Dünyada eşzamanlı olarak küresel boyutta müthiş bir değişim yaşanıyor. Bunu son yıllarda yaşamın her alanında sıkça rastladığımız birbirinden saçma ve inandığımız değerlerin dışında haberlerden görmek, anlamak mümkün.
Savaşlar bile bildiğimiz, kitaplardan okuyup öğrendiğimiz savaşlar gibi değil. Ama sonuçları hep aynı. Eskiden topla, tüfekle, askeri zekâ ve ahlaki kurallar çerçevesinde mertçe göğüs göğse yapılanları yok artık. Savaşların yarattığı yıkımlardaki sonuçlar içinse küçük bir fark göze çarpıyor. Bu da küresel kapitalist sömürge güçlerinin böl, parçala yok et sisteminin tıkır tıkır işlemesini işaret ediyor.
Özellikle enerji kaynaklarının olduğu bölgelerden son 100 yıldır bilinçli biçimde eğitimsiz bırakılarak, yoksun ve yoksullaştırılmış halkları, geçmişin kavimler göçünü andırır biçimde topraklarından savaş nedeniyle sürülüyorlar. Yaşanan göçlere, yitip giden insanlığa hemen yanı başımızda şahit oluyoruz. Sahile vuran Aylan bebek örneğiyle birçok hayatın karanlıklara gömüldüğünü, sıcak evlerimizde TV’lerimizin başında kayıtsızca gözlemliyoruz. Ya da Yemen'deki 8 yaşında bir kız "bebeğin" çocuk bile demiyorum! İnsan üzerinde sarsıcı etki bıraktığı haberinde; zorla 40 yaşında bir adamla evlendirildiği gece yaşadığı vahşet nedeniyle öldüğünü öğreniyor, vicdan sahibiysek insanlığımızı ve inançlarımızı sorguluyoruz...
Değişimin Sonuçlarını Tahmin Edebiliyor muyuz?
Dengelerin değiştiği bu sistem içerisinde inandığımız ve bildiğimiz tüm değerlerden hızla uzaklaşıyor, kendimize, toplumumuza, değerlerimize giderek yabancılaşıyoruz. Çünkü öğrendiğimiz değerlerin çok dışında bir kurgu söz konusu.
Evet, dünyada bir değişim var. Bunun pek de olumlu yönde ilerlediğini hiç birimiz söyleyemiyoruz ve maalesef sonuçlarını tahmin bile edemiyoruz. İnsani değerlerin azaldığı, neredeyse yok edildiği küresel bir akım söz konusu. Para ile inanç, kültür ve bilginin satın alındığı bir döneme girdik adeta. Akla gelebilecek tüm alanlarda bilgi karmaşası yaşanıyor ve bilginin doğruluğu, gerçekliği konusunda ciddi sıkıntılar toplumun tüm katmanlarına hızla yayılıyor. Bilgiyi kendi çıkarları doğrultusunda maniple eden bir çoğunluk, siyasi ve kapital anlamında gücü elde ediyor, büyük kişisel çıkarlar kazanıyor. Bunun sonucunda da toplumsal değerleri kendi istekleri doğrultusunda eğip, bükerek şekillendiriyor. Kısacası, kendi sanal ülkesini, iyi-kötü karakterlerini, kahramanlarını ve katillerini yaratıyor. Yaşanılanların sebeplerini çemberin içindeyken çok fazla algılayamasak da, sonuçlarını gün ve gün yaşayarak deneyimliyoruz. Yaşanılan bu başkalaşım bittiğinde belki de bugün hiç tahmin edemeyeceğimiz, aklımıza gelmeyen bakış açılarına ve değerler bütününe sahip olacağız. Şu aralar bizlere sadece tepkisizce nereye gideceğimizi bilmeden izleme rolü düşüyor.
F.Nur ŞEN
İçerik Sihirbazı ve İletişim Danışmanı