Haksızlık duygusu hakkında epeydir birşeyler yazmayı düşünüyorum aslında. Haksızlık...Biraz üstünde düşünelim. Herkes hayatında bir haksızlığa uğramıştır ve o haksızlık duygusunu hissetmiştir mutlaka. Ne kadar çırpınsanız da bir öğretmeninizin sizi hiç farketmediğini anladığınızda ya da bir arkadaşınızın kırdığı camı oradan kaçmadığınız için üstlenmek zorunda kaldığınızda...Birinden daha çok ders calısıp onun daha yüksek aldıgını gördüğünüzde...Çok istediğiniz bir işe sırf torpili olduğu için sizden daha vasıfsız biri alındığında... Bir yarışmada adil olmadığı halde sizin denginiz olmayan rakiplerle yarıştığınızda... Çok sevdiğiniz birini etrafınızdakilerden daha erken kaybettiğinizde belkide...ve size ait olan bir şey çalındığında en çok da... Çok severek okumuş olduğum bir kitabın beni en çok etkileyen altını defalarca karalıdığım bir sözünü hep hatırlarım bir haksızlığa şahit olduğumda. Şöyleki: "Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir. Bir insanı öldürdüğün zaman bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun.." Evet bu cümleleri okuduğumda hayatın yaşanan tüm o keyifsiz anlarında aslında hep bir hırsızlık ve haksızlık olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum. Sizden birşey çalındığında siz ne hissediyordunuz? Zihninizden hangi düşünceler geçiyordu? "Ama bu haksızlık!" cümlesini hiç kurmadınız mı ? Birinin kalemi çalındı birinin hayalleri...Birinin cüzdanı çalındı birinin emekleri...Birinin arabası çalındı birilerinin inancı...Birilerinin hayatı... Peki sizi bu haksızlıklarla savaşırken ayakta tutan şey ne oldu? Nasıl tekrar ayağa kalkabildiniz? Nasıl devam edebildiniz ? Hayatta yaşadığınız haksızlıkların sadece sizin başınıza geldiğini düşünseniz başa çıkabilir miydiniz ? Yoksa "yaşayan tek ben değilim o da atlattı." , "Şunun da başına geldi." demek, tek olmamak, yalnız olmamak sizi hep rahatlatan şey mi oldu ? Evet. Haksızlık duygusuyla, yaşadığınız şeyi diğerlerinin de deneyimlediğini, tek olmadığınızı düşünerek bir de hakkınızı arayarak, haksızlığın karşısında durarak başa çıkabilirsiniz. Unutmamanız gereken şeyse o haksızlığa uğramış olmanın sizinle ve sizin değerinizle alakalı olmadığıdır. Onu siz istemediniz ve sizin yüzünüzden yaşanmadı. Evet haksızlıkla karşı karşıya kaldığınızda birçok duyguyu bir anda yaşıyor olabilirsiniz aslında. Çünkü haksızlık duygusu içinde birçok başka duyguları da barındırır. Öfke, nefret, hayal kırıklığı gibi...Bu yüzdendir ki haksızlığa uğramış kimsenin kolayca sakinleşemediğini, bir şekilde bir çıkış yolu aradığını görürsünüz çoğu zaman. Rahatlama yaşayabilmesi için o haksızlık duygusuyla başa çıkması bir çıkış yolu bulması gerekir. Bunu bazen tek başına yapması güç de olabilir. Yakınlarının ya da bir uzmanın desteğine ihtiyaç duymaları oldukça doğaldır. Böyle zamanlarda yakınınıza olabildiğince anlayışlı olmak, uğramış olduğu haksızlığı anladığınızı yalnız olmadığını hissettirmek kişiye iyi gelebilir.En önemlisi ise şefkattir.İstemediği halde birşeyi çalınmış ve haksızlığa uğramış kişiye verebileceğiniz en iyi şey şefkattir. Eğer bu haksızlığı yaşayan kişi sizseniz kendinize uygulayabileceğiniz en iyi tedavi de yine şefkattir. Kendinizi anlamak, kendinizi duymak, kendinizi sevmek, kendinize şefkat göstermek.