2014’te anne olmaya hazır hissettiğimde ‘kendime neler katmalıyım’ diye Anne Adayı Melis’i sorgulamıştım. Çocukluğuma ve iç dünyama dönmüştüm. Yapmam gereken ne çok şey varmış meğer... Çünkü bu karmaşada (iş-ev-aile-arkadaşlar), kendi içimdeki kargaşada (çocukluğumda farkında olunmadan yapılan yanlışlar), koşturmacada (ezber bozmam gereken biliçaltı) mutlu bir birey yetiştirmek istiyordum. Bunun için durmam, dinlenmem, yenilenmem gerekiyormuş. Tüm bu dönüşüm sürecimi ‘En Mahrem Hikayeme Hazırlık: DOĞUM’ kitabımda anlattım. Ama bugün konumuz bu değil... Konumuz çocuklara nasıl davranırsak, nasıl hissederler ve kendilerini ne zannederler? Aynaya bakınca ne görürler...
Değerlilik ve yeterlilik duygusunu edinmiş çocuk, ileride mutlu bir bireye dönüşür. Esnek, geniş düşünceli, sevecen biri olur. Ebeveynleri olarak çocuklarımızın özgüvenlerini nasıl geliştireceğimizi bilmemiz gerekir çünkü özgüven gelecekte onların kendilerine ve yaşadıklarına nasıl bakacaklarıyla doğru orantılıdır. Kendisiyle ilgili pozitif bakış açısı kazandırabilirsek, o zaman mutlu bir hayat sürebilmesini sağlarız.
Benlik bilinci gelişmiş kişi; kendine güvenlidir, mutlu ve esprilidir. Bütünlük duygusuna sahip olduğunu için yalnızlık onu üzmez. Hem yalnız kalmayı sever, hem başkalarıyla vakit geçirmeyi. Yaşamının kontörlü kendisindedir. Pozitif düşünür. Canlı, rahat ve dinamiktir. Onurlu, sözüne güvenilir biridir, dürüsttür. Karşı tarafla empati kurabilir. Değerlilik duygusu gelişmiştir. Başarılı ve azimlidir. Kararlı ve kendinden emin adımlar atar. Çevresinde saygı uyandırır. En önemlisi yaşamının sorumluluğunu alır.
Benlik bilinci düşük biri ise; güvensizdir. Mutsuz bir yaşamı vardır ve bu mutsuzluğunun sorumlusu başkalarıdır. Kendi yaşamının sorumluluğunu almaz. Yaşadıkları ve seçimleri için başkalarını suçlar. Yalnızdır ama yalnız kalmayı sevmez, yalnızken kendini güçsüz hisseder. Olumsuz düşüncelere sahiptir, kolayca morali bozulur ve hızla pes eder. Enerjisi düşüktür ve depresyona girmesi diğer insanlara göre daha kolaydır. Değersizlik duygusuna sahiptir ve bu duygu yüzden kendini öven, kibirli biri veya tam tersine içine kapanıktır. Her iki durumda onu mutsuz yapar. Bencildir. Kendinden ve kararlarından emin değildir. Verdiği sözleri tutmakta zorlanır. Alıngandır, yaşamın kendisine borçlu olduğunu düşünür.
Güven duygusuna sahip kişi, yeni fikirlere açıktır. Araştırır ve yaratır. Hayatındaki kişilerle güvenli ve güçlü ilişkiler kurar. İlişkilerinde rahattır. Sakin bir kişiliği vardır ve kendi merkezindedir. Değişime ayak uydurabilme becerisi yüksektir.
Güven duygusu düşük kişi, yeni deneyimlerden rahatsızlık duyar. İnsanlarla ilişkisi sınırlıdır ve içine kapanıktır. Güveneceği ve bağımlı olacağı kişileri arar. Korku ve endişe doludur.
Özgüvenli çocuk yetiştirmek ve yetiştirmemek arasındaki ayrım işte bu kadar ciddi farklılıklar gösterir ve çocuğunuzun gelecekte mutlu veya mutsuz olmasını sağlar. ‘‘Özgüvenli çocuk nasıl yetiştirilir?’’ sorusunun cevabını ‘Mükemmel Ebeveyn’, ‘Özgüvenli Çocuk için Küçük-Kısa Tüyolar’, ‘Özgüven Çocuklukta Gelişir’, ‘Rekabetçi Ebeveyn’, ‘Ebeveyn-Çocuk-Saygı Üçgeni’ yazılarımda daha ayrıntılı bulabilirsiniz.
Çocuğunuzu sadece sevmeniz yetmez. Kuralsız sevmeniz gerekir. Ona saygı duymanız, fikirlerini önemsemeniz demektir. Çocuklarının kendi yörüngelerinde olması, aldığı kararlarda ebeveynlerinin yönlendirmesiyle hareket etmeleri anne ve babalarının işine gelebilir ama aileler unutmamalıdırlar ki; çocukları onların nasıl isterlerse öyle davranabilecekleri eşyaları değil, onlardan bağımsız bireylerdir. Ve esas olarak evlatlarının mutlu olmalarını istiyorlarsa, benlik bilinci-özgüveni gelişmiş çocuklar yetiştirmelidirler, zira bu yeterlilik duygusunu bireyin sonradan edinmesi bebeklik ve çocukluk çağına göre çok zordur.
https://www.facebook.com/bebekolduannedogdu/