Bu da ekstra enerji sağlamak adına daha fazla yiyeceğe ihtiyacımız olduğu anlamına geliyor. Yani doğal olarak yeni metabolizma hızımıza yetişmek için daha fazla yemek yeme ihtiyacı hissediyoruz.
Vücudunuzun kendini ısıtmak için harcadığı enerjiyi en aza indirmek için kendinizi ve çevrenizi sıcak ve rahat tutun, böylece fazladan yiyeceğe ihtiyacınız kalmaz. Neyse ki günümüzde sıcaklık kontrolünü rahatlıkla sağlayabildiğimizden bunu yapma o kadar da zor değil.
Yapılan çalışmalar, yağ hücrelerimizin güneş ışığına olumlu tepki verdiğini ortaya koydu. Güneşe maruz kalındığında cilde en yakın olan hücreler küçülür ve böylece daha az yağ depolar.
Yani bu, güneş ışığından mahrum kaldığımızda hücrelerin yağ depolama kabiliyetinin arttığı ve dolayısıyla bizi kilo almaya daha açık hale getirdiği anlamına geliyor.
Mümkün olduğu kadar çok güneşe çıkın. Daha erken kalkın, böylece güneşin doğuşunu yakalama ve dışarıda daha fazla zaman geçirme şansınız artar.
İnsanlar ile ayılar aslında birbirine çok benziyor: İkisi de soğuğun etkili olduğu kış aylarında uykuya daha fazla ihtiyaç duyuyor.
Bilim adamları soğukla birlikte ilkel içdürtülerimizin devreye girdiğini ve tıpkı kış uykusuna hazırlanan ayılar gibi bilinçsizce kalori stoklamaya çalıştığımızı söylüyor.
Aslında içimizde bir yerde kışın yiyecek bir şey bulamama korkusunu hâlâ taşıyoruz.
Rahatlayın. Bununla ilgili gerçekten yapabileceğiniz hiçbir şey yok. En sevdiğiniz dizi ve sıcak çikolata ile battaniyenin altında rahatlarken bir ayı olduğunuzu hayal edin! Tek fark, yılın yarısı boyunca uyanık kalmanız.
Üşüme , yağ depolamaya sebep olan bazı davranış değişikliklerini tetikleyebilir. Özellikle yemek yemek, vücut ısımızı yükseltmenin bir yoludur.
Vücudumuz bir şeyleri sindirdiğinde doğal olarak ısı üretir ve bu yüzden ısınmamıza yardımcı olması için daha fazla yiyecek isteriz. Ayrıca hamur işi ve tatlı gibi yiyecekleri yeme eğilimimiz de artar.
Sizi daha sıcak tutacak sindirimi daha uzun süren yiyecekleri (sağlıklı yağlar, proteinler ve karbonhidratlar açısından zengin besinler) tüketmeyi tercih edin.
Vücut ısınızı düzenlemeye yardımcı olan tiroit ile adrenal bezinizin sağlıklı çalışması için B vitamini ve magnezyum dolu muza ise beslenmenizde ayrı bir yer açın.
Kışın günler kısaldığı için güneşi daha az görmemiz hormonlarımızı da olumsuz etkiler.
Pineal bezlerimiz ise uyku-uyanma döngümüzden sorumlu olan melatonini daha fazla üreterek bu eksikliği kapatmaya çalışır. Bu yüzden kendimizi daha uykulu ve aç hissederiz.
Melatonin içeren besinler tüketerek ve daha fazla güneşe melatonin üretiminizi kontrol etmeye çalışın.
Domates, zeytin, tahıl ve taze süt yüksek düzeyde melatonin içerir. Kahve de iyi bir melatonin kaynağıdır.
Tüm bunlar sadece melatonin seviyelerini dengelemekle kalmaz, aynı zamanda genel sağlığınızı da olumlu yönde etkiler.
Kışın spor yapmak için tam anlamıyla motive olamadığımız önemli bir gerçek. Soğuk hava ve günlerin daha kısa olması, her zamanki faaliyetlerimizi gerçekleştirmek için dışarı çıkmamıza engel olur.
Evlerde daha fazla zaman geçirdiğimiz kış ayları işte bu nedenle kilo almamızın en büyük sorumlularındandır.
Evde yapabileceğiniz egzersizlere başvurun. Hareketsiz bir yaşam tarzından kaçınmaya çalışın.
Günlük programınıza 20-30 dakikalık bir yürüyüş ekleyin ve kendinizi sorumlu hissettirecek bir yürüme arkadaşı bulun.