Nomofobi olup olmadığımızı anlamak için bazı davranışlarımızı gözden geçirmemiz gerektiğini belirten Dursun, sözlerine şöyle devam etti: “Eğer ki telefonda fazla iletişim için zaman harcıyorsak, telefonun şarjının bitmesinden endişeleniyorsak ve bitmemesi için önlemler alıyorsak, (yanımızda şarj aleti taşıma veya yedek telefon taşıma) cihaz kullanımının yasak olduğu ya da şebeke sorunu yaşanılan ortamlardan kaçınmaya çalışıyorsak, telefonla birlikte uyuyor ve telefonu sürekli açık tutuyorsak nomofobiden şüphelenebiliriz. Bu durum kişilerin yaşamlarının işlevselliğini bozduğunda destek almalarını öneririz."
Nomofobiye kendi başına çözüm bulamayan kişilerin, kendilerini hazır hissettiklerinde psikoterapi sürecine başlamalarını öneren Dursun, terapi süreci hakkında şunları söyledi: “Nomofobiden kurtulmak için genellikle BDT yani bilişsel davranışçı terapi yöntemi uygulanır..
Terapinin amacı kişilerin telefonla kurdukları iletişimlerinin kesilmelerine yönelik korkularını ve kaygılarını oluşturan düşüncelerini değiştirebilmektir.
Terapi sürecinde kişileri aşamalı maruz bırakarak telefonla olan iletişimlerini azaltması sağlanıyor. Yapılan araştırmalara göre sosyal medya kullanımının artması ile birlikte ilerleyen süreçlerde kişinin nomofobi olma olasılığı artıyor. Bu sebeple kişinin sosyal medya kullanımını da azaltması öneriliyor.”