25.01.2024 - 15:58 | Son Güncellenme:
Tüm dünyada halk arasında görülen kansızlık sorunlarının yüzde 50’sinin demir eksikliğine bağlı olduğunu ve bunun her yıl yaklaşık 1 milyon insanın yaşamını yitirmesine yol açan ciddi bir durum oluşturduğunu ifade eden İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Dr. Fatih Öçal, demir eksikliğinin en sık görülen nedenlerini kan kaybı, (şiddetli adet kanamaları, mide ülseri, hemoroid, kaza gibi nedenler), gebelik, yeni doğan ve gelişme çağında demir ihtiyacının yetersiz beslenme nedeniyle karşılanamaması, emilimi bozan ilaçların kullanımı, mide ve bağırsaktaki emilim bozuklukları şeklinde sıraladı.
“Özellikle kadınlarda demir eksikliğinin en sık görülen sebebi, adet dönemindeki kan kayıpları, gebelik ve emzirme döneminde demir ihtiyacının normalden daha fazla olmasıdır. Erkeklerde ve menapoz sonrası kadınlarda demir eksikliği tespit edilmesi durumunda kan kaybı ve emilim problemi açısından mutlaka mide ve bağırsak taraması yapılması önerilir” diyen Dr. Öçal, vücuttaki demir dengesi hakkında kesin bilginin ancak kan testleri ile mümkün olabildiğini söyledi.
Dr. Öçal, bireyin kan değerlerinde herhangi bir problem olmasa bile vücutta bulunan demir depolarının boş olması durumunda; dudak kenarlarında çatlama, tırnaklarda içe doğru çökme, düzleşme, huzursuz bacak sendromu, dilde yanma ve ağrı, yutma güçlüğü, yemek borusunda darlık, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma, çarpıntı, soğuk terleme hatta depresyon şikayetlerinin bile ortaya çıkabileceğini belirtti.
Kış aylarında aşırı üşüme hissi olması ve vücutta ısınma sorunu yaşanıyorsa demir eksikliğinden söz edilebileceğini kaydeden Dr. Öçal, “Demir eksikliği olan hastalarda, ellerde ve ayaklarda yanma ve karıncalanma hissinin yanı sıra soğuğa karşı vücudun ısısını dengeleme kabiliyetinde bozukluk da meydana gelebilir. Böyle bir durumda mutlaka kan sayımı ile birlikte vücudun demir depolarına da bakılması gerekir” dedi.
Demir eksikliği anemisi tedavisinde soruna kombine bir yaklaşım gerektiğini anlatan Dr. Öçal, “Demir eksikliği ve demir eksikliği anemisi tedavisinde hastaya öncelikle ağızdan kapsül veya tablet ile ortalama 4 ila 6 ay süresince takviye verilmeli. Tedaviye yanıt alınamaması veya intolerans gelişmesi durumunda damar içi uygulama yapılarak yüz güldürücü sonuçlar almak mümkün” diye konuştu.
Demirin vücut tarafından üretilemeyen ve bu yüzden diyetle yeterli miktarda ve düzenli olarak alınması gereken bir mineral olduğunu söyleyen Dr. Öçal, bunun beslenme alışkanlıklarında yapılabilecek değişikliklerle mümkün olduğunu söyleyerek, “İçeriği demir bakımından zengin besinler (kırmızı et, sakatat, bakliyat, ıspanak, patates, çekirdeksiz üzüm, haşlanmış soya fasulyesi, kabak, yulaf, pekmez, bal vb.) tüketin. Bu besinleri demir emilimini kolaylaştıran yiyeceklerle birleştirin. C vitamini yönünden zengin limonata, portakal suyu, lahana turşusu gibi yiyecek ve içecekler emilimi kolaylaştırır. Demir emilimini azaltan siyah çay, kahve, kepekli tahılla rgibi yiyecek ve içecekleri tüketmekten kaçının" tavsiyesinde bulundu.