"Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum
Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar
Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var
Tabii ki ben böyle olduğum için bahar
Çünkü sana değdiğinden beri ellerim
Bütün kış dallarında tomurcuklar var"
Ayşe Kulin' in sözleri, Candan Erçetin' in nefis yorumuyla bu şarkı ile baharı karşılamaya ne dersiniz?
Bu kaçıncı bahar? Tabii ki yaşınız kadar.
Peki daha kaç baharınız daha var??? Hiç düşündünüz mü?
Bir kızım olsa adını "Bahar" koyardım, bir kadına yakışacak en güzel isimlerden biri bence.
Sevgiliye bir bahar akşamı rastlanır, bazısı her bahar aşık olur, kimileri ikinci baharını yaşar, Nazım Hikmet' e göre de "bahar mevsiminin gökyüzü gibi" dir sevgili.
Baharbahçe duygularınızın kıpırdanmaya başladığı, tabiatın kendisini ucundan kıyısından çapkın bir şekilde gösterdiği şu günlerde, reseptörleriniz de "vak vak" etmeye başladı, hadi itiraf edin.
İnsanın başını döndüren bahar akşamlarını iliklerine kadar hissetmek isteyenler, akşamları cafe ve restaurantların önlerini doldurmaya başladılar. Benim yaşadığım yerde, dün gece birçok mekanda dışarda oturacak yer bulunmuyordu, ne güzel?
Kışın stres ve yükünü temiz hava ve ılık bahar esintisiyle biraz da olsa atmaya çalışmak ve sevdiklerimizle tabiatın canlanmasını, havaların ısınmasını kutlamak olsun bu kalabalığın adı.
"Beni bu havalar mahvetti" diyen Orhan Veli suçu havaya atsa da, gevşemeye çalışırken kendiniz için mola verdiğiniz anlarda, arkanıza yaslanıp bir düşünün lütfen; bu tempolu yaşamın içinde nereye doğru koşuyorsunuz?
Ruhsal durumunuz nasıl? Kaygı duyduğunuz, endişelendiğiniz, takıldığınız konular var mı? Bunlar hayat memat meselesi mi?
Zihniniz bulanık, içiniz sıkkın mı? Canınızın kendinize dar geldiğini mi hissediyorsunuz?
Bir probleminiz var da çözümsüz gibi mi görünüyor?
İlişkiniz kötü mü gidiyor? Sevgiliniz mi yok?
Eğer yukarıda bahsi geçen konulardan biri ile kafanız meşgulse, şu soruyu bir sorun: "Olabilecek en kötü şey nedir?" "Olabilme ihtimalinden" bahsediyoruz. Bu düşündüğünüz "en kötü şey", olacağı anlamına gelmiyor.
Ama sizi kaygılandıran ve mutsuz eden probleme dair "olabilecek en kötü şey", olması muhtemel en son şey olduğu için, ondan önce yapılacak çok şey var demektir. Ayrıca "olabilecek en kötü şeyi" bulduğunuzda, bunun dünyanın sonu olmadığını da göreceksiniz.
Büyük ve karmaşık bir sorununuz varsa, onu ele alınması kolay parçalara bölün ve daha sakin bir kafayla yaklaşın.
Kişisel zamanınızı iyi yönetip yönetmediğinizi gözden geçirin.
Kaygı veren durumu yok saymayıp onunla yüzleşmek, kişiliğin olumlu yanlarını geliştirir. Bu duygular çözülmesi gerken bir sorun olduğunu ve psikolojik dengemizi kazanmak için birşeyler yapmamız gerektiğini söyler.
Kaygı ile yüzleşecek yapıcı yollar düşünün ve risk alın.
Çatışma, yüzleşmeden dolayı olmaz, yüzleşemediğiniz şeyler sizde çatışma yaratır.
Kaygı ile yüzleşmek için en başta kaygı yaratan durumların listesini yapın. Sizin için en az riskli olan bir durumla işe başlamanız size güç verecektir.
Evet, sırtınıza yük ettiğiniz her ne varsa yükleri azaltmaya çalışmak için elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıp çalışmadığınızı da bir düşünün.
İçsel engellerinizi anlayamıyor ve zorlanıyorsanız da profesyonel destek almaktan kaçınmayın.
Bahardan söz açıp, niye buralara geldim?
Baharın enerjinizi yükselten, zihninizi açan etkisi yanında elbette gevşeten de bir yanı vardır. Hazır halböyleyken, baharın size uzattığı eli tutun.
Eğer eşiniz, sevdiğiniz yani ilişkiniz ile ilgili zorluğunuz varsa, onun da gönlünde baharlar açtıracak birşeyler bulun...
Önünüzde yaşayacağınız nice baharlarınız olsun elbette ama bu bahar, bize yaşanacak anların ne kadar kıymetli ve özel olduğunu da hatırlatsın istedim. Hayat başlangıcından sonuna bir derin nefes almak kadar kısa, içini ne ile doldurursanız o.
Şarkıdaki gibi;
"Baharın gülleri açtı
Yine mahzundur bu gönlüm
Etrafa neşeler saçtı
Beyhude geçti bu ömrüm"
dememek için, inadına yaşamak olsun harcımız ve iyi ne yaşıyorsanız bu aralar, adı bahar olsun...