Damar sağlığı ve özellikle de atardamar sağlığı denince akla gelen pek çok faktör mevcut. Ancak bunlardan bazıları, hem günlük hayatımızda sürekli karşımıza çıktığı için hem de önüne geçilebilecek ve damarlar üzerindeki etkileri engellenebilecek sorunlar olduğu için ilk planda aklımıza gelmektedir. Evet mahşerin üç atlısı gibi karşımıza dikilen ve maalesef hastaların pek çoğunda ikisini ya da üçünü beraber gördüğümüz hastalıklardan bahsediyorum: Diyabet (şeker hastalığı), Hipertansiyon (yüksek tansiyon) ve Kolesterol (Hiperkolesterolemi), nam-ı diğer kan yağlarında yükseklik.

Haberin Devamı

Diyabet, hipertansiyon ve hiperkolesterolemi damar hastalıkları oluşturma riski çok yüksek olan 3 hastalıktır. Bu 3 hastalık genel yaşam tarzı, hareketsizlik, beslenme özellikleri gibi faktörlerden etkilendiği için beraber görülme olasılıkları da yüksek olan hastalıklardır. Dahası her birinin bir diğerini tetikleyebilme ve birbirlerinin etkilerini arttırabilme ihtimalleri damar sağlığı açısından ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Diyabet

Halk arasında bilinen adıyla şeker hastalığı, yani diyabet kronik süreçli ve vücuttaki pek çok organı etkileyen bir hastalıktır. Kan glikoz seviyesinin yüksekliği ile karakterize olan bu hastalık başta kalp damar sistemi olmak üzere göz, böbrek, cilt gibi pek çok organda soruna neden olabilir. Bununla birlikte sinirler, el ve ayaklar da diyabet hastalığının etkilerinin en çok görüldüğü organlardandır. Özellikle uzun süreçte kontrol edilmeyen kan glikoz seviyeleri vücuttaki harabiyetin artışına neden olur. Diyabetin vücuttaki en önemli zararı damarlar üzerindeki etkilerinden dolayı yaratır. Diyabet büyük atardamarlarda olduğu kadar, tedavisi daha zor olan el ve ayaklardaki küçük atardamarlarda da çok ciddi sorunlara neden olur. Diyabet; koroner damarlarda, böbrek damarlarında, barsak damarlarında, şah damarlarında ve bacakların üst kısmındaki büyük damarlarda "ateroskleroz" adı da verilen damar sertliği gelişimini hızlandırmakta ve sonuç olarak ilgili sistemde sorunların ortaya çıkma sıklığını arttırmaktadır.

Haberin Devamı

Hipertansiyon

Hipertansiyon, damar içinde akmakta olan kanın, damar duvarında yarattığı basıncın yüksek olması ile karakterize bir hastalıktır. Stres, sigara ve özellikle çok tuzlu tüketme hipertansiyon gelişimindeki en önemli nedenler arasında sayılabilir. Bununla birlikte şişmanlığın da tansiyon değerlerinde artışa neden olduğu bilinmektedir. Hipertansiyon, özellikle kontrol altına alınmadığı takdirde atardamarlar üzerinde pek çok olumsuz etkiye sebep olur. Koroner damarlar, şah damarları, bacak damarları ve böbrek damarları bu süreçten en çok etkilenen damarlar arasında sayılabilir. Hipertansiyonun etkisi ile aterosklerotik damar hastalığı gelişim riski ve hızı belirgin derecede artar. Bununla birlikte atardamarların belirli bir bölümünde genişleme ve balonlaşma ile karakterize anevrizma hastalığının en önemli sebeplerinden biri de hipertansiyondur. Anevrizma, özellikle aort gibi büyük damarlarda görüldüğünde ani ölümle sonuçlanabilecek sorunlara yola açabilmektedir.

Haberin Devamı

Kolesterol

Düzensiz beslenme vücutta diyabet, obezite gibi sorunlarla birlikte hiperkolesterolemiye -yani kanda yağ seviyelerinde yükselme- de neden olabilmektedir. Vücutta özellikle kötü huylu olarak bilinen LDL kolesterol ve trigliseridin normal seviyelerin üzerinde seyretmesi pek çok yolla atardamar sağlığını olumsuz etkilemektedir. Kan yağlarının yüksekliği, aterosklerotik damar hastalığını direkt olarak tetikleyebildiği gibi obeziteye neden olarak dolaylı yoldan da damar sağlığını tehlikeye atabilmektedir.

Bu hastalıklar vücuttaki tüm atardamarları etkileyebilmektedir. Özellikle düzensiz beslenme, hareketsizlik ve stres gibi faktörlerle tetiklenen bu hastalıklar koroner damarlarda, böbrek damarlarında, barsak damarlarında, şah damarlarında ve bacakların üst kısmındaki büyük damarlarda "ateroskleroz" adı da verilen damar sertliği gelişimini hızlandırmakta ve sonuç olarak ilgili sistemde sorunların ortaya çıkma sıklığını arttırmaktadır. Koroner damarlardaki sorunlar kalp krizine ve şah damarlardaki sorunlar felçlere nede olabilmektedir. Bununla birlikte barsak damarlarının tıkanıklıklarında mide barsak sistemi sorunları, böbrek damarı tıkanıklıklarında böbrek yetmezliği ve bacaklardaki büyük damarların tıkanıklıklarında bacaklarda ağrı gibi sorunlar oluşabilmektedir. Bu nedenle diyabetli, hipertansiyonlu veya kan yağları yüksek olan hastaların göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi şikâyetlerde koroner arter hastalığı açısından tetikte olmaları ve bu şikâyetleri yaşadıklarında mutlak suretle bir hekime başvurmaları gerekmektedir. Benzer şekilde baş dönmesi, göz kararması, bayılma, konuşma bozukluğu ve unutkanlık gibi şah damar hastalığı düşündürtecek buluğular da önemlidir. Bu iki sistemdeki sorunlara oranla daha az önemli olmakla birlikte mide barsak sisteminde oluşabilecek gaz, hazımsızlık, şişkinlik gibi sorunlar; böbrek yetmezliğini düşündürtecek idrarda azalma gibi şikâyetler ve bacak damar tıkanıklığına işaret eden yürüme mesafesinde azalma, bacaklarda yürümekle gelen ağrı, soğukluk ve solukluk gibi şikâyetler de ivedi bir şekilde hekime başvurmayı gerektirmektedir.

Gerek diyabet gerek hipertansiyon gerekse de hiperkolesterolemi çok küçük önlemlerle önü alınabilecek ve atardamar üzerindeki olumsuz etkileri önlenebilecek hastalıklardır. Hayat ve beslenme tarzı değişiklikleri, gerekirse ilaç tedavisi ve düzenli doktor kontrolleri ile gelişmesi muhtemel pek çok sorunun önüne geçmek mümkündür.

Sağlıklı haftalar...