Kadın ve erkeğin beyinlerinin yapısal farklılıklarının, ilişkilerini başlatma, arkadaşlık, flört etme, sevgili olma ve evlilik gibi her türlü ilişki biçimlerini nasıl etkiledikleri bilimsel olarak oldukça kapsamlı bir biçimde ortaya konmuştur. Cinsler arasındaki farklar birbirlerine karşı davranışlarını da belirlediğinden, dikkate alınması gereken bir durumdur. Evrimsel süreçde yaşananlar beynin yapısal gelişimi konusunda cinsiyetler arası farkı belirlemede önemli sonuçlar doğurmuştur ve tüm kültürlerde bu farklar sabit görünmektedir.
İlk fark erkeğin babadan Y kromozomu alması ve böylece iki hormonun patlamasıyla başlar. Testesteron erkek beyninin nesnelere, eylemlere ve rekabete daha meraklı, yön duygusu, üç boyutlu görme ve matematik konusunda daha iyi olmasını sağlar. Buna ek olarak beyinde seks ile ilgili bölgeyi güçlendirir. Bu bölge erkeklerde kadınlara göre iki kat daha büyüktür. Gerçekten de erkekler cinsellikle daha fazla ilgilidir. Testesteron seviyesi yüksek kadınların libidosunun daha yüksek olduğu da bilinmektedir.
Testesteron olmadığında beynin dil ile ilgili kısımları daha çok gelişir, bu yüzden kızlar konuşmaktan hoşlanır, erkekler top yakalamaktan.
Erkeklerde vücut ağırlığına olan oran da hesaplanarak, daha fazla beyin hücresi bulunduğu tespit edilmiş. Tahminlere göre erkeklerde sinir hücresi sayısı kadınlara göre yüzde dört daha fazla.
Kadınlarda ise hücre bağlantısı sayısının daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Beynin iki yarısını birleştiren geniş lif bandı olan korpus kollosum kadınlarda daha geniş ve beynin her iki yarım küresi ile daha fazla alışverişe imkan sağlıyor. Bu nedenle dil ve duygu arasında çok etkili bağlantı kurabilmekte, sözelleştirme ve derli toplu ifade edebilme yetenekleri yüksek. Östrojen de bunu desteklemekte ve kadınlar bu fazladan bağlar sayesinde birden fazla işi aynı anda yapmak konusunda daha başarılılar.
Limbik sistem yada duygusal beyin kadınlarda daha büyüktür ve bu nedenle daha kolay bağ kurarlar. Kadınların arkadaşları bu nedenle daha fazladır. Limbik sistemin büyük olması depresyon olasılığını da artırır.
Psikiyatrlar veya psikologlar erkeklerin üç katı kadar fazla sayıda kadınla görüşür. Bunun sebebi kadınların daha fazla sorunu olması değil, sorunların farkında olması ve çözüm aramaya daha istekli olmalarıdır. Boşanma davalarını da yüzde 75 oranın da kadınlar açar.
Kadınlar başkalarının yüz ifadesini okumakta ve hislerini anlamakta daha yetenekli, çevresel görüşde de erkeklere göre daha iyiler. Bu yüzden erkek arakadaşlarını diğer kadınlara bakarken yakalayabilirler ama yakışıklı erkeklere bakarken hiç yakalanmazlar.
Bir yetişkin olarak kadın teni erkek teninden on kat daha duyarlıdır. Kadınlar dokunulmayı erkeklerden daha çok sever ve ister.
Bir kadının tat ve koku duyusu da bir erkeğinkinden daha güçlüdür. Yumurtlama döneminde bilinçli olarak farkedilmeyecek erkek feromonlarını(eşeyleri birbirine yaklaştıran kimyasal salgılar) da tespit ederler. Kadınların üstün algıları, vücut dilini ve dolayısıyla sahtekarlığı erkeklerden çok daha iyi anlayabilmelerini sağlar.
