Aslında bu haftaki yazımda Ürgüp, Göreme ve Kapadokya vadisi hakkında yazmayı planlamıştım fakat tüm insanlık için bu günün diğer gün ve gecelerden çok daha büyük önemi olduğundan, Kadir Gecesi hakkında yazmayı daha uygun buldum. Son zamanların modası, dinimizi sosyal medya üzerinden yaşar hale gelen insanların paylaşımlarında “Hayırlı Cumalar”, “Hayırlı Kandiller” söylemlerini kullandıklarını yaygın biçimde görür olduk. Özellikle bu tip söylemlerin dinimizde ve kutsal kitabımızda yer almadığının altını önemle çizmek istiyorum. Ayrıca, "ibadetin gizli olanı makbuldür"ü eklemeden edemiyorum. İşte ben de tam bu sonradan moda edilen ve hatta dayatılan “Hayırlı” sayılan! günlere ve söylemlere karşılık, Kuran’ı Kerimde hayırlı sayılan tek gün ve gecenin Kadir Gecesi olduğunu özellikle vurgulamak ve bu günün önemini bir kez daha paylaşmak için özellikle bu konuyu seçtim. Kadir Gecesi için yapılan çeşitli açıklamalardan derlediğim bilgiler ve anlatımlar üzerinden konuyu ele alıp, aktarmaya çalışacağım.
Kadir Gecesi Ramazan'ın 27. Gecesi olarak kabul edilir neden?
Merkez Efendi Camii eski imamı Saim Yağan Hoca cevaplıyor:
- Allah insanlara bildirmedi. Peygamberimiz de söylemedi. Kesin bir zaman Kuran'ı Kerim'de, hadislerde de yoktur. Çünkü tam bir tarih verilmiş olsaydı; millet o güne yığılır, kolaycılığa gider, diğer günleri boş geçirebilirdi. Rabbimiz bunu son 10 günün içine gizleyerek bizi tembelliğe kaçmaktan kurtarmıştır. Genel kabul 27'nci gece olsa da, Ramazan'ın son 10 günündeki tek gecelerden biri olarak tarif edilir. 21'i, 23'ü, 25, 27 ya da 29 olur. Gerisini de Allah bilir!
Neden tek geceler peki?
- Çünkü İslam'da Tevhid yani teklik vardır. Allah'ın birliğini ve tekliğini vurgulamak için böyledir.
Kadir Gecesi
Kuran'ı Kerim'de adı geçen tek ay Ramazan, tek geceyse Kadir Gecesi'dir. Çünkü Kuran'ı Kerim bu ayın içindeki Kadir Gecesi'nde indirilmiştir. Ramazan ayı ve Kadir Gecesi, Allah'ın kullarının af dilemesi ve menfaatleri için tahsis ettiği çok özel ve kıymetli zamanlardır.
Kadir Suresi, Kuran'ı Kerim'in 97'nci suresidir, beş ayetten oluşur ve Mekke'de indirilmiştir. Peygamber Efendimiz ashabıyla otururken "İsrailoğulları'ndan bir fert, kılıcını kuşanıp bin yıl cihat etmiş" buyurmuştur. Bu söz üzerine Sahabeler şaşırır, çünkü İsrailoğulları Hz. Musa'nın kavmidir. Bu laf üzerine üzülürler. İşte bundan hemen sonra Allah, Cebrail vasıtasıyla Kadir Suresi'ni indirir. Meali de şöyledir: "Biz Kuran'ı Kadir Gecesi'nde indirdik. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu sen nereden bileceksin? Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler. O gece, tanyeri ağarıncaya kadar süren bir selâmettir."
İşte gönderilen bu sure, Müslümanlar için bir müjde olur. İçinde bulunduğumuz gecede Allah'tan af dileyip, isteklerini ona bildirirler. Bu gece göklerin kapıları herkese açılır. Yeryüzüyle, manevi alem arasında özel bir frekans kurulur. Melekler, Rablerinden bir şey dileyen kulların etrafını çevreler...
Kadir Gecesi’nde Nasıl Dua Edilir?
Belirtilen ibadet biçimleri belli kurallar dâhilinde gerçekleştirilse de her kul, dinine bakmaksızın kendi dilediğince ibadetini ve duasını yapabilme özgürlüğüne sahiptir. İsteyen namaz kılar, isteyen zikir yapar, isteyen de ellerini açıp "Allah'ım yardım et" diye niyaz eder! Evlenmek isteyen kısmet, iş isteyen rızık istesin; borcunu ödemek isteyen de berekete nail olsun. Kadir Gecesi, Allah'ın kullarına "Yok mu benden bir şey dileyen" diye seslendiği gecedir. Bu mübarek gecede kim nasıl biliyorsa duasını öyle etsin. İster Türkçe, ister İbranice, ister İngilizce, isterse Arapça... Allah elbette bütün dilleri bilir!
Hz. Ayşe bir gün Efendimize "Ya Resulullah, Kadir Gecesi'nde ne yapalım, nasıl dua edelim?" diye sorar. Hz. Peygamber aynen şöyle cevap verir: "Ya Ayşe, 'Allah'ım sen affedicisin. Beni de affet' de." İşte bu kadar basittir mesele!
Kadir Gecesi’nde Her İnançtan İnsan Dua Edebilir mi?
Peygamberimiz, "Ey insanlar" diye hitap ediyor bizlere. "Ey Müslümanlar" diye değil! Çünkü Hz. Muhammed yalnız Müslümanların değil, bütün insanlığın peygamberidir. Kuran'ı Kerim de sadece Müslümanlara değil, tüm insanlığa indirilmiştir.
İbrahim Peygamber'e bir Mecusi gelip "Size sorularım var" der. Hz. İbrahim "Tamam ama Müslüman olursan" diye cevaplar. Adam da bunun üzerine kızar ve çekip gider. Ardından da Rabbimiz Cebrail'i yollayıp peygamberini "Ben ona 70 yıldır rızık verdim, yaşattım. Sen kimsin ki dinini ona zorla kabul ettirmeye kalkıyorsun ey İbrahim!" diye azarlar. Hazreti İbrahim koşup adamı bulur, af dileyip gönlünü almaya çalışır. Mecusi, Hz. İbrahim'e "Seni bana gönderen kim?" diye sorar. O da "Rabbim" diye cevap verince, Mecusi de hemen tövbe edip Müslüman olur. Unutma ki bütün dinler birbirinin devamıdır. Allah, peygamberini "Senin haddin değil bu iş" diye azarladığına göre, kimin haddi olabilir ki bir başkasına dinini dayatmak!