13.03.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
ANTALYA İHA
Emine Erdoğan yaptığı konuşmada Ukrayna'da savaşın karanlık yüzünün bir kez daha insanlığın üzerine çöktüğünü belirterek, "Savaşın karanlık gölgesi ne yazık ki bir kez daha insanlığın üzerine çöktü. Tam bu zor günlerde barış umudunu canlı tutmak ve barışa yönelik gayretimizi artırarak el ele vermek zorundayız. Türkiye olarak savaşın felaketlerinden kaçan 4 milyondan fazla insana kucak açtık. Kültürümüzün hoşgörüsü ve misafirperverliğin onların sığınabilecekleri güvenli bir liman oldu. Sınırlarımızın ötesinde Suriye’den, Arakan’a kadar nerede bir mağdur varsa yanlarında olduk. Bugün hala 2 milyar insanın çatışma bölgelerinde yaşıyor. 84 milyon insan şiddet ve çatışmalar nedeniyle yurtlarından ediliyor. Çatışmaların ne yazık ki artan sayılarla sivilleri hedef aldığı bir dünyada gözlerimizi kapatıp pembe rüyalar göreceğimiz uykular uyuyamayız” dedi.
'Savaşlar zarar veriyor'
Savaşların sivil alt yapıya olduğu kadar kültürel hazinelere ve tabiata da büyük bir zarar verdiğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: "Savaşlar yüzünden birçok insanlık mirası yeryüzünden silindi. Savaşlardan geriye verimsiz topraklar, yok olan ormanlar, kirlenmiş su kaynaklar ve azalan biyo çeşitlilik kalıyor. Savaşlar hayvanları da insanlar kadar yuvasız bırakıyor, öldürüyor yada sakatlıyor. Hatırlarsanız 1990 Körfez Savaşı’nda koylar petrolle tıkanmıştı. 100 binden fazla kuşun beslenme alanları zarar gördü. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 3 yıllık sivil savaşta binlerce fil ve nesli tükenen goriller öldürüldü. Maalesef benzer örnekler listesi uzayıp gidiyor. Dünyaya bunu yapmaya kimsenin hakkı yok.”
'Kadınların sesleri gür çıkmalı"
Kadın ve çocukların savaşlardan orantısız bir şekilde etkilendiğine de dikkat çeken Emine Erdoğan kadınların arabulucuk kabiliyetine dikkat çekerek sözlerini şöyle noktaladı:
"Araştırmalar 1992-2009 yılları arasında müzakerecilerin yalnızca yüzde 13’nün, arabulucuların yüzde 6’sının kadınlardan oluştuğunu gösteriyor. Halbuki kadınların arabuluculuk süreçlerinde farklı gruplarda çalışmaya ve işbirliğine daha yatkın olduğu biliniyor. Kadınların ve gençlerin seslerinin gür çıkması çok önemli.”