Ramazan ayı nedeniyle şirket çalışanlarına gönderilen tebrik mesajına karşı verdiği cevap sosyal medyada tepki toplayan Zorlu Holding CEO’su Bekir Cem Köksal hakkında, “inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme” suçundan soruşturma başlatıldı.
RAMAZAN TEBRİĞİNE TEPKİ
Vestel CEO’su Ergün Güler, Ramazan ayı nedeniyle şirket çalışanlarına tebrik mesajı gönderdi. Kurumun bağlı olduğu Zorlu Holding’in CEO’su Bekir Cem Köksal, Güler’in Ramazan bu mesajına sert çıktı. Mail üzerinden Ergün’e “Bizim kurumsal olarak kutlanacak günler listemizde Ramazan ayı yer almıyor” yanıtı veren Köksal, “Dinden bağımsız bir duruşumuz var” ifadelerini kullandı.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Köksal'ın bu sözleri sosyal medyada büyük tepki topladı. Büyüyen tepkiler üzerine harekete geçen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Cem Köksal hakkında, “inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme” suçundan re’sen soruşturma başlattı.
TİHEK'TEN HOLDİNG CEO'SUNUN RAMAZAN TEBRİĞİNE VERDİĞİ TEPKİYLE İLGİLİ AÇIKLAMA
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), bir şirketin üst yöneticisinin (CEO) ramazan dolayısıyla şirket çalışanlarına gönderdiği tebrik mesajına, bağlı olduğu holding CEO'sunca tepki gösterildiği şeklindeki haber ve paylaşımlarla ilgili açıklama yaptı.
TİHEK'ten yapılan açıklamada, bir şirket CEO'sunun, ramazan münasebetiyle şirket çalışanlarına gönderdiği tebrik mesajına yönelik, şirketin bağlı olduğu holding CEO'sunun "Bizim kurumsal olarak kutlanacak günler listemizde ramazan yer almıyor. Şirket olarak dinden bağımsız bir duruşumuz var" şeklindeki ifadelerinin yazılı ve görsel medyaya yansıdığı belirtildi.
Ayrımcılık yasağının uluslararası insan hakları müktesebatının merkezinde yer aldığı, din ve inanç temellerinde ayrımcılığın yasaklandığı aktarılan açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10. maddesine göre "herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu" kaydedildi.
Din ve vicdan hürriyetinin uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat kapsamında güvence altına alındığı anlatılan açıklamada, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9. maddesine göre herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahip olduğu, bu hakkın din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, kamuya açık veya özel ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapma suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerdiği belirtildi.
Açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "din ve vicdan hürriyeti" başlıklı 24. maddesine göre de herkesin vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahip olduğuna vurgu yapıldı.
"DEMOKRATİK TOPLUMUN TEMEL DAYANAĞI"
Düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün demokratik bir toplumun temel dayanaklarından birini teşkil ettiğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Demokratik bir toplumun temel taşlarından biri olan din ve vicdan özgürlüğünün içsel ve dışsal iki boyutu bulunmakta olup içsel boyutu; düşünce, vicdan ve dini inanç özgürlüğüne sahip olmayı, din veya inanç değiştirme özgürlüğünü ve inanmamayı da kapsamaktadır. Din ve vicdan özgürlüğünün dışsal boyutuysa kişinin dinini, inancını ve düşüncesini dışa vurmasını, aleni veya özel olarak bireysel ya da başkaları ile birlikte toplu olarak, kendi din ya da inancını ibadet, icra, bunun icaplarını yerine getirme ya da öğretme bakımından ortaya koyma özgürlüğünü ifade etmektedir. Bu açıdan din özgürlüğü esas olarak bireyin vicdanı ile ilgili bir husus olmakla birlikte aynı zamanda, diğer hususların yanı sıra 'dinini açıklama' özgürlüğünü de içerir. Sözcükler ve hareketler ile açığa vurma, dini inançların varlığı ile bağlantılı bir olgudur."
"KURUMUN GÖREVLERİ ARASINDA"
Açıklamada, 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu'nun 3. maddesinde, hukuken tanınan hak ve hürriyetlerden yararlanmada cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hal, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılığın yasaklandığı belirtilerek, "Ayrıca mezkur Kanun'un 9. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde 'ayrımcılık yasağı ihlallerini resen veya başvuru üzerine incelemek, araştırmak, karara bağlamak ve sonuçlarını takip etmek' kurumun görevleri arasında sayılmıştır. Temel misyonu insan onurunu esas alarak kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi olan kurumumuz, söz konusu kurumsal misyonu çerçevesinde yazılı ve görsel medyaya yansıyan iddiaları yakından takip etmektedir." ifadelerine yer verildi.