Hayat biz planlar yaparken başımıza gelenlerle dolu değil mi? En azından benim hayatımda öyle. Emre Erdogan / Boramess ile Mayıs 2022’den bu yana iletişim halindeyiz. Geçen yıl yayımladığı "Derdin Ne” teklisini konuşacaktık. Ama bir türlü olmadı, ayarlayamadık. Bu süreçte iletişimimiz hiç kopmadı. İlk sahne alışı, yeni teklisi vb. derken nihayet ocak ayında bir araya geldik. Yeni çıkacak teklisinin ham halini o gün dinleme şansı buluyorum. Ruhumu saran enerjisi yüksek bir şarkı. Sonra….
06 Şubat 2023, saat: 04.17… Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsılıyoruz. Büyük bir facia yaşanırken, insanlar ailelerini, evlerini, yaşamlarını, hayallerini, geleceğini kaybederken hepimiz tarifi olmayan acıyı iliklerimize kadar hissediyoruz.
11 ilimizi vuran depremlerin üzerinden geçen süreçte bizi ayakta tutan sadece umut. Ve dayanışma duygumuz. Bu duygularla sevgili Emre’ye 2 yaşında yaşamaya başladığı Hatay’ı ve depremi konulurken buluyorum kendimi. Gerisi okuyacağınız satırlarda…
“Kalbimi Hatay’da bıraktım…" Boramess
Sevgili Emre Erdogan (Boramess) zor bir süreçten geçiyoruz. Senin de Hatay’da büyüdüğünü biliyorum. Nasılsın?
İyiyim, teşekkür ederim, daha iyi olmaya çalışıyoruz hep beraber. İskoçya’da doğdum, Hatay’a taşındığımızda 2 yaşımdaydım. Hatay, Antakya benim çocukluğum ve gençliğimin büyük bir kısmında vardı. Oradan taşınmış olsak da sürekli uğradığım, yakınlarımı ziyaret ettiğim, zaman geçirip kendimi bulduğum bir yerdi
Depremden sonra Hatay’daydın. Neler gördün, neler hissettin? Ailen nasıl?
Hatay’dan 2015 yılında taşındık, ailem iyi fakat deprem anında Hatay’da olan arkadaşlarım, aile dostlarımız vardı. (Ben de normalde o tarihlerde Antakya’da olacaktım, kalmayı planladığım otel yıkılmış olacaktı.) Deprem akabinde beş arkadaş karar verip yola çıktık. Yol durumundan dolayı depremin ancak ikinci günü Antakya’ya varabildik ve yoldayken halen haber alamadığımız yakınlarımız vardı. Şehre inmeden önce ulaşabildiğimiz yakınlarımızın bahsettiği durumdan dolayı her şeye hazır olup metanetimizi korumamız gerektiğini birbirimize söyledik. İlk gördüğüm manzaralardan biri büyüdüğüm evin yıkıldığını görmüş olmamdı. Tabi içimiz burkuldu, çok üzüldük ama bunu belli etmemeye çalışıp en azından elimizden geleni yapmaya gayret gösterdik.
Çok üretken bir müzisyensin. Tümü dijital platformlarda yayınlanmış elli üzeri tekli ve bir adet albümün bulunuyor. Aklıma deprem sonrası bir çalışman olacak mı sorusu geliyor. Konser, tekli var mı planların?
Deprem sürecinde müzikten uzak kaldığımı hissedemeyecek derecede bir mutsuzluk hakimdi, bu halen devam etse de yavaş yavaş müziğe dönmeye çalışıyorum. 31 Mart’ta “Bendeki Sen Bitti” adında yeni bir teklim geliyor. İlk konserimi Aralık 2022’de Blind İstanbul’da verdim fakat devamı için güncel bir takvimim yok. Zamanla hem konser hem tekli düzenini oturtmayı planlıyorum.
Milyonların dinlediği hip-hop şarkılara imza atıyorsun. 2021’de yayımlanan ve herkes tarafından tanınmanı sağlayan “Bizden olsun isterdim” şarkın 12.481.617 kez dinlenmiş. Yan masadaki kızların deyimiyle “dinleme sayını artıranlardan biri de benim” Müzik nereden aklına düştü?
Müziğe başlamam aslında tamamen şarkımı hediye ettiğim kişinin beni dinleme temennisine bağlı olarak gerçekleşti. İlk parçamı amatör olarak kaydettiğimde dahi “Benim bunu devam ettirmem lazım” düşüncesi oluştu ve hikayemi dinleyicilere aktarmaya başladım. 'Bizden olsun isterdim' adlı şarkım da doğal süreçlerle ortaya çıktı ve dinlenmesine dair beklentim yoktu. Dinleyenler sevdi, paylaştı ve devamında sosyal medyada ve duvar yazılarında isminin de motto olarak kullanıldığını görmeye başladım. Yani artık şarkıyı bilmeden şarkı ismimi bilen insanlar da mevcut.
