Bazı batıl inançlara göre akşamları asılan çamaşırlar yalnızca güneş ısısından değil,aynı zamanda güneş enerjisinden de yoksun kalıyor. Bu da kıyafetlerinizi iyi enerjiler olmadan üzerinizde taşıdığınızı gösteriyor. Ancak bu inanç, kurutma makinelerinin ortaya çıkışıyla tamamen gerçekliğini yitirdi diyebiliriz.
Akşam saatlerinde artan rutubet oranı çamaşırların kurumasını olumsuz etkileyebilir. Aynı zamanda nem dengesi ve ıslak çamaşırların kuruma süresi bozulur. Daha kısa sürede kurutacağınız çamaşırları akşam yıkadığınızda bir hayli beklemek zorunda kalırsınız.
Çamaşırları gün içerisinde, özellikle öğleden önce yıkamak en uygun vakittir. Öğle vaktine kadar temizlenen çamaşırlar güneşin tepede olduğu zamanlamalarda kurumaya hazır olacaktır. Bu sayede güneş enerjisinden de faydalanmış olursunuz.
Öğle vaktinde asılan çamaşırlar kaldırabildiği kadar güneş ışığını yakalar. Hızlı kuruyan çamaşırlar, güneş sayesinde makinede çıkmayan lekelerin etkili bir şekilde beyazlamasını sağlar. Yani makinenin baş edemediği bazı lekeler güneş sayesinde ortadan kalkabilir.
Hindistan'da bulunan ve en büyük çamaşırhane ünvanını taşıyan 'Dhobi Ghat' açık hava çamaşırhanelerinden biridir. Yaklaşık 7000 erkeğin Mumba'ideki hastane, otel ve diğer işletmelerden her gün çamaşır yıkadığı bir alandır.
Çamaşırlar ve çamaşırhane ile ilgili kulağa ilginç gelen eski olaylardan biri ise Antik Roma'da gerçekleştirildi. Eski dönemlerde çamaşır tozu veya jeli yerine hayvan idrarı kullanılıyordu. Uzun süre durulama yapılsa da kıyafetler idrar kokusundan bir türlü arınmıyordu. Bu nedenle Roma çamaşırhaneleri çevreye kötü koku yayan bir yer olarak bilinirdi.
İsviçre'de ise çamaşırlar belirli bir programa göre yıkanıyor. Konut binalarda bulunan çamaşır makinesi ve kurutucu ortak planlara göre yıkanıyor. Her kiracı, planlı bir şekilde makineleri kullandığı için yıkama işlemi çok daha tasarruflu bir halde dönüşmüş durumda.