Çocuklarda gıda alerjisi oldukça sık karşılaştığımız bir sorun ve diğer alerjik hastalıklar gibi her geçen gün görülme sıklığı artmakta. Anne-babasında, kardeşinde alerjik bronşit, atopik dermatit, alerjik rinit veya besin alerjisi gibi alerjik kökenli hastalık olan çocuklar yüksek risk grubundadır. Bu çocukların erken fark edilip uygun yaklaşımda bulunulması önemlidir.
Gıda alerjileri oluş biçimlerine göre Ig E ilişkili olan, Ig E ilişkili olmayan ve karışık tip olmak üzere 3 şekilde görülebilir. Çok hızlı gelişen ve hayatı tehdit eden anaflaksik reaksiyondan; kronik reaksiyonlara kadar geniş bir spektrumda bulgu verebilir. Sindirim sisteminde dirençli kolik ve gaz sancıları, mukuslu veya kanlı kaka yapma, karın ağrıları, ağız-dudak mukozasında şişmeler, gıdaların ağıza geri gelmesi gibi bulgular görülebilir. Deride atopik dermatit, ürtiker, anjiyoödem görülebilir. Gözde kızarıklık-konjuktivit, solunum sisteminde; burun tıkanıklığı, burun akıntısı, öksürük, solunum güçlüğü-astım benzeri bulgular yapabilir. Gıda alerjileri, sindirim sistemi ve/veya deri bulguları olmaksızın; sadece solunum sistemi bulgusuyla nadiren gelir.
En sık alerji yapan yiyecekler inek sütü (koyun sütü ve keçi sütü de dahil), yumurta, et, deniz ürünleri, çilek, ceviz-fıstık, çikolata, tahıllar, soya gibi gıdalardır. Bebeklerde ve çocuklarda ilk sırada açık arayla inek sütü ve yumurta yer alır. Soya fazla tüketilmeyen bir gıda gibi görünse de paketlenmiş pek çok gıdanın içinde yer alır. Lesitin vb isimlerle etikette belirtilir.
Uzun süre anne sütü ile beslenen ve uygun şekilde ak gıdaya geçilen bebeklerde gıda alerjileri daha az görülmektedir. Ancak belirleyici değildir. Bebeğin genetik olarak duyarlı olması (atopik) daha önemlidir.
Gıda alerjisi tanısında en önemli şey, alınan “o gıda” sonrasında bulguların ortaya çıkmasıdır. Bu süre 1 saatten 72 saate kadar uzayabilir. Bazen de bu süreç içinde herhangi bir ilişki kurulamaz. Bu durumda, “şüpheli gıda” diyetten çıkararak (eliminasyon) sonucu gözlenir. Düzelme olursa bu gıdanın hasta için alerjik olduğu söylenir. Bazen tanıyı teyit etmek için aynı gıda az miktarda tekrar verilir. Bütün bu tanı aşamalarından sonra hastadan besin günlüğü tutması istenir. Ve uzun dönemli takibe alınır. Anne sütü alan ve henüz ek gıda almayan bebeklerde ise bu testleri ve günlük tutma işi anneye uygulanır.
Gıda alerjilerinde yapılan bazı testler de mevcuttur. Bunlar spesifik Ig E testi, prick testi ve patch testi gibi testlerdir. Tanıya katkılarının sınırlı olduğunu düşünüyorum. Her gıda alerjisi düşündüğümüzde istenen testler değil. Yanlış pozitif yanlış negatif oranları yüksek. Bazı durumlarda ise yarar sağlayabilirler. Buna klinik izleme göre karar verilir.
Değerli anne babalar, iyi haber: gıda alerjileri çoğunlukla zaman içinde geriliyor. İnek sütü, yumurta, soya ve buğday alerjisi 1-2 yılda geriliyor. Meyve-sebze alerjileri genellikle daha kısa sürede geçiyor. Fıstık ve deniz ürünleri alerjisi ise hayat boyu sürebiliyor.
Tedavi yaklaşımlarına gelecek olursak; bilinen en etkili yaklaşım alerjik gıdanın diyetten çıkarılmasıdır. Eliminasyondan sonra rahatlama sağlanırsa uzunca bir süre (6-12 ay) tekrar o gıda verilmez. Paketlenmiş gıdalardan uzak durulmasını öneriyoruz. Evde doğal yöntemlerle hazırlanmış ve içinde ne olduğunu kesin bildiğimiz gıdaları tercih etmeliyiz. İlaç olarak (bunlar semptomlara yöneliktir) antihistaminikler, steroidler, bronş açıcılar önerebiliyoruz. Sağlıkla kalın.