Migrenin baş ağrısı genellikle başın bir yarısından başlıyor. Zonklayıcı tarzdaki ağrı saatlerce sürüyor ve kişi bazen ne sese ne ışığa ne de dokunulmaya tahammül edebiliyor. Eşlik eden mide bulantısı ve kusma durumu daha da vahim hale getirebiliyor.
Beyin hastalıkları hakkında farkındalık yaratmak amacıyla ilan edilen 22 Temmuz Dünya Beyin Günü’nde Uzmanları Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, Prof. Dr. Pınar Yalınay Dikmen ve Doç. Dr. Elif Ilgaz Aydınlar migren konusunda önemli bilgiler aktardı. Migrenin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten uzmanlar, hastanın bilinçlenmesi, yaşam şeklini düzenlemesi, ataklar esnasında uygulanacak doğru ilaç ve müdahalelerin yanı sıra atakların sıklığını önleyecek düzenlemeler sayesinde hastalığın kabus olmaktan çıktığına dikkat çekti.
Bir baş ağrısının ne zaman migren olarak nitelendirilebileceği bu konuda en çok sorulan sorulardan biri. Mide bulantısı, günlük aktivitelerinizi etkileyen şiddetli baş ağrısı, ışık ve sese karşı rahatsızlık migrenin belirtileri olarak kabul ediliyor. Ancak yeni başlayan veya farklı nitelikte bir baş ağrısı yaşıyorsanız, ağrının şiddeti zaman içinde artıyorsa, egzersizle birlikte ortaya çıkıyorsa, belli bir huyu olmayan ve tedaviye cevap vermeyen baş ağrısı yaşıyorsanız “kırmızı bayrak” olarak değerlendirmeli ve hemen bir nöroloji uzmanına başvurmalısınız.
Migren ağrıları çevresel faktörlerle, yiyeceklerle, stresle, hormonlarla tetiklenebiliyor. Kronik stres, anksiyete, depresyon gibi durumlar; gebelik, menopoz öncesi dönem; fazla parlak ışığa, gürültüye, hava kirliliğine ya da sıcak havaya maruz kalmak ve lodoslu havalar, atmosferik hava değişimleri şiddetli migren ağrılarının ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Bunların dışında fermente besinler, çikolata, kuruyemiş, balık, alkol, soya sosları ya da kafeinli içecekler veya yeterince sıvı almamış olmak da migren ataklarını başlatabiliyor.
Migrenle ilgili bilinmesi gereken belki de en önemli bilgi tedavi edilebilir olduğu. Hastanın migrenle ilgili olarak bilinçlenmesi, yaşam biçimini buna göre düzenlemesi ve hem atak sırasında hem de atakları önlemek için kendisine önerilen düzenleme ve ilaç tedavilerine uyması sayesinde migren kontrol altına alınabiliyor. Ancak kronik migrenin tedavisinde en etkili yöntem ise botoks uygulaması.
Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, Prof. Dr. Pınar Yalınay Dikmen ve Doç. Dr. Elif Ilgaz Aydınlar, saygın uluslararası medikal dergilerden Acta Neurologica Belgica’nın Temmuz 2018 sayısında yayınlanan araştırmalarıyla, botoks uygulaması yapılan kronik migren hastalarının yüzde 82.8’inde tedaviden etkin sonuç alındığını; kronik migrende botoks tedavisinin migren ağrısının sıklığının ve şiddetinin azaltılabildiğini ortaya koyduklarını belirtti. Uygulama sayesinde hastalar aşırı ağrı kesici almak zorunluluğundan ve şiddetli ağrının yol açtığı psikolojik sorunlarla yaşamaktan kurtuluyor.