Kaygı ya da anksiyete çok sayıda insanın yaşamını etkileyebilen bir sorun. Günlük yaşamda önemli kısıtlamalara gitmeye neden olabiliyor, işlevselliğin düşmesi, yaşam kalitesinin azalması gibi sonuçlara da yol açıyor. Tüm bunlarla mücadele eden bireyler için ise yakınlarının desteği çok daha önemli bir role sahip. Özellikle uzun yıllardır devam eden kronikleşmiş, kimi zaman yer değiştiren, dirençli anksiyete problemlerine sahip bireyler çoğu zaman yakın çevreleri tarafından anlaşılmamaktan yakınıyor. Sevdiklerinin desteğini almak bir yana, onlar tarafından duygularının hafife alınması hatta kimi zaman değersiz ve yetersiz hissettirilmek gibi ek olumsuz #duygusal yüklerle karşı karşıya kalabiliyorlar. Yakın çevrenin desteği ve kişilerarası ilişkilerdeki #olumlu iklim ise pek çok kişinin anksiyete sorunları ile daha iyi başa çıkmasına yardımcı oluyor.
Peki çeşitli düzeylerde kaygı sorunları ile mücadele eden ya da anksiyete bozukluğu teşhisi almış ve bunun için tedavi görmekte olan bir yakınınıza nasıl yaklaşabilirsiniz, onunla iletişim kurarken nelere dikkat etmek iyi olur?
Öncelikle “Bunda endişelenecek bir şey yok ki” ya da “Gereksiz vesvese ediyorsun.” gibi karşınızdaki kişiye anlaşılmamış ve duyguları tarafından yargılandığı hissi doğurabilecek cümleler yerine “Senin için yapabileceğim neler var?” ya da “Kulağa çok zorlayıcı geliyor. Bu düşüncelerle nasıl başa çıkıyorsun?” demek çok daha destekleyici olabilir.
Kimi zaman bir sorunla karşılaştığımızda doğrudan ona yönelik bir tespitte bulunup hemen çözümleme ihtiyacı hissedebiliriz. Bu da bizi “Çok dinliyorsun kendini ondan oluyor böyle.” ya da “Herşeyi çok kafaya takıyorsun, düşünme bu kadar” gibi sözler söylemeye itebilir. Oysa bunlar da kişiyi sorunla ve düşünceleri ile ilgili yalnızlaştırabilecek ifadelerdir. Bunun yerine “Seni dinlemek için buradayım, konuşmaya ihtiyacın olduğunda söylemen yeterli.” demek kişinin çok daha az yalnız hissetmesine yardımcı olabilir.
“Çok abartmıyor musun?” ya da “Bence biraz fazla abartıyorsun” gibi cümleler de karşınızdaki kişiye olumlu duygular hissettirmesi güç ifadelerden, bunların yerine “Bu gerçekten zor bir durum, kaygını bir nebze azaltmaya nelerin yardımı oluyor?” demek daha yapıcı olabilir.
Duyguları küçümseyici ifadeye iyi bir örnek de “Herkesin kaygıları var, bununla başa çıkabilmelisin” ya da “İnsanlar neler yaşıyor sen nelere takılıyorsun” veya “Her şeyin var, sağlığın yerinde, bunları düşünmemelisin” ve benzeri çok sayıda örneklerini türetebileceğimiz olumsuz nitelikte ve destekleyici yönü oldukça zayıf yorumlar. Bunların yerine belki sadece “Bu zor duygularla başa çıkmaya çalıştığın için seninle gurur duyuyorum.” diyor olmak kişinin kendisini “sorunları ile baş edemeyen” ya da “yetersiz/başarısız” biri gibi hissetmesini veya çevresi tarafından o şekilde algılanıyor olmakla ilgili olumsuz duygular yaşamasını önleyebilir.
Ben aklıma gelenleri bu paylaşımda özetlemeye çalıştım, dilerseniz siz de iyi ve/veya kötü örneklere ilişkin aklınıza gelen ifadeleri yorumlara ekleyebilirsiniz.
Yazının görsel versiyonu için: https://www.instagram.com/psikologmelisdemircioglu