Sık sık yakınlık kurma becerisinden sözediyoruz. Sevmek ne kadar önemli bir yetiyse, sevilmek de o ölçüde birtakım özelliklere, yetilere sahip olmayı gerektirir.
Sevilecek biri olmak için önce kendini sevmek gerekir, kendini seversen, sevileceğine inanırsın.
Özgüven sahibi kişilerin hem sevme, hem sevilme becerileri daha iyidir.
Kimlik duygusu gelişmiş kişiler, daha iyi severler, gelişmemiş kişiler sınırlarını kaybetmekten korktukları için, içinde yaşadıkları gelgitleri size de yansıtırlar. Huzursuz olursunuz onlarla ilişkinizde, bir yakınlaşıp bir uzaklaşırlar, suçu kendinizde aramayın!
Savunucu olmayan, özeleştiri yapabilen, içine bakabilen, eleştiriyi karşılayabilen kişilik özellikleri ile anlaşabilmek ve ilişkiyi geliştirebilmek mümkündür. Aksi taktirde, siz söylüyorsunuz duvara çarpıyorsa, işiniz çok zor demektir. Kendinize bir sorun; Eleştiriye ne kadar duyarlısınız?
Genelde suçlayıcı ve yargılayıcı bir tutumunuz var mı? Başkalarını yargılamak çok kolaydır, eşinizle, dostunuzla yargılayıcı, suçlayıcı tutumunuzdan vazgeçin, yoksa insanlar sizden uzaklaşırlar, sadece anlamaya çalışın...
Birisinin sorununu dinlerken, kendi değer yargılarınızdan bağımsız olmaya gayret gösterin.
Kimseye önyargı ile yaklaşmamaya özen gösterin, genellemeler çok tehlikelidir, karşı tarafı yanlış anlamanıza sebep olur ve dolayısıyla yanlış tepkiler verirsiniz.
Sevilen kişilere ya da sevdiğiniz kişilere dikkat edin; sizi dinleyen, empati yapabilen kişilerdir daha çok. Diğer adı ""eşduyum" olan kendini ötekinin yerine koyabilme yetisi de güçlü ilişkiler geliştirebilmek için oldukça önemlidir.
Çünkü dinlemek anlamaktır, dinlemek görmektir, dinlemek karşısındakinin varlığını onaylamaktır, dinlemek değer vermektir yani "Seni duyuyorum" demektir. Görülmeyen ve duyulmayan kişi sizi sevemez. Dinlemek kişisel çekiciliğinizi de attıran bir özelliktir.
"Kendini gerçekleştirmiş" kişilerin sevme ve sevilme potansiyelleri çok daha yüksektir. Nedir kendini gerçekleştirme; kendi potansiyelini en üst düzeye çıkarabilme; yaratıcı, bağımsız, zamanı iyi kullanan, çevreye ve kendine saygılı, mizah yapabilen, doğa ile barışık, yalnız kalma yeteneği olan, insanları olduğu gibi kabul eden, ileriye dönük gelişme yolunda çaba gösteren kişi.
Yukarıda sözünü ettiğimiz şey, aslında olgunlaşma süreci dediğimiz şeyin açılımı. Tüm bunları kendi bünyesinde barındırmak zor gibi gözükse de, önemli olan, bu yolda ilerlemek için elinden geleni yapmak.
Sorun şurada; ikili ilişkilerde olgunlaşma düzeyiniz paralellik göstermiyorsa, sıkıntı ortaya çıkması çok muhtemel.
Sevgilinizle gelişim seviyeniz bakımından aranızda çok fark varsa, çoğu kere kendi kendinize söylediğiniz "Ben nerdeyim, o nerde?" cümlesini duyar gibiyim. Bu nedenle seveceğiniz kişi, kendisine size yakın oranda yatırım yapmış kişi olabilir ancak.
Olgunluk düzeyiniz yakın olmalı tabii ki ama farklılıkları da kabul edebilmeli, onun biricik ve özel olduğuna saygı ve ilgi göstermelisiniz.
Yani "Sevilmek için sevilebilir" olmak, yine döndük dolaştık parmağı kendimize çevirdik, Nietzsche sevgilisi Salome' ye durumu iyi ifade etmiş, şiirden bir bölüm;
"Denizleri seviyorsan
Dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan
Önce sevmeyi bileceksin"