Kardiyovasküler sistem, hastalıkları günümüzde en önemli ölüm sebepleri arasında yer almakta ve kardiyovasküler sistem hastalıklarının başında da damar tıkanıklıkları gelmekte. Damar tıkanıklığı vücutta, atardamarların çeşitli nedenlerle daralarak ilgili organın fonksiyonlarında sorunlar oluşturması nedeni ile önem taşımaktadır. Kalp ve beyin damarları bu konuda en önemli ve en hayati sorunlara neden olabilecek hedeflerdir. Bacak atardamarlarındaki tıkanıklıklar ise erken dönemde yürüme sırasında oluşan ağrılar ile başlayan şikayetler zinciri sonucunda, bacağın çeşitli seviyelerden kesilmesine dek uzayabilecek süreçlere neden olabilmektedir.
Bacaklardaki damar tıkanıklıklarında, tedavi kriterleri kalp ve şah damarlarının tıkanıklıklarındaki kadar kesin olmamakla birlikte, hastanın birtakım özellik ve beklentilerinin de tedavi seçiminde rolü büyüktür. Temel olarak görüntüleme yöntemleri ile saptanmış darlık özelliklerinin yanında kişinin şikayet derecesi ve sorunlu uzvun kişinin sosyal beklentilerini ve günlük hayatını idame ettirebilmesine ne derecede olanak tanıdığı önemlidir. Bir örnekle açıklayalım: Bacak ana atardamarında %80 darlık bulunan 50 yaşında ve günde 7-8 km yürüyen bir erkek hastada yürüme mesafesinin 3-4 km’ye düşmesi, bacak atardamar darlığı nedeni ile günlük ve sosyal hayatın devam ettirilmesinde sorunlar meydana gelmesi balon-stent veya cerrahi tedavi yöntemlerin uygulanması için bir sebep olabilir. Ancak bacak atardamarında %80 darlık bulunan hasta 85 yaşında günde sadece 1 km yürüme ihtiyacı olan bir kişi ise ve dinlene dinlene de olsa bu ihtiyacını karşılayabiliyorsa sadece ilaç ve egzersiz tedavisi ile takip etmek daha akılcı olabilmektedir.
Bu denli incelikli ve özellikli bir şekilde seçilmesi gereken tedavi yöntemlerinin, konunun uzmanı ve önlem tedavilerinden başlayıp cerrahi seçeneklere uzanan geniş spektrumdaki tekniklerin hepsine hakim ve hepsini uygulayabilen ekipler tarafından yürütülmesi gerekmektedir. Avrupa'da ve ABD'de “Damar Hastalıkları Uzmanı ve Cerrahı” olarak görev yapan hekimler bulunmakta ancak ülkemizde damar hastalıklarının tedavisi ile ilgili sorumluluğun dağıtımında bir takım karmaşalar bulunmaktadır. Ancak asistanlık sürecinden itibaren damar hastalıklarının takibini ve tedavisini yapan, bu konuda uzmanlaşmış kalp - damar cerrahisi uzmanlarının, konunun uzmanı kardiyoloji ve radyoloji uzmanları ile birlikte bir ekip olarak tedaviyi yürütmeleri günümüzde izlenmesi gereken en doğru yoldur.
Girişimsel Yöntemler (Endovasküler Yöntemler)
Bilimsel olarak tanımlanmış kriterlere uyan damar tıkanıklıkları olan hastalarda, kullanılması gereken ilk basamak işlemlerdir. Girişimsel yöntemler ile cerrahi arasındaki seçim darlığın yeri, uzunluğu, damar yapısı ve hastanın genel durumu değerlendirilerek yapılır. Girişimsel yöntemlerin hepsi anjiyografi salonunda, lokal anestezi altında ve herhangi bir kesi yapılmadan uygulanır. Hastanede yatış süresi ve iyileşme süreci, cerrahi tedaviye göre daha kısadır. Bununla birlikte işlem yapılan damarlarda erken veya geç dönemde tekrar darlık oluşma veya tıkanma riski bulunmaktadır. Tıkanıklığın veya darlığın yerine, uzunluğuna ve süresine bağlı olarak aşağıdaki işlemlerden biri veya birkaçı kombine edilerek kullanılabilir.
Aterektomi: Damar içinde oluşmuş plakların (kireçlenme) özel kataterler aracılığı ile olduğu yerde parçalanarak vücut dışına alınması esasına dayanan tedavi yöntemidir. Özellikle diz altındaki damar tıkanıklıklarında/darlıklarında ve uyluk bölgesindeki uzun damar daralmalarında ve tam tıkanmalarda kullanılan bir yöntemdir. Balon ve/veya stent ile kombine edilmesi gerekebilir.
Balon Anjioplasti: Damar içinde görülen darlıkların tedavisinde etkin bir şekilde kullanılan yöntemdir. Damarda daralmaya sebep olan plakların damar duvarına yapıştırılması esasına dayanır. İlaçlı veya ilaçsız balonlarla uygulanabilir. İlaçlı balonlar, mekanik etkilerinin yanında içerdikleri ilaçların etkileri nedeni ile ilaçsız balonlara oranla daha etkindirler.
Stent İmplantasyonu: Özellikle kasığın üstünde yer alan atardamarlarda ve zaman zaman da bacak atardamarlarında kullanılan bir yöntemdir. Diz altı damarlarda zorda kalınmadıkça kullanılması önerilmez. Tamamen metal yapılı olan stentler ve içi vücutla uyumlu çeşitli yapıdaki materyallerle kaplı stent greftler bulunmaktadır.
Girişimsel işlem öncesinde yukarıdaki yöntemlerden hangisinin kullanılacağı ile ilgili bir öngörüye sahip olunsa da hangisinin gerekli olduğu ve kullanılacağı ile ilgili nihai karar işlem sırasında verilir. Her türlü çabaya rağmen anjiografik yöntemlerle tedavi edilemeyen hastalarda veya başarılı tedaviler sonrasında hastalığın tekrarlaması halinde damar tıkanıklığının cerrahi girişimler ile tedavi edilmesi kaçınılmaz olabilmektedir.
Sağlıklı haftalar dilerim.
Doç. Dr. Cem Arıtürk
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı