Şeker isteği çoğu zaman zamanla koşullanmanın bir sonucudur. Başka bir deyişle bu bir alışkanlıktır. En sevdiğimiz tatlıyı yedikten sonra salgılanan dopamin, kan şekeri düzeylerini düzenleyen hormona ise insülin adı verilir. Şeker yediğimiz zaman, beynimizin ödül yolu olan ilkel kısımlarında insülin yükselir.
Bu da dopamin salınımının artmasına neden olur ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlar ve şeker yeme davranışımızı alışkanlığa dönüştürür. Sonuç olarak, her yemek (veya başka bir şey) yediğimiz zaman, şeker yeme davranışında bulunursak kendimizi iyi hissedeceğimizi öğreniyoruz. Bu da zamanla en kötü alışkanlıklardan biri haline geliyor.
Uzmanlara göre zayıf bağırsak sağlığı, bağırsak iltihabı ve diğer mide-bağırsak sistemi sorunları şeker isteğinin başka bir nedeni olabilir.
Sürekli tatlı istemenizin bir başka nedeni de açlık hormonu olan ghrelin ile ilgili olabilir. Araştırmalar, şeker alımına tepki olarak ghrelin düzeylerinin artığını ve şeker isteğinin gelişmesine katkıda bulunabileceğini gösteriyor. Daha besleyici ve dengeli bir beslenme alışkanlığıyla açlık hormonlarını kontrol edebilir ve şeker isteğinizi kontrol altına alabilirsiniz.
Zor bir günün ardından neden çikolata ve dondurmaya ihtiyaç duyduğunuzu düşünecek olursanız muhtemelen bunun serotonin seviyenizin düşüklüğüyle bir ilgisi vardır. Serotonin ruh halimizi düzenlemeye yardımcı olur, bu nedenle endişeli, stresli veya depresyonda olduğumuzda vücudumuzun onu arzuladığı tamamen mantıklıdır. Şeker de serotonin kaynağı olduğundan karmakarışık bir hal alır bu durum. Böyle bir durumda stres ve kaygınızı yönetmek için daha sağlıklı bir yöntem bulmayı denemelisiniz.
Yapılan araştırmalar sonucunda uyku yoksunluğunun şeker isteğini artırdığı tespit edildi. Uyku eksikliği aşırı yemeyle, özellikle de abur cuburun aşırı tüketimiyle bağlantılıdır. Sekiz saatten az uyumak ayıkken ki şeker kullanım oranınızın artmasına sebep olur. Bunun önüne geçmek için bir uyku düzeni oturtmanız gerekir.