17.11.2021 - 21:14 | Son Güncellenme:
AA
Özkan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i ziyaretine ilişkin, "CHP Genel Başkanı ve İYİ Parti Genel Başkanı bir zirve düzenleyip, 2018 seçimlerinden bugüne sürekli ikişer, üçer ay arayla gündeme getirdikleri seçim konusunu yeniden milletimizin önüne getirmişlerdir. Açıkçası karşıda duran ittifakın, Türkiye düşmanlarıyla 'dostlarımız' diyerek iktidar yoluna yürüdüklerini iddia ederlerken, seçimi kazanacaklarına asla inanmıyorlar." diye konuştu.
Küresel bir salgın ortamında toplumsal yaşamın, ekonomik hayatın etkilendiği bir süreçte vatandaşların sağlığını tehlikeye düşürecek, ekonomik ve toplumsal yapıyı bozacak bir seçim gündeminin neden getirildiğini soran Özkan, "Seçimi kazanacağından değil elbette. 10 yıldan beri 11 seçim kaybetmiş bir lider yine yeniden seçim vaadi ile kamuoyunun önüne getirirken tek bir derdi var. O da milletimizi seçim süreçlerinden, iş dünyasının, yatırımcılarının kendi kabuğuna çekilme sürecini tetikleyerek acaba bir ekonomik resesyon hayata geçirebilir miyiz? Dertleri bu. Bunu başaramayacaksınız." değerlendirmesinde bulundu.
"2023'te hak ettikleri cevabı alacaklardır"
Cumhur İttifakı ile 2023'ün kutlu hedefine ulaşacaklarını dile getiren Özkan, "2018 seçimlerinden sonra tam 6 kez seçimi gündeme getirmiş olan bir ittifak, sürekli seçim isteyerek, milletimizi ekonomik olarak çok daha fazla bir darboğaza itme gayretinden başka, 'Dünya yıkılsın da bana bir koltuk verilsin' anlayışından başka hiçbir anlayışa sahip değildir. Bu kadar seçimi gündeme getirerek, milletimizi, sürekli kendi şahsi menfaatlerini öne çıkartarak bir darboğaza itme gayreti içerisinde olanları milletimize şikayet ediyoruz. İnşallah 2023'te hak ettikleri cevabı alacaklardır." ifadesini kullandı.
Salgının ortaya koyduğu ekonomik sıkıntıları tamamen bertaraf edeceklerini kaydeden Özkan, bu noktada milletin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve Cumhur İttifakı'na olan inancının tam olduğunu vurguladı.
Özkan, "Dolar kurunu bahane edenlere söylüyorum" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolar kurunun nereden nereye geldiğini soranlara söylüyorum, bakınız AK Parti'den önce 19 yılda, yani 1983'ten 2002'ye kadar geçen sürede 83'te 220 lira olan dolar, 2002 yılında 1 milyon 680 bin liraya çıkmış. 6 bin 680 kat dolarda bir artış meydana gelmiş. 2002'den bugüne ulaşımda, sağlıkta, eğitimde, havacılıkta, her alanda yatırımlar yapmış, sanayi ülkesi haline gelmiş, 35 milyar dolarlık ihracatını 210 milyar doların üzerine çıkarmış bir Türkiye. Evet, dolardaki değer kaybını tam bin kat aşağıya çekmek suretiyle 20 yıla baktığımızda sadece 6 kat bir artış söz konusu. Demek oluyor ki ortada bir kazanım var. Demek oluyor ki ortada Türkiye'nin istikrarı söz konusu."
"Türkiye'nin yükselişi birilerini rahatsız edebilir"
Faizle mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerinin altını çizen Erdoğan, "Ekonomi ile ilgili değerlendirme yapmak isteyenlere soruyorum. Salgın öncesi ve sonrası dönem mukayese edildiğinde ihracat nereden nereye gelmiş? Tarımsal hasıla 37 buçuk milyar dolardan 57 buçuk milyar dolara nasıl gelmiş? Sanayi üretiminde teknolojide, savunma sanayisinde Türkiye nereden nereye gelmiş?" sorularını yöneltti.
