08.01.2021 - 09:21 | Son Güncellenme:
DHA
Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Arş. Gör. Kübra Şahin inflamasyonun, vücutta mikrop veya kimyasal, fiziksel ve diğer çeşitli nedenlerle doku hasarı meydana geldiğinde vücudun kendine özgü verdiği bir yanıt olduğunu söyledi.
İnflamasyonun amacının, hem doku hasarı yapan nedeni ortadan kaldırmak veya olduğu yerde sınırlı tutmak hem de hasar gören dokuları onarmak ve yenilemek olduğunu söyleyen Şahin, “Stres, depresyon, hareketsiz yaşam şekli ve dengesiz beslenme kronik inflamasyonun nedenlerindendir.
İnflamasyon dengesini sağlama ve devam ettirmede; besinler ve beslenme tercihlerimiz önemli rol oynar.
Diyet içeriği ve beslenme alışkanlıklarının inflamasyon göstergeleri üzerinde etkili olduğu görülüyor” diye konuştu.
Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Arş. Gör. Kübra Şahin, doymuş yağ asitleri (palmitik, stearik ve miristik asit), trans yağ asitleri, yüksek glisemik indeks içeren rafine karbonhidratlar ve yüksek omega-6/omega-3 oranının inflamasyonu artırdığını belirterek, artışa karşı uzak durulması gereken besinleri şöyle sıraladı:
“Kızartılmış yiyecekler ve fast food, salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et ürünleri, makarna, beyaz undan yapılan ekmek, kek, bisküvi, kraker, kurabiye, tatlandırıcılar, margarin, ayçiçek, soya, mısır özü, kanola yağları gibi rafine bitkisel yağlar uzak durulması gereken besinler arasındadır.
Yüksek fruktozlu mısır şurubu, gazlı içecekler, şekerli meyve suları, işlenmiş tatlılar, salata sosları-çeşniler, granola-beslenme barları, soya ürünleri, hazır çorbalar, cipsler, tavuk-et suyu tabletler gibi monosodyum glutamat içeren besinler ve alkol kullanırken dikkat edilmesi gerekir."