Yaza sayılı günlerin kaldığı şu günlerde tam kışın gribinden, soğuk algınlıklarından, baharın alerjilerinden kurtulduk derken uzmanlar bu kez de yaz enfeksiyonlarına karşı uyarılara başladı. Havaların ısınmasıyla böcek sokmaları da pek yakında yazlıkçıların korkulu rüyası olmaya başlayacak.
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Uz. Dr. Ahmet Cem Yardımcı, A’dan Z’ye yaz enfeksiyonları ve böcek ısırıklarına karşı alınması gereken önlemleri anlattı:
-Sindirim sistemi enfeksiyonları:
Yazın sıcak havanın etkisiyle birlikte bakteriler kolaylıkla çoğalır ve yayılırlar. Sıvı tüketiminin artmasıyla birlikte artan gelişi güzel sıvı tüketimi, beklemiş sularla yıkanan meyve, sebzeler ve pişmiş de olsa açıkta beklemiş olan gıdaların tüketilmesiyle bulantı, kusma ve ishallerde artış görülmektedir. Önlem olarak gıdaların mutlaka buzdolabında muhafaza edilmesi, açıkta beklemiş, rengi ve kokusu değişmiş yiyeceklerin tüketilmemesi, kapalı suların tüketilmesi, sık sık ellerin yıkanması gerekmektedir. Kaybedilen sıvı ve elektrolitlerin yerine konulması tedavide esas amaçtır. Özellikle bebek ve yaşlılarda görülen ishaller hayatı tehdit edici olabileceğinden bu gruptakilerde görülen ciddi sıvı kayıplarında doktora başvurulması gerekmektedir.
-Hepatit A:
Kirli sularla bulaşan bir virüs olan Hepatit A virüsü, sıvı tüketiminin artmasıyla birlikte yaz aylarında sıklıkla görülebilmektedir. Virüs ile bulaşmış olan gıdaların iyi yıkanmadan tüketilmesi de hastalığın bulaşmasına neden olmaktadır. Hastalık bulantı, kusma, halsizlik, yorgunluk, ciltte ve gözlerde sararma, idrar renginde koyulaşma ile kendini gösterir. Hepatit A, aşı ile korunabilen bir hastalıktır. Hepatit A aşısı bebeklere ve hastalığa karşı bağışıklığı olmayan erişkinlere uygulanmalıdır. Hijyen kurallarına uyum, ellerin sık sık yıkanması hastalığın bulaşmasına engel olabilmektedir. Hastalığın tedavisinde istirahat esas olup doktorunuz önerdiği tedavinin uygulanması yeterlidir.
-Kulak enfeksiyonları
Sıcak ve nemin artmasıyla birlikte kulak yolunun koruyucu tabakası da azalmaktadır. Kirli havuz ve denizlere girilmesiyle bu sularda bulunan bakteriler sıklıkla dış kulak yolunda enfeksiyonlara yol açmaktadır. En sık kulakta ağrı ile kendini gösteren bu enfeksiyonlar tedavi edilmediği takdirde işitme kayıplarına yol açabilmektedir. Korunmak için düzenli bakımı yapılmayan havuzlara ve kirli denizlere girilmemesi gerekmektedir. Tedavide hastalığın etkenine uygun olarak KBB hekimince verilen antibiyotikler, kortizonlu damalar ve kulak temizliği yeterli olmaktadır.
-Göz enfeksiyonları
Bu enfeksiyonlar gözlerde sulanma, kaşıntı ve kızarıklıkla kendini göstermektedir. Temas ya da solunum yolu ile bulaşan etkenler yaz aylarında yüzme havuzlarından kolaylıkla yayılabilmektedir. Hastalıktan korunmak için özellikle göz enfeksiyonu olanların havuza girmemeleri, sık sık ellerin yıkanması, gözlerin ovuşturulmaması gerekmektedir.
Havuzdan ve denizden en çok hangi enfeksiyonlar bulaşır, nasıl şikayetlere yol açar?
