Ramazan'da SağlıkRamazan ayında beslenmeye dikkat

Ramazan ayında beslenmeye dikkat

25.06.2013 - 15:11 | Son Güncellenme:

Bitlis Devlet Hastanesi’nde diyetisyen olarak görev yapan Esin Edirneli Keleş, Ramazan ayında vatandaşların diğer günlere nazaran biraz daha beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.

Ramazan ayında beslenmeye dikkat

Diyetisyen Keleş, Ramazan ayının gelmesiyle birlikte oruç tutanların beslenme şekillerinin aniden değişime uğradığını ifade ederek, fiziksel aktivitenin de azaldığını belirtti. Keleş, “Genel olarak 3 öğün beslenmeye alışık olan vücut gün boyu açlıkla mücadele edip geceye sıkıştırılmış 2 ana öğüne alışmaya çalışacaktır. Tabi ki birde Ramazan’ın geleneksel lezzetlerini pilav, şerbetli tatlılar, börekler gibi yiyecekleri ilave edersek kilo almak kaçınılmazdır. İnsanlar Ramazan’da hiç diyet olur mu diye düşünmesinler çünkü bir kişinin bir günde alması gereken karbonhidrat, yağ, protein, vitamin, mineral miktarları bellidir. Bu öğeleri ister 2 öğünde isterseniz 3 öğünde alın bu ihtiyaçlar değişmez. O halde günlük almamız gereken besin öğelerini dengeli bir şekilde iftara ve sahura bölüştürebilirsek, iftardan sonra küçük ara öğünler ekleyip geceyi bu şekilde tamamlarsak Ramazan ayında da gayet sağlıklı bir şekilde beslenmenizi devam ettirebilirsiniz” dedi.

Nelere dikkat edilmelidir?

İftarda boş mideyi tıka basa doldurmak; yapılan en büyük yanlış olduğunu sözlerine ekleyen Diyetisyen Esin Edirneli Keleş, bu yüzden iftar açılırken 1 bardak su ve iftariyeliklerle başlamanın doğru olacağını kaydetti. Keleş, “Ardından küçük bir kase çorbayla devam edilmeli ve 15 dakika mide dinlendirilmelidir. Ardından hafif bir sebze yemeği, ızgara, kırmızı et, balık, tavuk, 1 porsiyon pilav, makarna ve salatayla devam edilmelidir. Sahura kalkmadan oruç tutmak yine hatalı bir davranıştır. Bu öğünü atlarsanız açlık süreniz çok uzayacağı için metabolizma hızınız azalacaktır. Sahurda reçel, bal, domates, peynir ya da haşlanmış yumurta ve 2-3 dilim kepekli ekmek gibi hafif kahvaltılık besinler tercih edilmelidir. Sahur öğününü çayla sonlandırmak susuzluğu gidermek açısından önemlidir. Ramazan ayında kişinin tatlı isteği artabilir. Bu gereksinim kalorisi azaltılmış tatlılarla giderilmelidir. Yağlı ve şerbetli tatlılar yerine hoşaf, komposto veya sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Oruç tutarken vücut uzun süre susuz kalacağı için iftar ve sahur arasında bol su içmeye özen gösterilsin, Ramazan ayında kilo vermek istiyorsanız bir günde almanız gereken kaloriyi iftar ve sahur öğünlerine paylaştırmalı, meyve ve çiğ sebzelere ağırlık vererek iftardan sonra yatana kadar küçük öğünler planlamalısınız. Kolesterolünüz yüksekse ve oruç tutuyorsanız kırmızı et ve tereyağı tüketimini sınırlamalı, haftada en az 1-2 kez balık ve kuru fasulye, nohut tüketmelisiniz. Su ihtiyacının yüksek olduğu yaz mevsiminde oruç tutanların su tüketimine çok dikkat etmeleri gerekmektedir. İftardan itibaren sahura kadar en az 10-12 bardak su tüketimi, ihtiyacın çoğunu karşılamaktadır. Oruç tutulmadığı durumlarda öğünlerde su tüketmek bir problem yaratmazken hatta tavsiye edilirken, iftarda yemek yeme esnasında aşırı su tüketiminden kaçınılmalıdır” diye konuştu.

Kimler oruç tutmamalıdır?

Uzun süreli bir açlıktan sonra hızlı ve aşırı yemek yemenin kalp yükünü ciddi bir oranda artırdığını ve dolayısıyla kalp krizi, yüksek tansiyon, beyin kanaması ve felç gibi istenmeyen durumların ortaya çıktığını söyleyen Keleş, “Mide ülseri vakalarında, ülserin derecesini artırarak mide kanaması riskini de artırmaktadır. Diyabet hastalarının günlük yiyeceklerini 3 ana ve 3 ara toplam 6 öğünde tüketmeleri uygundur. Sık aralıklarla belirli miktarlarda besinleri tüketmek insülinin dengeli kullanılmasını sağlar. Öğün atlamak kan şekerinin çok düşmesine yani hipoglisemiye neden olabilir. Açlık hissinin fazla olması bir sonraki öğünün miktarını artıracağından hiper glisemi dediğimiz kan şekerinin aşırı yükselmesine neden olur. Diyetle kan şekeri regule edilen hastalarda oruç tutmanın ilaç ve insülin takviyesine geçişi çabuklaştırdığı gibi diyabete özgü komlikasyonların oluşumunu hızlandıracaktır. İlaç ve insülin kullanan kişilerin ara öğünleri atlamamasının yanında bu öğünlerde özellikle protein içeren besinlerin seçimi daha uygun olacaktır. Ramazan'da kandaki şeker düzeyi ilk günlerde düşer, ancak ikinci haftadan sonra kan şekeri 40 ile 80 puan arasında yükselir. İftarda tıka basa yemek yemek, pankreasın yorulmasına ve kan şekerinin artmasına neden olur. Bu yüzden özellikle diyabeti olan kişilerin kesinlikle oruç tutmasını istemiyoruz. Bunların dışında; kan şekeri düzeyleri düşük seyredenler hipoglisemik, hamile bayanlar, emziren anneler, gelişim çağındaki çocuklar, tüberküloz hastaları, kalp-böbrek-karaciğer-akciğer yetmezliği olanlar, ateşli hastalık geçirenler, sık ilaç kullanması gereken hastalar, hipertansiyonu olanlar kesinlikle oruç tutmamalıdırlar” dedi.