Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr - Kimi zaman kanser gibi bir hastalıkta kimi zaman ise insan sağlığına zarar verme ya da işlev kaybı gibi sebeplerle bazı organlar ameliyatla alınabiliyor. Bu organlar bazen kısmi olarak bazen ise tamamen vücut dışına alınıyor ve eksiklikleri dışardan takviyelerle giderilebiliyor. Geçen hafta iş insanı Ali Sabancı'nın geçirdiği deniz kazasından sonra dalağının alınması da ameliyatla vücut dışına alınan organları gündemin üst sıralarına taşıdı. Peki bir insan hangi organların yokluğunda ayakta kalabilir ya da nelere ihtiyaç duyar? Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Gastroenteroloji Cerrahisi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Ercan, akıllardaki soru işaretlerini Milliyet.com.tr için yanıtladı.
Bazen hayatta kalmak için organlarının bir bölümü ya da tamamı alınmak durumunda kalınabiliyor. Ancak bazı organların hiç olmaması insan yaşamındaki konforu götürse de ilaçlar ve bazı özel cihazlarla yaşamı sürdürmek mümkün. Gastroenteroloji Cerrahisi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Ercan, göğüs ve karın bölgesindeki organları tek tek değerlendirerek hangileri olmadan yaşamın mümkün olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Ercan, her yaş grubunda farklı etkileri olabilecek organ eksikliklerine değindi.
- MİDE: Olmadan da yaşamın sürdürülebileceği ilk organ mide. Prof. Dr. Metin Ercan, mideye dair az bilinen bir bilgiyi şu sözlerle paylaştı:
"Mide sindirim sisteminde çok önemli bir organ ama bir kısmının alınması ciddi bir probleme yol açmaz. Ancak midesi tamamen alınan hastalarda bazı önemli minerallerin emilimi bozulduğundan ciddi problemler gelişebilir. Kalsiyum emilimi azalacağı için özellikle kadınlarda kemik erimesi görülebilir. Bu kişiler çok hızlı kilo kaybeder. Midesi tamamen alınan hastalarda kalsiyum ve D vitamini ile dışarıdan takviyelerle düzeltilebilir. B12 vitamini eksikliğine bağlı kansızlık da gelişebilir. Tabii bunlar da dışarıdan takviye ediliyor.”
- PANKREAS: Pankreasın tamamen alınması da yaşamla bağdaşamaz bir durum değil. Bu kişilerde ortaya çıkan şeker hastalığı dışarıdan insülin verilerek düzeltilebilir. Şeker hastalarında sık rastlanan dışarıdan insülin alımı, pankreasın çalışmadığı ya da vücutta olmadığı durumlarda da ihtiyaç duyulan bir uygulama. Pankreas tam olarak bazen de kısmen çıkarıldığında sindirim enzimlerinin eksikliğine bağlı hastalarda yağlı ishal, hazımsızlık ve şişkinlik gibi durumların söz konusu olabileceğine değinen Prof. Dr. Metin Ercan, böyle durumlarda enzim desteğinin dışarıdan alınması gerektiğini söyledi.
- SAFRA KESESİ: Safra kesesi safra salgısının depolandığı organdır. Prof. Dr. Ercan safra kesesinin hayati bir organ olmadığını ve yokluğunun, midede gastrit ve reflü gelişebilmesi dışında bir sorun yaratmayacağını kaydetti.
- BÖBREK: Böbrekleri işlevlerini kaybeden hastalara diyaliz tedavisi uygulanıyor. En sık nakli yapılan organlardan biri olan böbreklerin yokluğunda kişiler diyalizle de hayata tutunabiliyor. Prof. Dr. Ercan bu duruma, "Her iki böbrekler çıkarıldığında kişinin hayat konforu diyalize bağlı olarak azalır ancak hayatına devam edebilir" sözleriyle açıklık getirdi.
