04.11.2016 - 11:51 | Son Güncellenme:
Türkiye’de uyku sürelerinin 50 yıl öncesine göre 1 saat kısaldığı, bu sürenin önümüzdeki 20-30 yılda daha da azalacağı bildirildi. İstatistiklere göre yine Türkiye’de her 10 kişiden birinin ise kronik uykusuzluk yaşadığı ortaya çıktı.
Türk Uyku Tıbbı Derneği (TUD) tarafından düzenlenen “17. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi” Antalya’nın turizm bölgesi Belek’te başladı. Türk Uyku Tıbbı Derneği Başkanı Prof. Dr. Oya İtil, amaçlarının dernek olarak uyku bozukluklarının tanı ve tedavisini uluslararası standartlarda yapmak olduğunu söyledi.
Bu kapsamda kongre sürecinde çeşitli eğitimler amaçladıklarını belirten İtil, “Şu anda bin 337 üyemiz var. Kongreye katılım oldukça yoğun geçiyor. Uluslararası dernekler ile de ortak çalışıyoruz” dedi.
“Uyku süreleri 50 yıl öncesine göre 1 saat azaldı”
Uyku sürelerinin 50 yıl öncesine göre 1 saat azaldığını kaydeden Psikiyatrist Prof. Dr. Fuat Özgen, bu sürenin önümüzdeki 20-30 yılda daha da azalacağını kaydetti. Uyuyamama hastalığının (insomnia) daha büyük bir halk sağlığı problemi haline geleceğini kaydede Özgen, “Uykusuzluk ciddi bir halk sağlığı sorunudur.
Çalışmalar gösteriyor ki kronik uykusuzluğun oranı yüzde 10 civarında. Bu rakam çok büyük bir oran. ‘Bu gece canım sıkıldı, uyuyamadım’ diyenlerin oranları daha da fazla. Her iki insandan biri ‘bu gece canım sıkkındı uyuyamadım’ diyor.
Çocuklar akşamları annesi ve babası ile vakit geçirmek için uyumak istemiyor. Bu sırada kendi içinde uyumakla uyumamak arasında bir çatışma yaşıyor. O çocuk uyusa bile çatışmanın sonunda uyuduğu için uyku kalitesi çok bozuk oluyor” diye konuştu.
“Uyku, sadece ve sadece dinlenme değildir”
Soysal medya üzerindeki işlerin gece yapıldığına dikkat çeken Özgen, “Oyunlar gece oynanıyor. Ertesi gün işine gidecek kişinin uyku süresi daha da kısalıyor. Bunlar insan sağlığı için bir çok sağlık sorununu beraberinde getiriyor.
Biliyoruz ki az uyuyanlar az yaşıyor. Bunlar sağlık sorunlarına çok daha açıklar. Uyku, sadece ve sadece dinlenme değildir. Aynı zamanda yenilenmedir. Cildimiz, kalbimiz, ciğerlerimiz yenileniyor. Uykusuzluğu kronik hala getiren; kendi kendine uyuma çabalarıdır. Uyku çağırdıkça kaçan bir şeydir.
Bu topraklarda ‘Yataktan çıkma uykun kaçar’ diye yanlış bir inanış vardır. Uykusuzluk, gündüz saatlerinde dikkat bozukluğundan, konsantre olamamaya kadar giden bir çok sorunun belirtisi oluyor. Bunlar da iş verimini düşürüyor. Uykumuzu gece uykusu olarak almamız gerekiyor. Gündüz uykusu hiçbir zaman gece uykusunun yerini tutmaz” dedi.
“Uyku sorunları, obezitenin önemli bir nedenidir”
Alkolün bir taraftan insanı uyuturken bir yandan da insanın uyku düzenini bozduğunu aktaran Özgen, “Stresin en çok yol açtığı şey uyku problemidir. Stresli insan uykuya dalsa bile uykunun kalitesi bozuk olur” dedi.
Uyuyamama hastalığının maden çalışanları, sağlıkçılar ve vardiyalı çalışan insanlarda daha sık görüldüğünü aktaran Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksu ise, “Madencilerin gündüz karanlıkta çalışması uyku düzenini etkileyen bir faktör. Uyku uyanıklık ritmini belirleyen en önemli unsur güneş ışığıdır.
Eğer kendimizi güneş ışığından mahrum bırakırsak uyku uyanıklık ritmi aşırı derecede bozulur. Öte yandan tüm uyku sorunları obeziteye bir eğilim oluşturur. Aslında obezite uyku sorunlarının bir nedeni değildir. Uyku sorunları, obezitenin önemli bir nedenidir.
Siz uyku sorununu çözmeden obeziteyi çözemezsiniz. Kişide uyku sorunu olduğu için kilo almaya başlıyor” dedi.