Pendik'teki gişelerden neden ölüm geçti? Eve yakın yerde yakalıyor: 'Hipnoz diye bir şey yok'
6 Nisan günü bayram tatilinden dönüşler için son 24 saate girilmişti. İlk 8 günde yaşanan kazalarda 72 kişi yaşamını yitirmiş ve kazalar, önceki yıllara oranla daha az ölümle sonuçlanmıştı. Ancak Pendik Kurnaköy gişelerinde yaşanacak kaza, ertesi gün de Pendik Mecidiye gişelerinde neredeyse tıpatıp aynısının yaşanmasıyla dikkat çekici oldu. 6 ve 7 Nisan’daki kazalarda araçlar, yüksek hızla TIR’a arkadan çarptı ve 5 kişi hayatını kaybetti. Peki, benzer iki kazanın şifreleri ne?
Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Kuzey Marmara Otoyolu’nun (KMO) Pendik mevkiinde 6 ve 7 Nisan günleri 2 korkunç kaza yaşandı. Oluş şekli bakımından birbirine son derece benzeyen kazalarda, araçlar TIR’a büyük bir hızla arkadan çarpmıştı. 6 Nisan’daki kaza Kurnaköy gişelerinde 4 öğretmeni hayattan koparmış, ertesi gün ise hafif ticari araçtaki sürücü Mecidiye gişelerindeki kazada hayatını kaybetmişti. Üstelik iki kazada da gişeden geçiş için yaklaşma hızının 30 km/s olması gerektiği göz ardı edilmişti. Yani yüksek hızdaki iki çarpışmada da ölümün ayak sesleri duyuluyordu. Pendik’teki ilk kazada hız göstergesi 140’a işaret ediyordu. 2’nci kazada ise hurdaya dönen araçtaki hız göstergesinin 130'da takılı kaldığı görülüyordu. İki kaza da olması gerekenden 100 km/s daha hızlı araçların karışmasıyla korkunç şekilde sonuçlandı. Toplamda 5 kişi yaşamını yitirdi. Detaylı incelendiğinde kazalar için sorulacak çok soru, dikkat çeken çok detay vardı. Kazanın nedenleri arasında öncelenen ‘hipnoz’, Uluslararası Yol ve Sürüş Güvenliği Uzmanı Mert İntepe’ye göre imkânsızdı. TIR’ların arkasına takılan ve çarpışma esnasında arkadaki aracın TIR’ın altına girmesini engelleyen koruma çerçevesi 2 kazada da yoktu. Çerçeve olsaydı yolcular hayatta kalır mıydı? İntepe’nin ‘imkânsız’ diye bahsettiği hipnoz hali neden imkânsız? Soruların merak edilen cevaplarını ve kazaların göz ardı edilen detaylarını Uluslararası Yol ve Sürüş Güvenliği Uzmanı Mert İntepe Milliyet.com.tr’ye anlattı.
2 GÜNDE 2 KİLOMETRE ARAYLA 2 ÖLÜMLÜ KAZA!
6 Nisan 2025 günü 9 günlük bayram tatilinin bittiği ve pek çok kişinin eve dönmek üzere yolda olduğu son saatlere girilmişti. 27 Mart’ta, henüz tatil başlamadan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Ramazan Bayramı tatilinde uygulanacak trafik tedbirleri kapsamında, 8 Nisan'a kadar 47 bin 749'u polis, 21 bin 262'si jandarma olmak üzere 69 bin 11 personelin görev yapacağını açıklamıştı. Yolcuların güvenliği için önlemler üst seviyeye çıkarılmış ve her sene yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği bayram tatili kazalarının en aza indirilmesi amaçlanmıştı. Bakan Yerlikaya, bayram tatilinde meydana gelen trafik kazalarının ilk 8 gününde 72 kişinin yaşamını yitirdiği, 8 bin 313 kişinin yaralandığı bilgisini paylaşmıştı. Ancak son gün diğer günlere oranla daha yoğun bir trafik akışı bekleniyor ve tatilcilerin dönüşünün hem dinlendirici hem de yorucu olan 9 günün ardından kazalara açık olabileceği düşünülüyordu.
