Amerika’ da evli erkeklerle yapılan bir araştırmada, erkeklerin %93' ü ikinci bir şansları olsa yine aynı kadınla evlenmek istiyormuş. Buyrun buradan yakın!
Evliliklerin daha doğrusu evli kalmanın zorluğu konusu hem profesyonelleri hem evlilik kurumunun taraflarını bu kadar meşgul ederken, bu nasıl bir sonuç demez misiniz?
Bu sonuç üzerine kafa yorsanız işin içinden çıkabilmek ne kadar mümkün? Erkeğin 'bağlanma biçimleri' ile ilgili yazılanlara baktığımızda, “bağımsız davranabilmeyi” daha iyi becerdiğini açıklamaya çalışır.
Konu kadın erkek ilişkisi olunca, bir hikaye başlar ve aslında o hikaye hiç bitmez demek geliyor insanın içinden. Amerika’ lı yazar Neil Chethik “Voicemale” isimli kıtabında, erkeklerin evlilik, seks, bağlılık ve sevgi konusunda gerçek düşüncelerinin sanıldığından çok daha farklı olduğunu, yüzlerce kişi ile yaptığı görüşmeler sonucu bulgulamış.
Karısını aldatan erkeklerin büyük çoğunluğunun, eninde sonunda karısına geri döndüğünü siz de etrafınızda mutlaka gözlemlemişsiniz, duymuşsunuzdur. Hele birikinci kadın rest çekmeye başlasın, “boşan” desin ya da evliliği tehdit altına girsin, hemen kuyruğunu sıkıştırıp karısına döner erkek; “Ben aslında karımı seviyorum.”, “Benim karımla bir problemim yok.” demeye başlar. Dışarıda oyun oynamanın cazibesi biter, erkek evliliğin güvenli sularına kendini atıverir.
Bu o kadar karmaşık bir olgudur ki, durumun çok değişkenli doğasını bir çırpıda ortaya koymak gerçekten zordur. Söylenebilecek sebeplerden bazıları şunlar olabilir;
Kadınların evlilikde sorun olarak gördükleri konular -mesela sevgiyi gösterme biçimleri- erkekler için sorun algılanmayabiliyor.
Erkek için kurulu düzeninin bozulması, kendi gelecek tasarımı içerisinde hiç aklına getirmediği ve yüzleşmediği bir şey. Düzeninin devamı, genetiğinin-soyunun devamı ile eşdeğer.
Erkeklerin bir aşk ilişkisini sona erdirebilmelerinin, kadınlara göre daha zor olduğu araştırmalarca ileri sürülmekte. Eğer sona ererse, bir önceki yazımda yazdığım gibi; yalnızlık, depresyon ve durmaksızın geçmişin özlemini duyma hisleri görülmekte. Bu da erkeklerin bağlanma biçimi ile ilgili bir zorluk olması açısından önem taşıyabilir.
Diğer yandan erkek genç yaşta yaptığı evliliği içerisinde, karısı rolündeki kadını 'anne' rolü konumlamasıyla kutsal bir ikon haline getirirken, kendisi için de kendi annesiyle ilgili bilinçdışı içeriği karısına giydirerek, bir aktarım ilişkisi yaşamaktadır. Dolayısıyla çocukken kaybettiği kayıp cennetini, tekrar bulduğu yer karısının yanıdır.
Aslında erkek de, ilişkisinde hoşlanmadığı şeyleri konuşmak istemektedir.
Erkeğin de, bir ilişkide seksin dışında beklentileri ve istekleri vardır.
Erkek de, kendine özgü sevme tarzının anlaşılmasını beklemektedir.
Erkekler evliliğin yürütülmesinde, yaşanan sorunların farkındalığı ve çözümünde kadınlara göre farklılıklar taşısa da, en az kadınlar kadar karmaşık iç dünyaları olduğu da bir gerçek. Anlamak lazım anlamak…