"Yaşlandığımız için egzersiz yapmayı bırakmıyoruz, egzersiz yapmadığımız için yaşlanıyoruz." Yaşlanmanın, “hücre eskimesi” süreci olduğunu göz önünde bulunduracak olursak spor ve sağlık konusunda önemli çalışmalara imza atmış Dr. Kenneth Cooper’ın sporun insan sağlığındaki önemini vurguladığı bu sözünü kendimize sürekli hatırlatmalıyız. Spor endüstrisinin önemli kişiliklerinden olan Phil Knight ise “eğer bir vücudunuz varsa siz bir atletsiniz” sözü ile bir insanın spor yapması için sadece vücuda sahip olmasının yeterli olacağını savunurken sporun, her bireyin yapması gereken bir aktivite olduğunu vurgulamakta. Ben de sporun sağlığa etkilerini anlatmadan önce, bir hekim olarak, andımızın yazarı Hipokrat’ın bir sözünü hatırlatarak meslektaşım Dr. Cooper’ın ve Phil Knight’ın spor ile ilgili fikirlerine katkıda bulunmak istiyorum “Her bireye ne fazla ne eksik fakat doğru miktarda gıda ve egzersiz sunabilseydik, sağlığın en emin yolunu bulmuş olurduk.”
Tanım olarak spor, belli kurallara uyularak yapılan, bedensel gelişmeye yararlı eğlenmek ve yarışmak amacı da bulunan beden hareketlerinin tümüne verilen isim. Tanımdan yorumla, sporun sağlık açısından faydalı, hem ruhsal hem de bedensel yönden kişisel gelişimi destekleyen, kişiyi disiplinize eden ve sosyalleşmeyi sağlayan aktiviteler bütünü olduğunu söylemek pek de yanlış olmayacaktır. Rekabete dayalı performans sporlarından veya günümüzde spor denilince akla ilk gelen futbol, basketbol gibi endüstrileşmiş spor dünyasından bahsetmeyeceğim. Sporun sosyalleşmeye katkısı, ruhsal gelişime etkisi gibi sosyolojik ve psikolojik konulara da değinmeyeceğim. Takdir edersiniz ki hakim olduğum sağlık ile ve özellikle de kalp-damar sağlığı ile olan ilişkisi penceresinden bakacağım spora.
Genel vücut sağlığı açısından değerlendirdiğimizde düzenli olarak yapılan spor, solunumun düzenlenmesini ve bu sayede yeterli oksijenin vücuda girerek tüm organlara, dokulara ulaşmasını sağlar. Vücudun bağışıklık sistemini güçlendirir. Solunumu düzenlediği ve bağışıklığı güçlendirdiği için de başta solunum sistemi ile alakalı olmak üzere tüm enfeksiyonlara karşı direnci arttırır. “Çalışan demir pas tutmaz” sözünü de hatırlayarak dengeli ve kontrollü yapılan egzersizlerin kas-iskelet sistemi sağlığını olumlu yönde etkilediğini söylemek gerekir. Bununla birlikte spor, vücut ağırlığının korunmasına yardımcı olur ve kilo almanın önündeki en önemli engeldir. Kilo kontrolü sayesinde obezite ve obezite ile ilişkili olarak ortaya çıkabilecek diyabet, metabolik sendrom gibi hastalıkların gelişimini engeller. Genel vücut postürünü (duruşunu) düzelterek kişiye hem sağlık açısından katkı sağlar hem de daha dinç ve güzel görünmesine yardımcı olur. Kemiklerde kalsiyum birikimini hızlandırdığı için gelişme çağındaki çocuklarda fiziksel gelişmeyi desteklemesinin yanı sıra yaşlılarda, zamanla ortaya çıkan osteoporoz gibi hastalıkların engellenmesini sağlar.
Kardiyovasküler sistem, düzenli yapılan koşu, yüzme, bisiklete binme gibi aerobik egzersizlerden en çok fayda gören sistemdir. Yapılan bilimsel araştırmalarda düzenli egzersiz yapan kişilerde tansiyon değerlerinin, egzersiz sonrasındaki 6 saat boyunca düşük izlediği saptanmış ve yine spor yapanlarda tansiyon değerlerinin yapmayanlara oranla daha düşük ve dengeli bir seyirde olduğu bulunmuş. Vücuttaki tüm atardamarlarda gelişebilecek aterosklerotik sürecin engellenmesinde veya yavaşlatılmasında önemli faktörlerden biri olan düzenli egzersiz, bu özelliği ile kalp krizi ve inme gibi hastalıklardan korunmada önemli bir yer tutar. Spor sırasında kaslarda artan oksijen ihtiyacını karşılayabilmek için kalp kası daha kuvvetli ve hızlı kasılır; bu sayede spor, uzun dönemde kalp kasının kuvvetlenmesine yardımcı olur. Avusturalya’da sağlıklı bireylerin katıldığı bir çalışmada haftada 3 kez 1er saat düzenli egzersiz yapan kişilerin, kalp damar hastalıklarına bağlı sorun yaşama olasılıklarının belirgin düzeyde düşük olduğu gösterilmiş.
Amerika’da Halk Sağlığı ile ilgili yapılan bir bilimsel araştırmada erişkin bireylerin haftada 5 gün 30-60 dakika arasında kalp hızlarını kontrollü şekilde arttıracak şekilde yürümeleri veya haftada 3-4 kez 20-40 dakika arasında koşmaları-jogging yapmaları önerilmekte. Yine aynı araştırmada her sağlıklı bireyin haftada en az iki gün büyük kas gruplarını çalıştıracağı direnç egzersizlerinin de faydasından bahsedilmekte. Yine Amerikan Kalp Birliği’nin son kılavuzunda herkes için orta tempoda haftada en az 150 dakika egzersiz önerilmektedir. Yine aynı kılavuzda, hipertansiyonu ve kolesterol yüksekliği olan kişilerin haftada 3 kez, 40’ar dakika spor yapmasının kalp krizi ve inme riskini azalttığı belirtilmekte.
Jim Rohn tam da bu yazının sonuna uyacak şekilde çok güzel özetlemiş : “Vücudunuza iyi bakın. Yaşamak zorunda olduğunuz tek yer orasıdır.”