30.03.2022 - 14:01 | Son Güncellenme:
Nursima ÖZONUR/ANKARA (DHA)-
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, ekonomik sıkıntıların mart ayında da devam ettiğini belirterek, "Maalesef zamları, geçim darlığını, işsizliği, siftahsız kapanan dükkanları, toprağına küsen çiftçilerimizin dertlerini, bir türlü geride bırakamıyoruz. Maaşlar erimeye, paramız değer kaybetmeye aynen devam ediyor" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu süreçte vatandaşa, sağlıklı yaşam tavsiyeleri verdiğini savunan Akşener, "Bu arkadaşımız son olarak yaşam koçluğuna soyundu. Memlekette ne kadar diyetisyen varsa, an itibarıyla panikte. Neymiş; geceleri manda yoğurdunu, kestane balı, Medine hurması ve yulafla karıştırıp öyle yiyecekmişiz. Niye? Çünkü şifaymış. Manda yoğurdunun kilosu 70 lira. 750 gramlık Medine hurması 205 lira. Kestane balı 250 lira. Yulaf ezmesinin yarım kilosu 15 lira. Neymiş? Şifaymış. Peki bu şifa bir asgari ücretlinin hanesine nasıl girecek? Orası belli değil. Senin işin milletimize gece yatmadan önce yemek için tavsiyelerde bulunmak değil; milletimizin istediğini yiyip, yatağa da karnı tok girmesini sağlamaktır. Millete şifa formülleri anlatmayı bırak, milleti nasıl doyuracaksın sen asıl onu anlat. Ayıptır, günahtır" diye konuştu.
'ADAYIMIZ 13'ÜNCÜ CUMHURBAŞKANI OLACAK'
6 siyasi partinin yürüttüğü Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışmalarına değinen Akşener, geçen hafta sonu yeniden bir araya geldiklerini ve hem parlamenter sisteme geçiş sürecinin detaylarını hem de Türkiye'de yaşanan güncel sorunları istişare ettiklerini söyledi. Akşener, "Yalnız görüyoruz ki bu tablo, Cumhur İttifakı bileşenlerinin canını çok sıkıyor. Elbette anlayışla karşılaşıyorum. Çünkü şimdiye kadar yürüttükleri, 'cambaza bak' oyunu bozuldu. Çünkü şimdiye kadar yürüttükleri kutuplaştırma siyaseti dağıldı, rahatları bozuldu. Yalnız kendilerini şimdiden uyarmak istiyorum. Bu daha başlangıç. O rahatlar daha çok bozulacak. Bu rahatsızlıktan mütevellit olsa gerek, siyasi bir dumur hali Cumhur İttifakını esir almış durumda. Biz ne zaman buluşsak, iktidar cephesinden birileri hoplayıveriyor. Biz, 'Asıl mesele sistemdir' dedikçe; onlar ısrarla, 'Adayınız kim?' diye soruyorlar. Defalarca söyledim, yine söylüyorum; adayımız Türkiye Cumhuriyeti'nin 13'üncü Cumhurbaşkanı olacak. Bu kadar net" diye konuştu.
'YENİ BİR 'TEK ADAM' BELİRLEMEK İÇİN BİR ARAYA GELMEDİK'
Akşener, iktidarın ısrarla isim konuşmaya devam ettiğine vurgu yaparak, "Aday belli olmadan yapılan toplantıların anlamsız olduğunu söylüyorlar. Oysa bizim itirazımız tam da buna zaten. Sorun, bu kafa yapısının ta kendisi. Biz, yeni bir 'tek adam' belirlemek için bir araya gelmedik. Türkiye'yi bu sistemden kurtarmak için bir araya geldik. Bu ucube sistem yerine kuvvetler ayrılığına dayalı bir hukuk sistemini nasıl hayata geçireceğimizin yol ve yöntemlerini konuşuyoruz. Çünkü Türkiye'nin şahıslara değil, kuvvetler ayrılığına dayalı bir hukuk sistemine ihtiyacı var. Türk Milleti'nin kurtarıcıya ihtiyacı yok. Türk Milleti'nin acilen bu ucube sistemden kurtulmaya ihtiyacı var. Anlamadıkları, anlamak istemedikleri gerçek işte bu. Adalet, demokrasi, kalkınma, zenginleşme, en başta bir sistem sorunudur. Türkiye bu ucube sistemle daha fazla yönetilemez. Buna 4 yıldır ziyadesiyle şahit olduk, olmaya da devam ediyoruz" dedi.
'İŞLEYEN BİR SİSTEM KURMAK İSTİYORUZ'
Akşener, gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen milli gelirin, Türkiye'nin 5 katı, 10 katı olduğunu vurgulayarak, "Bu ülkelerde hukuk var, adalet var, demokrasi var, zenginlik var. Dünyanın en iyi eğitim kurumları bu ülkelerde. Peki bu ülkeler başarılarını bir kişiye mi borçlular? Bu başarılarını bir kişinin vizyonu ile mi sağladılar? Ya da bu günlere süper yetkili başkanlar sayesinde mi geldiler? Hayır. Bu ülkeler başarılarını, kim başa gelirse gelsin işleyen sistemlerine borçlular. Başarılarını kuvvetler ayrılığına borçlular, ortak akılla iş yapan kurumlarına borçlular. Bizim de Türkiye için istediğimiz model işte budur. Kim başa gelirse gelsin, işleyen bir sistem kurmaktır. Bu tartışma; 'Kim aday olacak?' tartışmasından çok daha önemli, çok daha ileri görüşlü bir tartışmadır. Biz 6 parti olarak, Türkiye'nin işte bu hayati ihtiyacını görüyoruz. O nedenle de 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' diyoruz" dedi.