Kadının beyni çok faal, erkeğinki ise görece olarak sakindir. Erkeğin beyin faaliyeti düşük olduğu için uyarıcı ve heyecan arar. Düşük faaliyet ve yüksek testesteron seviyeleri önsevişme ihtiyacına gerek kalmadan harekete geçmelerini sağlar. Öte yandan kadınların beyninde olup biten çok fazla şey olduğundan gereken ruh haline gelmeleri için yatıştırılmaları, flört etmeleri ve cesaretlendirilmeleri gerekir.
Erkeklerde olayların bütününü görmeyi sağlayan sağyarı küre ile bağlantı az olduğundan kaybolduklarını anlamazlar, sadece yolu bulmaya odaklanırlar. Kaybolduğunu itiraf etmek başarısız olduğunu itiraf etmek demektir.
Erkeklerde özellikle ön beyindeki faaliyetin düşük olduğu düşünülürse, kadınlara göre daha düşünmeden hareket ederler.Daha fazla ilişki yaşarlar ve üzerinde yeterince düşünmeden konuşup genellikle çuvallarlar. Yani erkekler kadınlardan daha fazla yalan söylerler, ama kadınlar daha iyi yalan söyler.
Kadın beyninde dopamin seviyesi daha yüksektir, bu nedenle dikkatini daha çabuk toplar. Erkeklerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna kadınlara göre beş kat daha fazla rastlanır.
Erkeklerin kumandayı ellerinden bırakmamalarının sebebi uyaran ihtiyacı daha fazla olduğundandır. Kanallar arasında gezinirken yeni, farklı, heyecanlı birşeyler arar. Kadın ise karakterlerin duygularını gösterdiği ve kendisinden bir şeyler bulabileceği tek bir programı izleyerek mutlu olabilir. İlgisinin devam etmesi için sürekliliğe ihtiyaç duyar.
GABA, merkezi sinir sisteminin en önemli ketleyici nörotransmitteridir. GABA' nın işlevselliğini ortadan kaldıran GABA-T yüksekliği erkeklerdeki saldırganlık davranışının daha yüksek olmasını açıklamaktadır.
Kadınların beyin kan akımı erkeklerden daha fazladır. Glukoz kullanımı da kadın beyninde daha fazladır. Bu farkın nedeni östrojen hormonudur.
Her iki cinsiyetteki iç kulak tüy hücre sayısı aynı olmakla birlikte, kadınlarınki daha yoğun titreşmekte ve daha iyi işitmeye neden olmaktadır.
Araştırmalar, dinleme durumunda erkek beyni yüzde 70 kapalıyken, kadın beyninin yüzde 90 açık olduğunu göstermiştir.
Erkeklerde yaşa bağlı beyin hücreleri ölümü daha belirgindir ve erkek beyni kadın beyninden daha hızlı yaşlanmaktadır.
Son yıllarda beyin araştırmalarına verilen ağırlığa rağmen, elbette insan davranışını belirleyen aynı zamanda içine doğduğu aile, çevre ve sosyokültürel etmenlerdir. Ancak son derece karmaşık gibi görünen kadın erkek ilişkisine, kimi zaman pratik çözümler üretmeye bu bilgilerin oldukça yardımcı olduğu görülmektedir.
Kendi yürüttüğüm evlilik terapilerinde, çalışmalarımı bu verilerin ışığında ele aldığım birçok konu bulunmaktadır ve sonuçlar yüz güldürücüdür.
Sonuçda, erkek ve kadın beyni arasındaki farkı anlamak birbirini anlamayı ve iletişimi güçlendirerek, bu dansın karşılıklı daha uyumlu, estetik ve keyifli olmasını sağlar.
Kaynak:
Daniel G.A. 2010. Aşık Beyin. Erdener, İ. Çev.Pegasus Yayınları, İstanbul.
Göka E. 2003. Psikiyatriden Psikiyatriye Bakışlar. Odak Yayınevi, Ankara.