Sıcak ve nemle birlikte kirli havuz ve denizlerde kolaylıkla üreyen ve yayılabilen mikroplar ishal, bulantı, kusma, hepatit, tifo gibi sindirim sistemi hastalıklarına neden olabileceği gibi göz, kulak enfeksiyonları ile cildimizi etkileyen mantar hastalıklarına da neden olabilmektedir. Özellikle ayak ve kasık gölgesini seven mantar hastalılarında en sık yakınma kaşıntıdır. Mantar enfeksiyonlarının tedavisinde ıslak ve nemli kalmaktan kaçınmak ve uzun süreli mantar karşıtı tedavi kullanmak gerekmektedir. Mantar hastalığının önlenmesi için ıslak mayo ile kalınmaması, sentetik kıyafetler yerine pamuklu çamaşırlar giyilmesi, havuza girmeden önce ayakların özel antiseptik solüsyonlara batırılarak dezenfekte edilmesi ve mantar enfeksiyonu olanların havuza girmemesi önerilir.
Bulaşıcı göz nezlesi nedir, nasıl tedavi edilir?
Gözlerimizin hemen üzerindeki koruyucu zarımız olan konjonktivanın iltihaplanması durumu göz nezlesi (konjonktivit) olarak adlandırılır. Sıklıkla gözlerde kızarma, şişlik, kaşıntı ve çapaklanmada artış ile kendini gösterir. Yaz aylarında tozun artışı, kirli havuz ve denizlere girilme ile birlikte göz nezlesinde de artış görülmektedir. Tedavide antibiyotikli damlalar ve merhemlerle kısa sürede iyileşme sağlanabilir.
Böcek sokmalarının belirtileri nelerdir?
Böcek sokmaları böceğin ısırdığı yerin çevresinde ağrı, kaşıntı, şişlik, ısı artışı ve kızarıklık ile kendini belli eder. Isırılan bölgenin bol su ve sabunla yıkanması, çok kaşınmaması önerilir. Şikayetler gerilememesi halinde hekime başvurulmalıdır. Bununla birlikte nadiren de olsa görülen ağız çevresinde ve boğazda şişlik, nefes almada güçlükle ortaya çıkan anaflaktik şok durumunda acil müdahale gerekmektedir.
Kene ısırmasının belirtisi nedir, ısırıldığımızı düşünüyorsak nelere dikkat etmeliyiz?
Kene ısırması ile bulaşan kırım kongo kanamalı ateşi ülkemizde özellikle bahar ve yaz aylarında sıklıkla görülebilmektedir. Hastalığın belirtileri ateş, baş ağrısı, halsizlik, kas ağrısı ve idrarda kanamadır. Bu belirtiler kene tarafından ısırıldıktan sonra 1-3 gün içinde ortaya çıkabileceği gibi bu süre 10-14 güne kadar uzayabilir. Eğer vücuda yapışmış bir kene varsa kenenin ağız kısmının koparılmadan çıkarılması gerekmektedir. Başının ezilmesi, üzerine kimyasal madde dökülmesi virüsün kana geçişini arttıracağından kesinlikle önerilmez. Kenelerden korunmada kırsal bölgelere gidilirken, vücudun açıkta kalan bölgeleri kapatılmalı, pantolonların paçaları çorap içine sokulmalıdır. Kene teması düşünülen durumlarda uzman doktora başvurulması gerekmektedir.
Akrep tarafından sokulduğumuzda neler yapmalıyız?
Akrebin soktuğu yerde ince, küçük bir çizgi görülür. Daha sonra bu bölgede artan ağrı, ısı artışı, şişlik, kızarıklık daha sonra morluk görülür. Sokulan yer su ve sabun ile yıkanır, yara üzerine buz ya da soğuk uygulanır. Bunun yanında sokulan bölge kesilmez, kanatılmaz, turnike uygulanmaz. Akrebin zehri ölümcül sonuçlara yol açabileceğinden acilen sağlık kurumuna başvurulması gerekmektedir.
Zehirli denizanası teması durumunda vücutta nasıl belirtiler gözlenir?
Özellikle sıcak ve kirli denizlerde daha sık görülen zehirli deniz analarına temas durumlarında ciltte ağrı, kaşıntı, kabarık döküntüler ve şiddetli kızarıklık görülür. Temas ettikleri yeri kaşımak, ovmak, üzerine içme suyu ya da alkol dökmek zehrini daha da boşaltmasına neden olur. Yapışmış olduğu yerleri amonyak ve deniz suyu ile temizlendikten sonra sıcak su ile pansuman ve en yakın sağlık kurumuna başvurmak gerekir.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Uz. Dr. Ahmet Cem Yardımcı
Medical Park Bahçelievler Hastanesi