Glisemik indeks; karbonhidratların kan şekeri üzerinde yarattığı etkidir. Daha hızlı kana karışıp kan şekerini yükselten karbonhidratların glisemik indeksi yüksektir. Glisemik indeksi ne kadar düşük olursa, o kadar uzun sürede tüketilen besin kana karışıp kandaki şeker oranını çok daha seviyeli bir şekilde yükseltir. Sindirim sistemimizi de çok yormazlar. Bu nedenle de glisemik indeksi düşük olan baklagiller, bulgur, şehriye, sebzeler, süt ve yoğurt gibi besinlere ana öğünlerimizde sıkça yer vermeliyiz.
Akşam yemeğini takiben 2-2.5 saat içerisinde yatmamalı, gerekirse rahat bir koltukta biraz zaman geçirmeliyiz. Aksi halde gece reflüleri de kaçınılmaz olacaktır.
Hızlı yenilen ve ağır bir öğün sonrası besinlerin midede öğütülmesi zorlaşır ve mide boşalması da yavaşlar. Bu durumda göğsün hemen arkasında dolgunluk ve baskı hissi, sıkışma ağrı veya spazm ile sonuçlanabilir ve kalp krizi ile sanılarak acil poliklinik başvurularına sebep olabilir. Oysaki hazımsızlıktan kaynaklanan yakınmalarınız biraz yürüyüşle sağlanacak hafif egzersizle gerileyecekken, kalp kaynaklı bir ağrı eforla artacaktır. Bu nedenle hemen panik olmayın.
Daha önceden olmayan ve yeni başlayıp devam eden tüm mide şikâyetlerinizi önemseyin ve devamı halinde mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına başvurun.