11.09.2008 - 00:47 | Son Güncellenme:
MEHMET AKTAN Berlin
Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Deniz Feneri skandalıyla ilgili haberlere tepki göstermesini eleştirdi.
Roth, “Bu, Sayın Erdoğan'ın haddini aşan ilk tepkisi değil. Daha önce de kendisiyle ilgili karikatürlere tepki göstermişti. Başbakan Tanrı değildir" dedi.
Roth, Milliyet'e yaptığı açıklamada, Almanya’daki Türk vatandaşlarının bağışlarının suiistimal edilmesinin Frankfurt'ta yargıya taşınmasından memnun olduğunu söyledi ve şöyle devam etti:
'Tam bir skandal'
“Bu önemli bir dava, çünkü bağışta bulunan birçok insanın iyi niyeti çok kötü şekilde istismar edilmiş. 40 milyon euro'luk bağışın önemli bir kısmı, mağdurlara ve tsunami kurbanlarına gönderileceğine, birtakım kişilerin cebine gitmiş, kuryelerle Türkiye’ye götürülmüş. Bu tam bir skandal. Bundan sonra insanlar artık kimseye güvenip bağışta bulunamazlar. Bu davanın, her şeyi aydınlığa çıkaracağına ve mahkemenin, insanların iyilik duygularını istismar edilmesine, gerekli cezayı vereceğine inanıyorum.”
Hem Türkiye’de hem Almanya’da yayımlanan Türk basınının konuyu ele almasının, çok tabii bir görev olduğunu, bir Alman vatandaşı ve politikacı olarak olayları basından öğrenme hakkı olduğunu söyleyen Roth, "Başbakanlar, cumhurbaşkanları, dokunulmaz kişiler olarak tanımlanamaz. Pek tabii bu kişiler de eleştirilere hedef olabilir.
Cumhurbaşkanımız, başbakanımız, milletvekillerimiz, demokratik bir sistemde basının kendilerini eleştiren yayımlarına açık olmalıdır” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın Deniz Feneri skandalıyla ilgili haberlere gösterdiği tepkiye de değinen Roth, “Bu Sayın Erdoğan'ın haddini aşan ilk tepkisi değil. Kendisiyle ilgili karikatürlere de tepki göstermiş, karikatüristlere dava açmış ve onları sert şekilde sindirmeye çalışmıştı. Basını sindirmek, tehdit etmek olmaz” dedi.
‘Eleştiriden muaf değil’
Deniz Feneri davasının Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan’a karşı kişisel çekişme konusu haline getirilmesini doğru bulmadığını da belirten Roth şöyle devam etti: "Yani, ‘Eğer Doğan şunu yaparsa, bunun karşılığını alır’ gibi bir düzeye indirilmemeli. Bir Başbakan Tanrı değildir, mukaddes dokunulmaz değildir, eleştirilerden muaf tutulamaz. Pek tabii, basın bu tip olayları yazabilir ve yazmalıdır.”