Önceki yıllara oranla daha az trafik kazası yaşanmasına rağmen bayram tatilinin son gününde Pendik mevkiinde yaşanan kaza, oldukça dikkat çekiciydi. Yaşları 59 ila 73 arasında değişen 4 öğretmenin içinde bulunduğu araç yüksek bir hızla önce beton bariyere, sonra gişedeki TIR’a çarptı. Mert İntepe, sürücülerin yaşlarının bu noktada önemli olduğunu işaret etti. İntepe, “63-65 yaşlarından itibaren, sağlık kontrolleri ya da araç kullanım standardı bir ciddi denetimden geçmek zorundadır. Bunu net olarak söylüyorum. Araç kullanma süresi çok olan sürücülerle, az olan sürücüler arasında da farklı eğitim modülleri olmak zorundadır” diye konuştu.
'BÜYÜK HARFLERLE SÖYLÜYORUM, HİPNOZ DİYE BİR ŞEY YOK'
Özellikle bayram tatillerinden dönüşte ve uzun süre araba kullanılması sonucu uzmanların kazaya sebep olan ihtimaller arasında sıraladığı ‘yol hipnozu’, yaygın bilgiye göre yola çıkıldıktan 2.5 saat sonra başlıyor. ‘Yol hipnozu’ diye tanımlanan halde yaşandığı düşünülen olaylarda sürücünün gözleri açık olsa da gözün gördüğünü beynin kaydetmediği ve analiz etmediği düşünülüyor. Ancak Mert İntepe’ye göre böyle bir durum söz konusu değil. 6 Nisan 2025’te, bayram tatilinin son gününde yaşanan kazada da hipnoz gündeme gelmişti. KMO’nun kazanın yaşandığı yerden biraz daha gerideki bölümünde ise virajlar ve sürücünün bilincini kaybetmesi halinde bariyerlere ya da başka araçlara çarparak kaza yapması mümkün noktalar vardı. Uzun bir süreyi kapsayan ‘hipnoz’ hali de, bu durumda pek olası görünmüyordu. Mert İntepe ‘hipnoz’a ilişkin sözlerine “Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan araçlarını alıp yola çıkan dört öğretmenin öldüğü kaza da hipnoz diye bir şey konu söz konusu değil. Uzmanlar buna ‘hipnoz’ diye yaklaşıyor. Ancak benim 25-30 yıllık deneyimim ve tecrübemle ‘hipnoz’ diye bir konu yok. Uyku borcun vardır ve dinlenerek geçmez. Dinlenerek geçebilirsin diye düşünürsen bu sefer sonunda kazaya karışırsınız” diye başladı. İntepe, ilk kazanın öncesinden hareketle ihtimalleri şöyle sıraladı:
“İlk kaza, yaşları 60 civarlarında olan dört kişiyi ölüme götüren sebep, bence bir kalp krizi sorunu ya da bayılma. Neden hipnoz değil? Ya da neden uyku kazası değil? Sabiha Gökçen'den çıktıkları yerle arası 8 ila 9 km, ulaşım zamanı 10 dakika. Kaza yaptıkları gişe noktasından sadece 1 kilometre geride çok ciddi bir şerit ve doğrultu değiştirmek zorundalar Kurnaköy gişelerine gelebilmek için. Bu da bize şunu gösteriyor, 1 kilometre geride o büyük virajdan geçip bir kaza yapmamışsanız, o noktada bir aracınızda teknik hasar, arıza yoksa ki zannetmiyorum. O zaman daha ciddi sağlık sorunuyla yaşanmış bir kaza olduğunu düşünüyoruz. İnsanlar zannediyor ki ilk önce TIR’la çarpıştı. Önce oradaki bir bariyerler arasındaki betona çarpıyor, devamında frensiz bir çarpma olduğu için TIR’ın altına giriyor. Ancak büyük harflerle söylüyorum, hipnoz diye bir konu insan vücudu için, sürüş esnasında mümkün olabilecek bir konu değil. Yorgunluğun, uykusuzluğun ne demek olduğunu anlatan bir eğitim var mı? Sürücüler bu eğitimi aldı mı? Bunları bilmediğiniz için sürücü kurslarında yeteri kadar araç kullanmayı öğreten bir sisteminiz olmadan ehliyet aldığımız için bu kazaları göreceğiz. Bu net. Arkadan çarpma kazaları genelde evinizde son 25-30 km kala olur. Gişeden geçtikten sonra sürücü muhtemelen 30 ila 50 kilometreyi bulmadan evine ulaşmış olacaktı. Uzun zamandır mola vermediğinden kaynaklı kaza yapmış olabilir.”
