Bu sabah hangi duyguyla yataktan uyandın? Aklından hangi deli sorular geçiyordu? Zihnini meşgul eden düşünceler ne hakkındaydı? Günün geri kalanının nasıl geçeceğini düşündün? Bedeninin enerjisi nasıldı? Motivasyonun günün geri kalanını kotaracak kadar iyi miydi? Sabahlar senin için ne ifade ediyor?
Bu soruları daha önce kendine sormamış olabilirsin ama cevaplarını çok merak ediyorum zira sabahların ve sabah rutinlerinin önemli olduğunu düşünenlerdenim. Sabahları neler yaptığın günün geri kalanını gerçekten derinden etkiliyor.
İlk adım, uyanınca kendine bir günaydın demek. Gönlünün en derin köşesinden sevgi dolu bir merhaba ve günün aydın olsun demek kadar değerlisi var mı? Saçın başın ruhun dağınık, zihnin akşamdan kalma, bakışların hala bulanık olsa da önce kendini selamlamak hal hatır sormak zor olmamalı. Nasılsın sorusunun ilk muhatabı sen olsan, bu sorunun cevabını can kulağıyla dinlesen ve farkındalığını artırarak başlasan, neler farklı olabilirdi?
İkinci adım, zihnini güne uyarlamak. Hemen cep telefonuna sarılanlardan mısın? Cep telefonunda sosyal medyayı kontrol etmek, tam olarak hazırlanmadan, haberlere bakmak stres seviyemizi hemen yukarı çekiyor. Kortizol seviyesini yukarı çekmek, günün kalanına yorgunluk olarak damgasını vurabiliyor.
Bunun yerine günü planlamak, yapacaklarını gözden geçirmek, zamanlamaları kontrol etmek gerekli hazırlıkları hatırlamayı, acil ve önemli işleri diğerlerinden ayırt ederek, belki kısıtlı zamanı doğru işlere ayırmayı sağlayabilir.
Baktın zihin karman çorman ve odaklanma sıkıntısı var o zaman kısa bir mola vermek örneğin meditasyon uzun değil kısa bir şekilde dikkatini sadece içinde bulunduğun şimdiki zamana getirmek, çalkantılı ve dibi bulanık denizi, sakin duru bir gölle değiş tokuş edecek ve ancak o zaman planlama yapmak daha kolay olacak.
Sabahları vermemiz gereken kararlar var değil mi? Ne yenecek? Ne giyilecek? Bunlardan kendini en tekrar edeni. Sabahları karar vermekte zorlananlardansan eğer, haftalık rutinler oluşturmak seçenekleri azaltmak sana hem zaman hem enerji kazandırabilir.
Üçüncü adım, bedeni hazırlamak. Hazırlamak bedenle bağlantı kurmakla başlıyor. Beden, içinde yaşadığımız evimiz. Gün boyunca koşturacak olan, zindeliği bozulunca moralimiz kadar planlarımızı bozan, bizi yavaşlatan bazen de durduran beden. O zaman hak ettiği sabah özenini ve bakımını ona sağlamak nasıl olur? Eklemleri çalıştırmak, esnetmek, sevdiği aktiviteleri benimseyebildiği kadarıyla yapmak, bu yoga da olabilir, basit bir denge hareketi, duş almak neyse listemizde yer alanlar o kadarıyla… Beden çok yorgun olduğunun işaretini çakıyorsa, belki dinlenme anları ve molalar yaratmaya özen göstermek. Bedeni besleme seçeneklerimiz de günün geri kalanındaki enerjimize yarıyor ya da yaramıyor. Neyi seviyoruz? Poğaça, açma yoksa geleneksel kahvaltı yoksa pas mı geçiyoruz? Seçimlerimizin sonuçları ne oluyor? Gözlemliyor muyuz? Neyi yediğimizde, zindeliğimiz mutlu mesut hallerde?
Dördüncü adım, ruhumuza ve duygularımıza ayar vermek. Bazen paramparça bir ruh hali, bazen kahkaha atacak kadar neşeli ve güneşli bir hava durumu, bazen ne olduğunu tarif edemeyecek kadar karışık duygu düzeni ile kalkıyor olabiliriz. Hepsi normal, önünde sonunda insanız. Ama hizalanabiliriz. Basit pratikleri hayatımıza sokarak günün geri kalanında keyif olasılığını artırabiliriz. Hayatında oldukları için şükredebildiklerin olabilir mi? Bunlar sevdiklerinin varlıkları, yürüyebilmen, gözlerinin görmesi kadar aslında sıradan gözüken ama aslen mucizelerden bir seçki olan güzellikler olsa! Şükürle güne başlamak denemesi keyifli bir oyuna bile dönüşebilir. Kafan çok mu bozuk, şükredecek bir şey bulmak istemiyor musun o zaman en sevdiğin şarkıdan birazcık mırıldanmak, en sevdiğin fotoğrafı seyretmek, mümkünse ne hakkında olursa olsun yazmak, en sevdiğin arkadaşınla mesajlaşmak, konuşmak bozulan çarklıya ince ama önemli bir ayar verecektir.
Motivasyonumuzu etkileyen çok fazla dış faktör var olmasına rağmen, kendi iyi olma halimizden birincil olarak kendimiz sorumluyuz. Kendimize göstereceğimiz şefkat ve sevgi başkalarına göstereceğimiz ki kadar önemli. İçimizde takdiri bekleyen, nazik olmazsak kırılan, kırılınca küsen bir ben var ki, düzenli yumuşak bir ziyareti her zaman hak ediyor. Onun mutluluğu, benim mutluluğum ve birbirimize sarılarak güne başlamaya ne dersin?
Sabah rutinleri altın değerinde. Hani mücevherler takıp, güzel giysiler giyip, parfümler sıkıyoruz ya, işte onlardan daha değerli çünkü, ruhumuzu, bedenimizi ve zihnimizi parlatıyor ve bunun ışığı yüzümüze ve günün geri kalanına yansıyor, yolumuz ışıldıyor. Kim bilir hayatımızda hangi olumlu olasılıklara yer açıyoruz.