- DALAK: Ünlü iş insanı Ali Sabancı’nın geçen hafta ailesiyle birlikte geçirdiği deniz kazasının ardından dalağının alınması birçok kişide kafa karışıklığına yol açmış, dalağın vücut dışına alınmasının sağlık üzerinde nasıl etkiler yaratabileceği konusu özellikle sosyal medyada merak konusu olmuştu. Dalağın yokluğunda insan yaşamının nasıl şekilleneceğine değinen Prof. Dr. Metin Ercan, bazı yaş grupları için dalak eksikliğinin büyük sorunlara sebep olabileceğine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Dalak, bebek ve çocuklarda oldukça önemli. Alındığında bazı sıkıntılar olabilir. Bu organ bağışıklık sisteminde ciddi rol oynar. Kanda yıpranmış alyuvarların yıkılmasını da sağlıyor. Yaşlandıkça ise dalak zamanla küçülür ve gençlerdeki kadar aktif rol oynamaz. Çocuklarda ve bebeklerde dalağı özellikle korumak lazım. Bu yaşlarda dalağın alınmasından itibaren iki yıl içinde 'sepsis' dediğimiz kanda mikrop oluşup diğer organlara hasar vermesi, zatürre, menenjit gibi sıkıntılar çok sık görülebiliyor. Bu hastalıkların önlenmesi için aşılar mevcuttur. Ayrıca koruyucu antiboyotik tedavisi de verilebilir. Böylece her yaş grubunu bu şekilde koruyabiliriz."
- KARACİĞER: Hayati organlar arasında kalp, akciğerin yanı sıra İngilizce adı 'yaşamak' kelimesinden türeyen ‘liver’ yani karaciğer de var. Karaciğerin mükemmel bir organ olduğunu belirten Prof. Dr. Ercan, “Karaciğer insan vücudunda kendi kendini yenileyen organlarından biri ve 4’te 3’ü ameliyatla alınsa da 1 ay içinde hemen hemen eski hacmine ulaşıyor” diye konuştu.
- İNCE BAĞIRSAK: Kalın bağırsak olmadan insan yaşamı sürse de ince bağırsak olmadan bu mümkün değil. Prof. Dr. Ercan, ince bağırsaklarla ilgili şunları söyledi:
"İnce bağırsaklar en önemli organlarımızdan biri. Çünkü sindirimle ilişkili, karbonhidrat protein, vitamin, yağ ve mineraller burada emiliyor ve kişi eğer gıda alımı sonucunda yeterli emilim gerçekleştirilemezse yaşayamıyor. Dolayısıyla bağırsağın belli bir uzunluğu olmalı. Örneğin, yüzde 50'sinden fazlası alındığında ciddi problemler olur. Bu durum, beslenme bozukluğuna bağlı hızlı kilo kaybı, kilo alamama, inatçı ishaller, böbrek taşı ve yetmezliğine sebep olabilir."
İŞTE HAYATİ ORGANLARI BİR ÖMÜR KORUYAN REÇETE
Hayati organların korunması ve sağlıklı yaşam süresinin uzatılmasıyla ilgili birkaç önemli püf noktaya da dikkat çeken Prof. Dr. Ercan, sağlıklı bir ömür için herkesin dikkat etmesi gereken kuralları, "Genlerimizden gelen şeyler dışında her şey bizim elimizde. Organlarımızı korumak için herkesin alması gereken başlıca önlemler kirli havası olan ortamlarda durmamak, tütün ürünleri ile alkol tüketmemek ve mutlaka hareket etmek. Sigara; akciğer, kalp ve pankreas gibi organlarda ciddi problemler yaratabiliyor. Karaciğer konusunda ise alkolden uzak durmak, yağlanma durumunda tedaviye başvurmak hepatitlerden korunmak, içeriğini bilmediğimiz bitkisel bazlı ilaçları kullanmamak gerekiyor. Ağrı kesicileri de düzensiz olarak kullanılmamalıyız. Bilinçsiz antibiyotik de kullanılmamalı. Böbrekler için de bol su tüketilmeli. Bütün organların sağlığı için hareket etmek ihmal edilmemeli, zararlı alışkanlıktan uzak durulmalı ve doğal beslenmeye, kilo kontrolüne önem verilmeli" sözleriyle özetledi.