Aydın HASAN - ANKARA

SUSURLUK'taki kazanın ardından ortaya çıkan gelişmeler, gözlerin RP - DYP koalisyon hükümetinin TBMM'deki güvenoyu sürecine çevrilmesine neden oldu. Güvenoyu sürecinde bazı DYP'li milletvekillerine yönelik tehditler, yeniden gündeme geldi. Güvenoyu öncesinde tehdit edildiğini söyleyen DYP Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz, "Bu Abdullah Çatlı olabilir" dedi.
DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak'ın, "Çatlı, bana gerçek kimliğini Refahyol'un güvenoylamasından bir kaç gün önce Ankara'da açıkladı" sözleri ve özel tim Ercan Aksoy'un da "Çatlı Meclis'e istediği girip çıkardı" demesi Çatlı'nın güvenoylaması sürecinde bazı milletvekillerine yönelik tehditlerde rol oynadığı kuşkusunu gündeme getirdi.
Bu ifadelere göre Çatlı'nın güvenoyu sürecinde Ankara'da bulunması; başkent kulislerinde, "Çatlı, güvenoyu öncesinde niye Ankara'daydı? Güvenoyu öncesinde bazı milletvekillerine yönelik tehditlerle Çatlı'nın Ankara'da bulunması arasında bir bağ olabilir mi?" gibi siyasi sistem açısından son derece hayati kuşku ve soruların seslendirilmesine neden oldu. Kulislerde, Bucak'la aynı araçta bulunan Çatlı'nın DYP'nin MHP kökenli bazı il başkanlarıyla da yakın ilişki içinde bulunduğu ve Ankara'da görüştüğü ileri sürülüyor.

Tehdit edildiği iddia edilen DYP milletvekilleri Mehmet Korkmaz aniden fikir değiştirip kabul oyu verirken Tekin Enerem ve Demir Berberoğlu güvenoylamasının yapıldığı gün Meclis'e gelmemişti.
Korkmaz tehdit olayına ilişkin şunları söyledi:
"Hükümete hayır oyu vereceğimi açıkladıktan sonra hem evime hem de Meclis'teki sekreterime benimle ilgili ölüm tehditleri olmuştu. Teşkilattan bazıları ismini vererek tehdit etmişler. Bunları önemsemedim. Bir de isimsiz tehdit telefonu açanlar vardı. Bunları polise bildirdim. Tutanak tutuldu. O zaman Meclis lojmanlarında oturmuyordum.
Tehditler nedeniyle dairem bir hafta polis gözetiminde kaldı. Korumaya alındım. Çatlı'nın içinde yer aldığı bir organizasyon tarafından tehdit edilmiş olabilir miyim? Çatlı'yı tanımam bilmem, ama Türkiye'de bugün olanları, bu gelişmeleri gözledikten sonra her şey olabilir. Böyle bir şey olmamıştır diyemiyorum.
Tekin Enerem ile Demir Berberoğlu da hükümete ret oyu vereceklerdi. Güvenoyu günü Meclis'e gelmediler. Demek ki, onlar da tehdit edildiler. Bu tehdit olayından sonra bir de, milletvekillerinin parayla satıldığı iddiaları ortaya atıldı. Bu iddialardan rahatsız olduğum için güvenoyu günü Meclis'e gittim."
CHP Milletvekili Ali Dinçer, güvenoylamasından önce tanık olduğu Tekin Enerem'e yönelik tehdit olayını şöyle anlattı:
"DYP Milletvekili Demir Berberoğlu, Meclis lojmanlarında komşum. Sanırım güvenoyundan bir gün önceydi. Berberoğlu'nun evindeydik. Enerem de oradaydı. Enerem, bir süre sonra kalktı, Çankaya'da bulunan evine gitti. Gittikten sonra da Demir'i telefonla aradı. `Evimi sarmışlar. Beni tehdit ediyorlar' dedi. Demir Berberoğlu ile evine gittik. Bir grup insan bağırıp çağırıyor. Çocuklar korkudan bir köşeye saklanmışlar. Berberoğlu, bağırıp çağıranlarla tartıştı. Sonra ayrıldılar."

RP Lideri Necmettin Erbakan ve DYP Lideri Tansu Çiller'in anlaşmasıyla RP - DYP koalisyon hükümeti, 28 Haziran 1996 cuma günü Erbakan'ın başbakanlığında kuruldu. Hükümet, Meclis'ten güvenoyunu 8 Temmuz'da aldı. 28 Haziran - 8 Temmuz arasında hükümetin Meclis'te güvenoyu alamama ihtimali nedeniyle siyasi açıdan kritik günler yaşandı.
Güvenoyu öncesinde TBMM'deki siyasi aritmetik şöyleydi: "RP 159; DYP 127; ANAP 130; DSP 75; CHP 49; BBP 7; BTP 1 ve bağımsız 2." RP'yle DYP'nin toplam oyları 286'ydı, ancak DYP içinde RP'yle koalisyona karşı çıkanların varlığı, güvenoyunu riske ediyordu.
Güvenoylamasında 10 DYP milletvekili hükümete ret oyu verdi. Tavrı merakla beklenen Genelkurmay eski Başkanı Doğan Güreş ise hükümete niye ret vermediğinin siyasi gerekçelerini açıklayarak ve istikrar vurgusu yaparak, Meclis'e gelmedi. Güvenoylamasına katılmayan diğer DYP milletvekilleri ise Hayri Kozakçıoğlu, Demir Berberoğlu ve Tekin Enerem'di. Hükümet kurulma çalışmaları sırasında RP'li hükümete karşı çıkan Cefhi Kamhi ise "çekimser" kalmayı tercih etti.