TANAP, Nabucco, Bakü-Ceyhan, Tiflis, Türk Akım boru hatlarıyla bütün Avrupa'nın enerji hattının Türkiye üzerinden geçmesiyle nasıl stratejik bir güç merkezi haline geldiğini belirten Özkan, "Türkiye'nin yükselişi birilerini rahatsız edebilir. Türkiye'nin yükselişi, dostları ile beraber iktidara gelmek isteyenlere, bir koltuk umutları varsa o umutlarından da vazgeçmelerine neden olabilir. Ancak Türkiye güçlenmeye, milletimiz refahla buluşmaya ve 2023'ün o kutlu hedeflerine ulaşmaya inşallah devam edeceğiz." görüşünü paylaştı.
"Çıkıp helalleşme istiyorlar, hakkımızı helal etmiyoruz"
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sözlerine ilişkin Özkan, şu yorumda bulundu:
"Geçmişi milletimizin değerleri ile hesaplaşmak olan, geçmişinde milletimizle sürekli kavga yürüten, demokrasiyi yüceltmek yerine tek parti dönemi uygulamalarıyla maalesef demokrasinin neşvünema bulmasına engel olmak isteyen düşüncenin, Cumhurbaşkanımıza güzel bir söz söylemesini beklemezdik. Yine Türkiye düşmanlarını dostları olarak görmek suretiyle 'Milletimize dayanarak iktidara geleceğiz' anlayışını bir kenara bırakarak, 'Dostlarımızla beraber iktidara geleceğiz' anlayışına sahip olanların, Cumhurbaşkanımıza iyi, hoş bir söz etmelerini elbette beklemeyiz. Ancak Cumhurbaşkanımıza o hadsiz yakıştırmayı ileri sürenlere diyoruz ki diktatör kimdir? Diktatör, açık oy gizli sayım anlayışıyla sandıkların kapatıldığı, milletvekillerinin ve hükümetlerin belirlendiği döneme denir. Atatürk'ün fotoğraflarını paradan, puldan ve duvardan indirenlere denir."
AK Parti Grup Başkanvekili Özkan, "Bugün özgür, demokratik Türkiye'de Cumhurbaşkanımıza her türlü hakaret edip, ondan sonra da 'Bu ülkede demokrasi, hukuk, özgürlük yoktur' demek asla demokrasi, özgürlük beklentileri ile tevili kabil olmayan yaklaşımdır." dedi.
Adnan Menderes, Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Tansu Çiller'e ne yapılmışsa Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da aynısının yapıldığını anlatan Özkan, "Sonra da çıkıp helalleşme istiyorlar, hakkımızı helal etmiyoruz. Milletimizin hakkını, hukukunu da sonuna kadar sizlerden hesabını soracağımızı ifade ediyorum." diye konuştu.
"Parlamentoda Cumhur İttifakı olarak bizler güçlüyüz"
Demokrasi serüveninde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, demokrasinin taçlandığı nokta olduğunun altını çizen Özkan, şöyle devam etti:
"Bu anlamda parlamentoda zaten AK Parti ve MHP, Cumhur İttifakı olarak bizler güçlüyüz. Bu anlamda parlamentonun iradesi de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni hayata geçiren siyasal anlayışın ve ittifakın iradesidir. Bütün siyasi partiler, 'Acaba neden yüzde 70 oy alamıyorum' diye yüzde 50 artı 1 değil, çok daha yukarısını hedeflemeli ve milletimizi kucaklamak suretiyle AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın yaptığı gibi milletimizle gönül köprüleri kurma gayreti içerisinde olmalıdır. Milletimizi kucaklayan anayasal modelimiz, milletimizin beklentilerini hayata geçirecek olan yüzde 50 artı 1 modeli, ülkemizin, milletimizin yarınlarını aydınlatacak ve 2023'ün kutlu hedefine Türkiye'yi, dünya milletleri ile çok daha güçlü bir şekilde rekabet edebileceği bir güçlü istikamete çok daha hızlı ulaştıracağına inanıyoruz."
Açık cezaevlerindeki hükümlülerin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) izin süresinin 30 Kasım'da sona ereceğinin hatırlatılması üzerine Özkan, "Şu anda görüşülmekte olan 5. Yargı Paketi de var. 5. Yargı Paketi'ne böylesi bir düzenlemenin koyulup, koyulamayacağı, koyulacaksa ne olacak, bu hususta herhangi bir sonlanmış çalışmamız yoktur. Bunun siyasi kararını verdiğimiz zaman siz kıymetli basın mensuplarıyla da bunu paylaşırız." yanıtını verdi.