Geçtiğimiz günlerde, spora önem veren anneler tarafından başlatılan ve bir sivil toplum hareketi olan "Olimpik Anneler Projesi" hayata geçirildi. Konu, sporun insanın ruh ve beden sağlığına olan iyileştirici etkisi sebebiyle oldukça önemli ve desteklenmesi gereken bir hareket.
Sporun çocuğun hayatındaki olumlu katkıları bizzat kendi çocuğumla olan yolculuğumda birebir deneyimlediğim bir durum. Çocuk büyüten her anne-baba bilir; çocuğun kendi doğasının getirdiği özelliklerin yanında bizim onların hayatına katmaya çalıştığımız şeyler konusunda çocuk kendisinin de keyif aldığı, heyecanlandığı ve yeteneklerini ortaya çıkaracak aktivitelerin içinde kalır. Bunların dışında ne kadar zorlarsak zorlayalım çocuk sevmemişse iflah olmaz bir biçimde hoşnutsuzluğunu belli edecektir. İster mızmızlanarak, ister sabahları kalkmak istemeyerek veya gitse de mevcut aktivitenin içinde ağırdan alıp, verilen yönergeleri yerine getirmeyerek.
Ancak çocuklarını çeşitli hobi ve aktivitelerle tanıştırma sorumluluğu taşıyan ebeveynler bilirler ki veya göreceklerdir ki mevcut spor dallarından birisinin kendi çocuklarının yakın duracağı bir dal olma ihtimali çok yüksektir. Çocuğun esnek, hareketli ve oyuncu doğası spor oyunlarına çok uygundur.
Burada önemli olan çocuğa spor alışkanlığı kazandırmaktır. Her çocuk şampiyon olacak diye bir zorunluluk sözkonusu değil. Çocukların fiziksel, bilişsel ve duygusal gelişimlerine yardımcı olan spor faaliyetlerinin sonraki yıllarda bireylerin kendi bedenleri üzerinde daha iyi kontrol kurabilen, düşünce ve duygularını daha iyi yönetebilen, lider özellikleri gösterebilen, daha özgüvenli, takım çalışmasına yatkın, risk alabilen, kazanmayı ve kaybetmeyi hayatın içinde de deneyimlenen bir durum olarak görebilen, kendi kendini motive edebilen, disiplinli bireyler olma konusunda önemli katkıları olduğu bilinmektedir.
Araştırmalar, spor yapan gençlerin şiddete daha az başvurduklarını, daha hoşgörülü olduklarını, arkadaşlık ilişkilerini daha iyi kurabildiklerini ve insan ilişkilerinde daha başarılı olduklarını gösteriyor. Ayrıca ergeni sigara ve madde bağımlılığından da koruyor.
Sporun bir diğer önemi ise, zihinsel ve duygusal zorlukları olan çocukların gelişimlerine olumlu katkılar sağladığı araştırmacılar tarafından bulgulanmış olması. Sosyal katılım becerileri, öfke, paylaşım, başkalarıyla etkileşim gibi konularda sporun önemli katkıları olduğu izlenmiştir.
Ben uzun yıllar spor yapmış olduğu için kendi çocuğuma spor ile ilgili ne düşündüğünü sorduğumda; "Eğlenceli, bana hep oyunda olduğum duygusu veren, disiplini öğreten, bedenimi sevmemi sağlayan, iyi arkadaşlıklar kurduğum, akıllı riskler almayı öğrendiğim, zihnimi açan, strateji geliştirme konusunda çok şey öğrendiğim, kendimi hep dinamik hissetiğim gibi şeyler..." diye yanıtladı. Ne dersiniz, tüm bunlar çok çekici değil mi?
Yaşları uyanlar bilir, televizyonun siyah beyaz olduğu dönemlerde sosyalist ülkelerin sporcularını büyük bir zevkle izlerdik. Olimpiyatları izlemeyi asla kaçırmazdık. Jimnastik şampiyonu Nadia Comaneci ya da Paten şampiyonu Katarina Witt' i nasıl unuturuz! Bu efsane isimler, küçük yaşlarda spor alışkanlığı kazandırmanın önemini bilerek bunu çok iyi bir şekilde uygulayan sosyalist ülkelerde yetişen sporculardır. Bu ülke insanlarının çoğunda sonraki yıllarda sporun yaşamın bir parçası olarak devam ettiği bilinmektedir.
Bu sebep ile çocukluk döneminden başlayarak çocuklarımıza uygun spor faaliyetleri kazandırma çalışmalarının bilinç düzeyi arttırılarak ve örgütlü bir şekilde hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. "Olimpik Anneler Projesi" çocuklarımız için en faydalı sivil toplum hareketlerinden biri olarak yürekten desteklenmesi gereken bir oluşumdur. Başarılı olmasını diliyorum.