Bugün 1 Kasım 2017 ve Dünya Vegan Günü. Bu yazıyı yazmaya başlamadan önce "Vegan Beslenme"ye başladığımın 17. gününde olduğumu belirtmek isterim. Bu kararı neden verdim; hikayem nasıl başladı sizlerle paylaşmak istedim. Aslında yolun çok başındayım. Her geçen gün kendimi farklı bilgilerle, vegan konulu grup ve yazılarda buluyorum. Vegan olmak sadece beslenme alışkanlıklarını değiştirmek değil.
Bu kararı vermeden önce her şeyin Netflix daveti sonrası başladığını yazmak isterim. Çok sevdiğim dizi Narcos Netflix dizisi. Vodafone operatörüm de 3 ay hediye üyelik vermiş; Netflix ile de kısa bir temasım olmuştu. Geçtiğimiz ay Netflix Türkiye tarafından düzenlenen bir davete katıldım. Davet sonunda üç aylık üyelik hediye ettiler. Üyeliği aktivite ettikten sonra izleyemediğim tüm Narcos bölümlerini bir solukta bitirdim. Zaten bir dizi, bir film hayatımda olmazsa olmaz. Dizi bitince de "ne izlesek" derken belgesellere göz atmaya başladık. Evde var olan doktor da benim kadar sağlıklı beslenmeye ilgi duyuyor. Daha önce de sağlıklı beslenme ile ilgili bir çok belgesel izledik. İlgi duyduğumuz konuların başı doğal olarak sağlıklı yaşam. Bitkisel beslenme, püre beslenme, sağlıklı yaşam belgeselleri derken Netflix'de Dr T Colin Campbell'in yer aldığı üç belgeseli arka arkaya izleyince uzun zamandır düşündüklerimi anlatan bir doktor vardı karşımda. Dr T Colin Campbell vegan beslenmenin diyabet, kalp ve damar hastalıkları gibi birçok hastalığı önlediğini verilerle anlatıyordu. Mutlu Dr'da doktorun ingilizce kitabını okumaya başladı. Belgesellerle birlikte konuşmalarımız vegan beslenme üzerine yaşam değişikliği üzerine döndü. "Bir anda ben vegan beslenmeye geçiyorum" dedim ve o gün bugündür 17 gün işte :)
Bu kararı almam da en büyük etken 2006'dan bu yana düzenli mide ilacı, 2010'dan bu yana insülin direnci, 2014'den bu yana da troid ve reflü ilacı kullanıyor olmam. Bu ilaçları bırakmam istememe, daha önce farklı beslenme yolları denememe rağmen ne kilom da değişiklik ne de kan değerlerim de iyi yönde değişim görülüyordu. Var olan anemimle birlikte kendimi iyi hissetmemem de diğer yanı. İlaçlar mutsuz ediyordu. Dr T Colin Campbell bilimsel çalışma ve canlı örnekleriyle insulin kullanan diyabet hastalarının vegan beslenmeye geçince 3 hafta içinde insulin almayı tamamen bıraktıklarını anlatıyordu. Kişiler gerçekti, hikayeler gerçekti. Bu deneyimi yaşamalıydım.
Kararımdan sonra veganlıkla ilgili web üzerinden okumaya başladım. Bu beslenme tarzının bana ne kadar uygun ve beni ne kadar mutlu ettiğini gördükçe heyecanım daha da arttı. Ayrıca sadece beslenmenin yanı sıra; hayvanların sömürüsüne dayanan, dünyanın ekosistemini değiştiren bu çılgın tüketimin karşısındayım. Hayvancılığın neden olduğu seragazı salınımı düşünün dünyada ulaşım kaynaklı seregazı salımından daha fazla. Amazon ormanlarının %20'si hayvancılık için kesilmiş. İklim değişikliğinin en büyük sebeplerinden birisinin bu olduğu belgeselde de belirtiliyor. Zaten et, süt vb aram hiç iyi olmadı. Uzun yıllar (20 yaşına kadar) et yememiştim. Bence beslenme hayatın temel taşlarından olduğu için buzdağının en çok görünen parçası. Sağlıklı olmak için hayvansal gıdalara muhtaç değiliz. Yapılan bilimsel çalışmaları okumanızı, izlemenizi öneririm. velhasıl uzun bir yolculuğun henüz 17.günündeyim ve her gün öğreniyor olmak beni mutlu ediyor.
Sağlıklı beslenmek, sağlıklı duygular ve sağlıklı insanlar olarak hayatıma devam etmek ve kızlarımın uzun süre yanında olmak istiyorum. Anne olarak bu sorumluluğu tüm kalbimle hissediyor, çocuklarıma daha yaşanabilir, daha sevgi dolu ve kaynakları tüketilmemiş bir dünya hayalime birey olarak umarım katkı sağlayabilirim.
Deneyimlerimi ve hikayeme paylaşmaya devam edeceğim.
YSM
“İnsanlar hayvanları yemeye devam ettiği sürece savaşlar devam edecek.” Yahudi soykırımından kurtulan bir kişinin sözü