Merdivenleri çıkarken omzuna dokunan ak pak ellerin sen yükseldikçe karardığına şahitlik edersin ya… İşte o zaman yüreğinin önündeki perde, dokumalarını kalınlaştırdıkça kalınlaştırır. Gözün merdivenin tepesinde de değildir hani. Neden yürüdüğünü bilmeden yürürsün. Belki inancın, belki iraden belki de yüreğinin saflığıdır yoldaşın.
Bi bakarsın epey çıkmışsın. Üzerindeki ellerin hepsi kömürden de kara, yırtarak seni çekmeye çalışırlar aşağıya… Yukarıda ise hava epey soğuk, içini titretir insanın. Halbuki sen yukarı-aşağı sınıflamalarına da inanmazsın. Ayakların basamakları izlerken geldiğin yere şaşarsın. Daha da şaştığın ise en sıcak halini gördüğün o bembeyaz ellerin çirkinliğidir. Ha bir de gözler var tabi. Önceden içine işleyen bakışlarla “Hadi birlikte bir şeyler yapalım” derlerken, yüreğini söküp çıkarıp, avuçlarında en kanlı haliyle bakmak isteyen o değişmiş gözler. İnanamazsın…
Dünya mı değişti yoksa ben mi diye klasik kendini suçlama tavırlarına geri dönersin. Halbuki hiçbir şey değişmemiştir. Sen aynı sen, çevrendekiler aynı insanlar. Kendi oyunları içerisinde oynarken rollerine fazlaca kapılmış olanlar. Ama bu oyunda herkes kral!
Oyuna ayak uydurmak istersin. “Öyleyse ben de kralım, hem de kraldan da kral!”. Oynarsın, oynarlar, oynarız…
Kirleniyoruz…
El değmeden kirletiyorlar bizi
Önce alıyorlar yüreklerimizi
Sonrasında sevemiyoz
Facebook: Anılar Silinirken Sosyal Medya Platformu
Twitter: @drsevdasarikaya
Insagram: @dr_sevda_sarikaya
e-mail: drsevdasarikaya@gmail.com