Günümüzde kan damarının kan pıhtısı (trombüs) ile tıkanması anlamına gelen tromboz, eski Yunanca'da “tıkaç” anlamına gelen bir sözcüktür. Derin Ven Trombozu (DVT) ise derin yerleşimli toplardamarlarda, kanın pıhtılaşması ile meydana gelen tıkanıklık demektir.
En sık bacak toplardamarlarında görülen bu hastalığın sıklığı binde bir ya da ikidir. Genellikle 40-50 yaş ve sonrasında görülen bu hastalık seyrek olmakla birlikte gençlerde de görülebilir.
DVT hangi durumlarda görülmektedir?
“Ekonomi Sınıf Sendromu” olarak da bilinen bu hastalık, uzun süren yolculuklarda sık karşılaşılan bir sağlık sorunudur. Özellikle hareketsiz kalınan 5-6 saat üzeri uçuşlar en önemli risk faktörlerindendir. Bunun haricinde uzun süren hareketsiz dönemler (ortopedik tedaviler, yoğun bakım süreçleri veya büyük cerrahi girişimler sonrasında olduğu gibi), kanser hastalığının kendisi veya kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi, kadınlarda gebelik ve doğum kontrol hapı kullanımı, genetik kanama-pıhtılaşma hastalıkları (Protein C-S eksikliği, FV Leiden mutasyonu gibi) DVT riskini arttıran faktörlerdendir.
DVT geçiren bir kişide hangi bulgular görülür?
Tıkanıklık diz altındaki veya diz üstündeki toplardamarlardan başlayarak karındaki ana toplardamara (Vena Cava Inferior) kadar ilerleyebilir. Tutulan damarın seviyesi ne kadar kalbe yakınsa, klinik bulgular o kadar şiddetli olur. DVT geçiren kişilerde bacaklarda gerginlik ve sertlik, şişme, ağrı, ısınma ve renk değişikliği gibi şikayetler görülür.
DVT tanısı nasıl konur?
Tanıda ilk basamak ve en sık kullanılan tetkik doppler ultrasonografidir. Ses dalgalarını kullanarak, damarların ve içeriğinin gösterilmesi prensibine dayanan bir yöntem olan doppler ultrasonografi ağrısız, kolay ve ucuz bir tetkik yöntemidir. Bacak damarlarında kesine yakın tanı konabilirken kasık ve karın damarlarında kesin tanı için başka yöntemler gerekebilmektedir.
Doppler ultrasonografi dışında venografi, ilaçlı bilgisayarlı tomografi veya MR gibi tetkikler, tanısı konamayan veya ek tetkik gereksinimi olan durumlarda kullanılan görüntüleme yöntemleridir.
DVT’nin komplikasyonları nelerdir?
DVT’nin biri erken dönemde ve diğeri geç dönemde oluşabilecek iki komplikasyonu mevcuttur.
Pulmoner emboli, erken dönemde toplardamar içindeki pıhtının, olduğu yerden koparak akciğer atardamarına atmasıdır. Önlenebilir hastane ölümleri içinde ilk sırada yer alan bu hastalığın belirtileri tıkanmaya sebep olan pıhtı parçasının/parçalarının büyüklüğüne ve yaygınlığına göre değişir.
Geç dönemde gelişebilecek komplikasyon ise post-trombotik sendromdur (PTS). DVT geçiren ve uygun şekilde tedavi edilmeyen hastaların neredeyse yarısında görülen bir durum olan PTS; bacakta şişlik, ağrı, ciltte kalınlaşma gibi şikayetlerle seyreden bir tablo olmakla birlikte, yüksek seviye (uyluk ve karın damarı DVT’leri) tutulumlarında daha sık görülmektedir. Bu sebeple yüksek seviyeli DVT’lerde PTS’yi önlemek adına erken dönemlerde girişimsel yöntemlerle pıhtının eritilmesi, uzun süreçteki başarı açısından önem taşımaktadır.
DVT'nin Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
DVT’nin geleneksel tedavisi, önce cilt altına yapılan enjeksiyonlar halinde uygulanan sonra da hap şeklinde devam edilen kan sulandırıcı ilaçlardır. Bu tedavi, pıhtının yayılımını ve kopup akciğer damarlarına gitmesini engeller ancak pıhtı kitlesini küçültücü etkisi yoktur.
Trombolitik tedavinin oluşan pıhtıyı erken dönemde eritmesi nedeniyle PTS gelişimi önlenebilmektedir. Sistemik trombolitik tedavinin (damar yolundan tüm vücuda kan sulandırıcı verilmesi) kanama potansiyeli ile birlikte dozaj ve uygulama şeklindeki belirsizlikler nedeniyle birçok merkezde kullanımından vazgeçilmiştir.
Modern tıbbın gelişimi ile yeni yöntemler kullanılmaya başlamıştır. “Kateter Yollu Trombolitik Tedavi” ile pıhtının içine eritici ilaçların verilmesi veya “Farmako-Mekanik Trombolitik Tedavi” olarak adlandırılan yöntemle, pıhtının ilaç ve kateterler yoluyla parçalanması ya da “Aspirasyon Trombektomi” ile direk motorlu aspirasyon kateterleri ile pıhtının yüksek bir rotasyonel kuvvetle aspire edilmesi mümkün olmaktadır. Bu yeni tedavi yöntemlerinde süre çok önemlidir. DVT oluştuktan sonra süre ilerledikçe pıhtı organize olup sertleşmekte ve yeni tedavi yöntemleri ile tedavi şansı ve başarı olasılığı azalmaktadır. İdeal süre ilk 30 gündür.
Sağlıklı haftalar ve keyifli uçuşlar dilerim.