Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir gencin intiharıyla ilgili aldığımız haber, bizi bilgisayar oyunlarının tehlikelerine dair bir kez düşünmeye sevketti. 16 yaşındaki Ahmet P., oynadığı Mavi Balina oyununun verdiği son görevi yerine getirerek kendini astı, bu durumdan ağır şekilde etkilenen arkadaşı Batuhan’ın ise kendini bir tırın önüne attığı söyleniyor. Üstelik bu vaka ilk değil ve ne yazık ki son olmama ihtimali var. Dolayısıyla, anneler babalar bu konuya karşı daha duyarlı olmalı ve hepimiz elimizden geleni yaparak bu tür tehditlerden korunacak tedbirleri almalıyız.
Tehlike Sinyalleri
Bu belirtilerden bazıları farklı durumlara da işaret edebilecek olsa bile, tedbiri elden bırakmamak adına iyice gözlem yapmak ve benzer bulduğunuz belirtilerin üstüne gitmek gerekir.
*Ani davranış değişikleri, içe kapanık, mutsuz, depresif bir hal
*Kendine zarar verici davranışlar (kesmek, jiletlemek gibi), özellikle vücuduna çizilmiş bir balina figürü
*Normal uyku döngüsünden farklı olarak sabaha karşı saat 04.00 civarlarında ayakta olması
*Aşırı şiddet ve korku öğeleri içeren filmler izlemesi
*İntihardan bahseden veya çağrıştıran konuşmalar
Peki tehlikeli olduğu bu kadar belirgin olan bir oyun nasıl oluyor da girdap gibi içine çekebiliyor?
Mavi Balina oyunu gençlerin kendileri internette aratarak kolaylıkla ulaşıp indirebilecekleri bir oyun değil. Aksine, oyunun kendisi sahibini buluyor ve davet ediyor. Oyunu yönetenler, kişileri neye göre seçiyor dersiniz? Daha zayıf gördükleri, manipüle edilmeye uygun, özgüven sorunları olan, aileden ve çevreden izole hisseden, hali hazırda intihar eğilimi olan çocuklar daha çok hedefte. Bir sosyal gruba ait olmanın, kabul görmenin verdiği ihtiyaçla çocuk baştan tav oluyor ve nisbeten daha yapılabilir olan ilk görevleri yerine getirmekte zorlanmıyor.
Görevler ilerledikçe risklerin daha da artmasına rağmen çocuk, artık oyundan çıkamayacak ve pes edemeyecek konuma geliyor. İşte tehdit ve şantajın devreye girdiği aşama da tam olarak bu! Sevdiklerinin zarar görmesiyle veya sırlarının ifşa edilmesiyle tehdit edilen çocuk, artık istemese de görevlere devam etmek zorunda hissediyor. Ne yazık ki, 50. ve son görev olan intihara kadar gelip canına kıyabiliyor.
Sır Perdesini Kaldırın
Çocuklara gizemli görünen her şey daha cazip gelir ve onları içine çeker. Bu sözde ‘oyunun’ üzerindeki esrarengizliği ortadan kaldırarak başlayabilirsiniz. Dünyanın farklı yerlerinde gençlerin yaşadıklarıyla ilgili bilgilendirerek, tehlikeleri ve oyunun hangi adımlardan geçerek ilerlediğiyle ilgili açık ve net şekilde yüz yüzde konuşun.
Mavi Balina, çocuğunuz için bir sır perdesinin arkasındaki, heyecanlı, maceralı ve efsanevi bir oyun olmaktan çıkarsa, durumu daha ayakları yere basar şekilde değerlendirmesi mümkün olabilir. Arkadaşları arasında konuşup merak edeceğine ve kendi internet ortamında bir araştırma yapacağına, sizden duysun ve hatta birlikte açıp okuyun.
Güvene Dayalı Açık Bir İlişki Hayat Kurtarır
İlişkinizin genel yapısında baskı, korku, aşırı otorite veya aşırı bir serbestlik yoksa bu tür tehlikelerden korunmak adına bir sıfır öndesiniz demektir. Çocuğunuzun hata işlemiş dahi olsa bunu size söylemekten çekinmez ve anlayışla karşılayacağınızı bilerek size anlatabilir. Aynı şekilde, tehdit veya şantaj aldığı durumda ve oyundan artık çıkmak istediğinde, sizin onu koruyarak, yardımcı olabilecek güçte olduğunuza inanmalı.
Elbette çocuğunuza güvenmek demek tamamen başı boş bırakmak demek değil. Unutmayın, dengeyi yakalamak önemli. Bilgisayarı, interneti yasaklamak değil ama onun hangi sitelerde neler yaptığını, kimlerle konuştuğunu da bir adım geriden takip etmek gerekir. Hatta bunu ona açık bir şekilde ifade ederseniz arkasından iş çevirmiş durumunda da kalmazsınız. “İnternette çeşitli tehlikeler olabileceğini bildiğim için zaman zaman dikkat ediyorum ve senin ilgi alanlarını, neler yaptığını anlamaya çalışıyorum. Bunu senden saklamak istemedim, aynı şekilde senin de bana olabildiğince dürüst olmanı isterim.” gibi bir cümle işinizi görecektir.
Sadece Bir Oyun mu?
Zaman zaman çeşitli oyunlarla ilgili haberler gündeme geliyor ve çocukları şiddete, zarar verici davranışlara yönelttikleriyle ilgili tartışmalar yaşanıyor. Burada unutmamak gerekir ki, oyunlar bazı şeylerin tetikleyicisi konumunda olsalar da, aslolan şey çocuğun sahip olduğu alt yapıdır. Eğer psikolojik bir rahatsızlığa eğilimi varsa, zaten zor bir dönemden geçiyorsa, rol model ve koruyucu ebeveyn yokluğu çekiyorsa, bu çocuk zaten her türlü tehlikenin potansiyel hedefi olacaktır. Yani, ‘Oyun yüzünden böyle oldu, hepsinden bu bilgisayar sorumlu’ gibi tepkilerle bütün suçu oyunlara atmak yerine gözümüzü kulağımızı çocuğumuzun kendisine vermeliyiz.
Uzm. Psk. Duygu Karaer
Instagram: uzm.psk.duygukaraer
Facebook: Uzman Psikolog Duygu Karaer