başarılı belediyelerde ortadan kaldırılmaktadır.Borcu olmayan belediyeler de kapatılmaktadır.Bu ciddi bir konudur.Siyasi hesapların bu kararı yönlendirdiği çok açıktır. Borcu olmayan, örnek belediyecelik gerçekleştiren, bu karardan sonra 30 bin kişinin 'belediyemizi kapatmayın' diye dilekçe imzaladığı mesela Bahçeşehir Belediyesi'nin niçin belediye olmaktan çıkarıldığının izahı yoktur. Tek gerekçe vardır. Oda; 'Burada bizim seçim kazanmamız söz konusu değildir.O nedenle biz güçlü olduğumuz bir yörede bunu eritelim' mantığı kendini göstermiştir.AB'ye uyum gereği halka sorulmadan bu uygulama yapılamaz.Şimdi konu Anayasa Mahkemesi'nde.. Dikkatli bir şekilde takip ediyoruz.Bu karar en kısa zamanda açıklanmalıdır.Çünkü Türkiye bir yerel seçime gidiyor. Umarım mahkememiz toplumun beklentisine uygun bir değerlendirme yapacaktır."

TERÖR

Konuşmasının bu bölümünde terör olaylarına değinen Baykal, şunları söyledi;

"Terörle ilgili çok ciddi bir tablo ortaya çıktı bir kez daha.Bu konu bütün ülkemizi çok derinden etkiledi.Bu iktidarın terör konusundaki tavrı güven vermiyor.Olayın ciddiyetini kavramış bir anlayış değildir.Bu iktidar terör konusunun ciddiyetinin farkında değildir.Bu iktidar iş başına geldiğimi zaman terör fiilen sıfırlanmıştı.Geldikten sonra aldıkları kararlar Türkiye'de terörün gelişmesine fırsat verdi.AKP, terörü küçümsedi, hoş geçinmeye çalıştı.Teröre sıcak gelecek adımlar atmaya başladı.'Eve dönüş yasası' dağa dönüş yasası haline geldi.

En son Öcalan'ın affına imkan verecek düzenlemeyi terörle mücadele yasasının 6. maddesinin içine yerleştirdi.CHP tarafından suçüstü yakalandı.Çıkarın bunu dedik çıkarmaya cesaret edemediler ve yasa rafa kalktı.K. Irak'a girmeme karşılığında 1 milyar dolarlık anlaşma yaptılar.Türkiye'deki terörün yurtdışından desteklenen bir yönü var.Terörün yurtdışı bağlantısının bu hükümet bilincinde değildir.Dağlıca baskını oradan kaynaklandı.Nasıl buna gözyumulabilir?Bu oldu. Aktütün Karakoluna yönelik saldırı oldu yine K.Irak'tan kaynaklı...Başbakan Erdoğan, İstanbul Güngören'deki saldırıya PKK saldırısı diyemedi, dili varmadı.Irak konusunu ciddiyetle ele almalıyız.Bunun muhatabı ABD'dir, Irak'tır, K.Irak'taki yetkililerdir.Bu saldırılar Türkiye'nin dış politikasını yönlendirmek için mi yapılıyor?

Şu ana kadar Irak yönetimi üslubunda yumuşamalar ortaya çıkmakla beraber, işin özünde güven veren bir işbirliği noktasına gelmiş değildir.Irak, PKK'yı terör örgütü olarak resmen tanıdığını ilan etmelidir.Irak toprakları içinde PKK kampları var.PKK resmen orada faaliyet gösteriyor.Önce bunun değişmesi lazım Irak ile ilişkilerimizde ilerleme olması için.Biz Irak'ın bu tavrını görmemezlikten gelip, Irak ile ilişkilerimizi bu zeminde geliştirmeyi içimize sindirirsek önümüzdeki dönemde de Aktütün, Dağlıca gibi saldırılar ile karşı karşıya kalarız. Bizim artık bazı şeyleri ABD'ye de Irak'a da çok net anlatmamız lazım.Terör örgütünün Türkiye'ye karşı silah olarak kullanma düşüncesi zihinlerden kaldırılmalıdır. K.Irak'a operasyon düzenledik, 3 gün sonra ABD'li yetkililer çıkın dedi.Müttefikimiz ABD, Türkiye'nin terörü bitirecek olmasından neden rahatsız oluyor?

Başbakanın demokrasi duyarlılığı terör konusu olunca ortaya çıkıyor.Daha geçenlerde Engin Çeber işkence ile öldürüldü.Başbakanın bu işkence karşısında ağzını bile açmadı.Başbakanın demokrasiden söz etmesinin inandırıcı bir tarafı oluyor mu?Demokrasi diyor Başbakan, insanlar Ergenekon'da 1.5 yıldır mahkemeye çıkarılmadan gözaltında tutuluyor.Bu senin demokrasi aşkına zarar vermiyor mu? Terörle etkin mücadele edilsin diyenlere, demokrasiyi mi ortadan kaldırmak istiyorsunuz' diyor başbakan.