Deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak birçok deprem yaşadık. Son olarak, Elazığ’ da yaşanan depremin sonuçlarını derin bir üzüntüyle öğrendik. Deprem sonrasında yapılan tüm araştırmalarda, uygun olmayan bina yapılarının can ve mal kaybına neden olduğu gibi, iç mekan düzenlemelerinin de aynı düzeyde kayıplara neden olduğu araştırma sonuçlarında belirlenmiştir.
Depremlerde meydana gelen ölüm ve yaralanmaların önemli bir bölümü yapısal nedenlerden kaynaklanırken, bir diğer önemli bölümü ise; iç mekanda eşyaların üzerimize devrilmesi, çıkış yollarımızda bulunan mobilyaların tahliyeyi zorlaştırıp kaçışımızı engellemesi, mobilya kapaklarının açılıp içinde var olan eşyaların dökülmesi, kapıların malzemesi, konumu ve kilit sistemi, aydınlatma konumları ve ağırlığı, mobilyada kullanılan malzeme ağırlığı, pencerelerde kullanılan cam, dekoratif ürünler gibi birçok iç mekan donatılarında yapılan hatalı tercihler sonucu kaynaklanıyor.
Mekan ve mekan içindeki eşya birlikteliği, deprem faktörü ile birlikte düşünüldüğünde, oluşabilecek deprem riskleri de minimum seviyeye düşer.
Neler yapmalıyız?
Öncelikle var olan donatıların dengelerinin bozularak devrilmemesi için sabitlenmesi şarttır.
Vitrin, kitaplık, konsol, dresuar, gardırop, makyaj masası, şifonyer, buzdolabı, havalandırma ve ısınma cihazları, tv ve üniteleri, mutfak ek dolap ve adaları, portmanto gibi mobilyaların depremde ciddi yaralanma ve kayıplara neden olduğunu unutmamalıyız. Sabitleme bağlantı aparatlarını özenle seçip, mobilyamız zarar görür endişesi taşımadan uygulamaya geçmeliyiz.
Duvarda kullanılan ayna, tablo, duvar saati, dekoratif aydınlatma elemanları gibi ürünler genelde antrede kullanılır. Antreler tahliye için önemli bir alandır. Burada kullandığımız donatıların geçişi zorlaştırmaması için sabitlenmesi, yaralanma ve can kaybını önlemede büyük önem taşır. Tüm donatılarda duvar bağlantı aparatları, donatıların en, boy, derinlik ve donatı ağırlığına göre seçilmesi özellikle dikkat etmemiz gereken bir konudur.
Yüksekliği fazla olan gardırop, kitaplık, portmanto, kiler, vitrin gibi mobilyalarda doğru malzeme seçimi, yaşanacak risk faktörünü minimum düzeye düşürecektir. Bu tür mobilya seçimlerinde kullanılan malzemelerinin ağırlığı, olası bir depremde büyük zararlara yol açabilir. Sabitlenmesi dışında malzeme tercihleri, tasarımı, boyutları da güvenli mekanlar oluşturmak için önemli bir rol oynar.
Gardırop, giysi dolabı, mutfak dolapları, kiler dolapları gibi kapaklı mobilyaların, deprem sırasında açılması ve içindekilerin dökülmesi, sarsıntı sırasında sıkça rastlanılan, yaralanma ve ciddi zararlara neden olmaktadır. Bu tarz mobilya kapaklarında güvenlik kilidi veya tutaçları kullanarak kapak ve çekmecelerin açılmasını önlemek olası zararları engelleyecektir.
Yatak konumlarının cam kenarından uzak yerleştirilmesi, avize gibi tavana sabitlenen aydınlatma ürünlerinin yatak üzerine denk gelmemesi, yatak odası kapı çıkısının yanında mobilya bulunmaması, depreme uykuda yakalanma sırasında oluşabilecek riskleri en az düzeye indirgeyecektir.
Duvara ve tavana montajı yapılan aydınlatma ürünlerini, avize ve apliklerin yanlış sabitlenme şekli depremde büyük zararlara neden olur. Bu ürünlerin sabitleme şekli, malzemeleri, ağırlığı, konumu, yine bir o kadar önemli bir konudur. Tavana ve duvara sabitlenen aydınlatma ürünlerinin kendi kablo ve düzeneği, depremin sarsıntı boyutuna göre büyük tehlike arz eder. Bu yüzden muhakkak ekstra çelik bir sabitleme aparatı kullanılmalıdır. Kullanılacak ürünlerin malzemelerinin hafif olması, tasarım tercihi, deprem risklerini ortadan kaldırmak açısından önemlidir.
Aksesuar kullanımında ölçüleri büyük, ağırlığı fazla olan, sabitlenmesi mümkün olmayan, kırılma derecesi yüksek ürünler yerine, daha küçük, hafif, kırılma gibi riskler taşımayan malzemelerden imal edilmiş ürünler kullanmak, yaralanmalar konusunda doğru ve önemli bir tercih olacaktır.
Deprem konusunda hassasiyet ve ciddiyetle üzerinde durmamız gereken en önemli konu; öngörülen ve beklenen deprem gerçeğini unutmamaktır. Bu doğrultuda bilinçli davranmak, can ve mal kaybı risklerini en aza indirgemek için mekanlarda kendini ifade eden yaşam şeklimizi, kullanım alışkanlıklarımızı değiştirmek gerekir. Ne zaman olacağı öngörülemeyen fakat beklenen deprem gerçeğini kabul ederek, bir an önce iç mekan düzenlemelerinde eksik olan, risk taşıyan noktaları tespit etmek, gerekirse bir uzmandan bu konuda yardım alarak, gerekli tüm önlemleri almak önceliğimiz olmalıdır.
Deprem öldürmez, almamız gereken önlemleri ertelemek öldürür...
Sevgilerimle
İç mimar/ Sanat yönetmeni
Meral Akçay