Bu sabah Clubhouse'da Emir Kosif'in "Günaydın" sohbetinde kitap vardı. Siz ne kadar sıklıkla sosyal medyada ya da clubhouse da zaman geçiriyorsunuz bilmiyorum. Clubhouse ile ilgili ilk deneyimim bir makale hazırlamak için olsa da; hayat gibi bazı insanlarda farklı yönleriyle bu sohbetlerde ilgimizi çekebiliyor. Bugün de çok farklı kişilerin düşüncelerini kendi seslerinden dinlemek çok değerliydi. Katkı ve ilham olan herkese teşekkür ederim.
İnsan neden yazar? Ben neden yazıyorum? Ya da neden yazmaya devam ediyorum? Neden yazmak için hayaller kuruyorum? Bunun tek cevabı yok, hiçbir zaman da olmadı.Yazmakta hayat gibi sonsuz olasılıklar içinde sonsuz ruh halleri.
Kendimi bildim bileli yazıyorum. İlk okumayı söktüğüm günden bu yana yazdığımı varsayarsak 42 yıldır yazı hayatımın içinde hep var. Kendimi yazı ile ifade etmek, satırlara sığınmak ve yazarak rahatlamakta işin başka yanı. Günümüzde çok sıkıldığım ve içimde patlayacak gibi duran duyguyu Twitter'da paylaşarak gideriyorum. Sanırım yazmadan geçmiyor benim duygularım öpünce geçecek uflar gibi.
Gün yüzüne çıkmayı bekleyen günlükler, yazılmış dosyalar ve kitapların arasından çıkan notlar. Hiç bulamadıysam dergilerin kenarına yazıp sakladığım satırlar. Sizinle de burada yazıyla buluşmadık mı zaten :)
Televizyon, canlı yayın, konuşma ya da farklı platformlarda anlattığım bir hikayem var. Fotoğraf çekmeye başladığım yıllarda yazıdan vazgeçmem ve sadece fotoğrafa odaklanmam istenmişti. Ben de "ikisini de yapacağım" dediğim de pek onaylanmamıştım. Şimdi bakıyorum da geçmişe hem fotoğraf çeken hem yazan15 yıldır durmadan içerik üreten bir kadın var.
Fotoğraf kadar duygusal satırlarda yaşamak yaşatmak benim bakış açımda. Hem şu hayatta kendi hikayesini olmayan kim var ki? Bazılarının hikayeleri oluyor benim de hayallerim o da bir başka yazı konusu :)
"Kusursuzluğu unutun, her şeyde bir çatlak vardır. Işık içeri böyle girer " Leonard Kohen
ALTIN MELEK ÖDÜLLERİ
Kişisel web sitemle başlayan 15 yıllık dijital içerik yolculuğum geçtiğimiz cuma günü (26 Mart 2021) gerçekleşen Altın Melek Ödüllerinde "Yılın En Başarılı Köşe Yazarı" ödülüyle taçlandırıldı. Sevgili Olcay Kutluca ve Diren Yılmaz'ın ev sahipliğinde Double Tree by Hilton İstanbul Topkapı'da gerçekleşen gecede sinema oyuncusu Volkan Başaran'dan ödül almak hem de ödül vermek için Şenol İpek'in keyifli sunumuyla; üç kez sahneye çıkmak unutulmaz anılarım arasında kalacak.
Ödül töreni sonrası heyecan ve duygu yoğunluğuyla web sitem için yazdığım satırlar şu anda sayısız haber sitesinin sayfalarını süslüyor. Yılın en başarılı köşe yazarı olmanın hakkını verdim sanırım. Kendi adımı kendi sitemde geçirmediğim için tüm içeriklerde adım yok ama varsın olsun. Benim meselem yazmakla, paylaşmakla.
15 yıldır kendime olan inancımla, tutkuyla, içimde bir şeyler sarsıla sarsıla yazmaya ve paylaşmaya devam ediyorum.
Bu ödülün ardında o gecede ödül karesiyle paylaştığım gibi;
Çok hayal etmek
Çok düşünmek
Çok yazmak
Çok paylaşmak
Çok vazgeçmek
Çok imkansızlık
Çok zorluk
Çok tutkuyla yaşamak
Çok inanç
Çok emek
Çok özveri
Çok inanmak var.
Yeni hayallere ve başlangıçlara doğru yeniden yelken açtığım bu satırlarda hayatımda çok özel yerleri olan tüm dostlarıma, her zaman içimdeki en iyi YSM'i ortaya çıkaran sevgili dostlarım Özlem Süer ve Sabit Akkaya'ya, tören için Eskişehir'den gelen can dost Şenay Şaşmaz Sadıç'a, değerli okuyucularıma ve Milliyet Pembe Nar'a çok teşekkür ederim.
Aileme teşekkür etmediğimi sakın düşünmeyin çünkü "aile her şeydir" ...
Altın Melek Ödüllünü cinsiyet önyargısına ve eşitsizliğe meydan okuyan tüm kız kardeşlerime adıyor ve kadınlar daha çok yazmalı diyorum.
Ödüle layık gören, destekleyen ve organizasyonda emeğe geçen herkese çok teşekkür ederim.
Yeşim Mutlu
www.yesimmutlu.com