Buradaki ilk yazımda size, yakın zamanda insanoğlu için ciddi tehdit oluşturacağı bilinen, aynı zamanda profesyoneli olduğum Alzheimer hastalığından bahsedeceğim. Yıllardır uğraş verdiğim bu alanda hala daha bir arpa boyu yol alabilmiş değiliz. Bu konuda en büyük tedavi çalışmaları ABD'de yapılmaktadır. Çünkü bu tür çalışmaları yapabilmek için ciddi bütçeler gereklidir. Sonuca baktığımızda, henüz ortada elle tutulur bir tedavi şekli bulunmamaktadır. Hepinizin bildiği üzere mevcut tedavi ile ancak hastalığın gidişi bir miktar yavaşlatılabilir. Umudumuz, en kısa zamanda etkili bir tedavi şekli bulunması.
Peki o zamana kadar bu hastalığı yok mu sayalım? Aslında hastalar kadar yok sayılan bir grup daha var ki, ben en çok onların üzerinde duruyorum; hasta yakınları. Alzheimer hasta yakını olmak nedir, inanın yaşamadan bilrmezsiniz. Gözünüzün önünde sevdiğinizin anıları tek tek silinmektedir. Buna sizinle birlikte olan anıları da dahil...
Eskiden bunama olarak bilinen bir durumun artık bir hastalık olduğunun kabul edilmesi zaman alacaktı elbette ki ama bizim ülkemizde bu zaman biraz uzadı mı ne? Hala daha hastalar çok ileri evrede doktora getiriliyor. Hala daha bu tür hastası olanlar toplum içerisine çıkmaya utanıyor. İnsanların onlara tuhaf gözlerle bakmasından ve dışlamasından rahatsızlık duyuyor. Burada sorun, hastalığa karşı farkındalık gelişme sürecinin uzamış olması. Bizler ne kadar gayret gösterip hastalığı tanıtıp, hasta ve yakınlarının çektikleri sıkıntıları dillendirirsek o kadar anlaşılacaktır. Sonra da gerek yasal, gerekse hastanın ve yakınlarının hayat kalitesini yükselten düzenlemeler konusunda birşeyler yapmak üzere adımlar atılacaktır.
Alzheimer hastalığı konusunda dünyanın en büyük araştırma ve yardım kuruluşu olan 'The Alzheimer's Association' içinde bulunduğumuz haziran ayını Alzheimer & Beyin farkındalık ayı ilan etti. Bu ay içerisinde Alzheimer hastalığına dikkat çekmek üzere etkinlikler yapılacak, sosyal medyada hastalığı tanıtan paylaşımlarda bulunulacak ve çorbada tuzunun bulunmasını isteyen herkes de yapılanlara destek verecek. Ayrıca Alzheimer hastalığının rengi olan mor, etkinliklerde ön planda kullanılacak. Senenin en uzun günü olan 21 haziranda ise bu konuda duyarlı insanlar, kıyafet seçiminde mor kullanacaklar. Mor bir aksesuar bile olabilir bu.
Biz de bu konuda dünya ile aynı anda adım atabilmek ve Türkiye'deki farkındalığı artırabilmek adına #MorAl hashtagi ile @alzfarkindalik twitter hesabından paylaşımlarda bulunmaya başladık. Bilinmeli ki yaşla birlikte görülme sıklığı ciddi bir şekilde artan Alzheimer hastalığından kimse muaf olmayacaktır. Hasta yakınları yalnız olmadıklarını hissettiklerinde inanın ki bu durum daha baş edilebilir hale gelmektedir.
Sizlerden ricam; sadece bir gün Alzheimer hastalığına dikkat çekmek için mor giyinebilir misiniz? Çünkü onlar #MorAl bulacaklar. 21 Haziran bizler de bu hastalıkta farkındalık adına en güçlü adımlarımızı atalım, güzel gönüllerimizi birleştirip tek yürek olalım...
Sevgi ile kalınız
Not: Bu arada fotoğrafta Alzheimer hastası anneannemiz ve kızım var. Şimdiye kadar bu hastalığa karşı bulunmuş olan en iyi tedavi şeklini uyguluyor nenesine; sevgi...