KORUMA ÇERÇEVESİ KURTARICI MI? ‘MUAYENEDEN SONRA ÇIKIYOR’
KMO’daki 6 ve 7 Nisan günlerinde yaşanan 2 kaza da çok benzer sonuçlanmıştı. TIR’ın altına giren araçlar ne yazık ki yolcular için ‘ölüm’ demekti. Kazaların pek çok sebebi olabilirdi. Ancak ölüme giden yolda, 2 kazada da tırların arkasındaki demir koruma çerçevesinin söküldüğü görülmüştü. Kuzey Marmara Otoyolu'ndaki iki kazada da ölüme neden olan faktörlerden birinin de TIR ve kamyonların koruma demirlerinin sökülmesi olduğu düşünülüyordu. Çünkü TIR, kamyon ya da kamyonetlerin uygunsuz tampon yapısına sahip olması ya da koruma demirlerinin sökülmesi kazalarda ölüm riskini artırıyordu. Kasım 2021’de yaşanan bir kazada, tıpkı 6 Nisan’daki gibi 4 kişinin bulunduğu ve TIR’a arkadan çarpan araçtan kimse kurtulamamıştı. Yol ve Sürüş Güvenliği Uzmanı Mert İntepe, o günlerde denetimin önemini vurgulayarak "Bu araçları sürücüler muayeneye götürdüklerinde arka tamponlarını çıkarıyorlar ya da muayene için takıyorlar, sonra çıkarıyorlar. Siz frensiz ya da fren yaparak kamyona arkadan çarpıyorsunuz. Belki o kamyon yanlış yerde durdu. Bu olabilir. Ancak siz de yanlış hızda geliyorsunuz, bu da olabilir. Trafik kazası penceresinden baktığınızda arkadan vuran suçlu ama dört kişi hayatını kaybetti. Emniyet kemeri takılı olarak öldüler. Kamyon arkasına girdiğiniz zaman, otomobilin en zayıf noktası olan tavan kısmı arkaya doğru katlanıyor. Kaza, faciayla sonlanıyor" demişti. İntepe koruma demirlerine ilişkin denetimin sıklaştırılması gerektiğine dikkat çekerek sözlerini noktaladı.
“Bazı TIR’larda yeteri kadar yok, bazıları da sökmüş oluyor sonradan. Bazı TIR’lar yük aldıkları yerlerde o arkadaki çerçeveyi sürttükleri için çıkarıyorlar. Manevra yapmayı da daha güç hale getiren çerçeveler maalesef TIR sürücüleri tarafından genellikle sökülüyor. Sadece muayene zamanlarında tekrar araçlarına takıyorlar. O yüzden şu an bu anlamda denetimim hakikaten yaygınlaşması lazım.” – Mert İntepe
KEŞFETYENİ
Survivor yarışmasıyla adını duyuran sunucu Murat Ceylan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla ilişkisini resmen duyurdu.