Şarkılarında yaşanmışlıkları ve henüz kalıplaşmamış içsel duyguları sonuna kadar hissediyoruz. Yaşadıklarından yola çıkarak, diyalogları şarkılarında sıklık yer veriyorsun. Bu şarkılar tam olarak seni mi yansıtıyor? Yoksa biraz kurgu var mı?
Müziğe başladığım süreçten bahsettiğim gibi devamında da bu doğallığı bozmak istemedim. Bazen soruyorlar, hakikaten bu kadar çok mu üzülüyorsun diye. Ben de şunu söylüyorum: yaşadıklarım, hepimizin yaşadıkları. Ben sadece üzüldüğüm zamanları kağıda dökmeyi tercih ediyorum. Kimi şiir yazar, kimi film izler, kimi arkadaşıyla paylaşır, kimi de içine atar. Benim tercihim o anki üzüntümü veya mutluluğumu şarkıyla birleştirmek oluyor. Bu sebeple parçalarımı daha gerçekçi kılmak adına yer yer diyaloglara da yer veriyorum.
İTÜ Makine Mühendisliği mezunu olmana rağmen bağımsız bir müzisyen olarak sektördesin. Yeni nesil şarkılarını, seni çok severken diğer kişilere yani müziğini kitlelere ulaştırırken en çok nerede zorlanıyorsun?
Bağımsız müzisyenler olarak bizim en büyük problemimiz kitlelere ulaşmak oluyor. Yıllar boyunca hatta yer yer halen dinleyicilere tek tek ulaşmaya çalışıyorum. Uzun bir süre kendi tanıtımım için çalışmak müziğimin dahi önüne geçmişti, sonrasında dengeyi kurmaya çalıştım. Sosyal medya, gündelik yaşam, tanıştığımız insanlar… Müzik sektörü güncel anlamda rekabet açısından maalesef kızışmış durumda. Bu sebeple kitleye ulaşmak artık çok daha maliyetli ve zor. Ben yine de benim gibi bağımsız olarak parça yayımlayan arkadaşlara bire bir ulaşacakları bir dinleyicinin aslında birden çok daha fazla dinleyici anlamına geldiğini söylemek istiyorum. Çabamızdan vazgeçmememiz gerekir. Bu önemli ve güzel soru için teşekkür ederim.
Müzik mi mühendislik mi? Meslek seçimin nasıl ilerleyecek?
Hayatta her zaman içimden geleni yapmaya çalıştım. Özellikle yirmili yaşların başında bir farkındalık gelir ya, o süreçte kendimle baş başa kalıp konuştum. Başarılı olup terk ettiğim farklı girişimlerim oldu, mutlu hissedemedim. Yıllarca akademik anlamda okudum, çalıştım. Hayatımın en büyük iyi kisi Hatay Fen Lisesi’nden mezun olmam. İstanbul’a geldim ve liseden sonra üniversite hayatım pek istediğim gibi gitmedi. Üniversiteyi henüz bitirmeden kendime şunu sordum: Gerçekten yapmak istediğin iş mühendislik mi? Üzülerek, zorlanarak hayır dedim. Müziğim vardı, seviyordum. Hayat da kurmamız lazım sonuçta, gerçekçi olmak gerek konu buraya geliyor. Müzikten bir gelirim yoktu giderlerim de çoğalıyordu ama bunu da bir seviyeye getirebileceğime inanıyordum. Çalıştım, halen o yolda ilerliyorum. Hepimiz bir bayrak taşıyoruz. Üniversitemle, mühendis meslektaşlarımla gurur duyuyorum. Geldiğim bu yolda akademik hayat bana sabretmeyi ve çalışmayı, İstanbul’sa yaşamayı öğretti. Neticede benim bayrağım müzik oldu, büyüdüğüm ekmeğini paylaştığım yerleri en iyi şekilde temsil etmek istiyorum.
Hatay, deprem ve müzik adına sen neler eklemek istersin?
Hatay’a tekrar döneceğiz, sürecin içerisinde olarak her adımı takip ediyoruz. Yaralarımızı hep beraber sarmamız lazım. Biz Antakya sokaklarında paylaşmayı, mutluluğu, yeniden doğmayı öğrendik. Bu sebeple şehrime inancım sonsuz. Müzik adına söyleyebileceğim son şey, duygularınızı kaybetmeden sevdiğiniz işi yapmak… Gerçekten huzurlu hissediyorum, bu yolda çok güzel insanlar tanıdım, tatlı tatlı dinleyicilerim var. Mutsuz olduğumda her gün onlarca geri dönüş geldiğini görüyorum, tutunuyorum. Kararım net, müzik ve ben var olmak istiyoruz.
İkimiz de biliyoruz ki deprem sonrası önümüzde çok uzun ve zor bir süreç var. Boramess’de ben de sanatın iyileştirici ve birleştirici gücüne inanıyoruz. Eminiz ki “Anka Kuşu” gibi küllerimizden yeniden doğacağız.
*Fotoğraflar: Yeşim Mutlu